Bölüm 162 : ***

avatar
6332 27

A Will Eternal - Bölüm 162 : ***


Çevirmen : Clumsy 

 

Song Que’nin kıymetli ışınlanma tılsımını gören Bai Xiaochun’un gözleri ışıldamıştı. Ve tam onu kovalamaya girişecekken ansızın duraksayarak bakışlarını yere indirdi.

 

Altındaki zemin, kan küresinin patlayışıyla tamamen düzleşmişti…

 

“Dur bir dakika...” dedi şüpheli görünerek. “Song Que’nin bir ışınlanma tılsımı varsa bunu dokuzuncu Gelgit Akışına müdahale ettiğim anda da kullanabilirdi. Vorteksin yıkılışından sonra olabilecek en kötü pozisyona düşmüştü!

 

“Ama tılsım yerine kan küresini kullanarak benimle dövüşmeyi seçti. Hatta bu uğurda yaralandı. Gerçekten tepesi atmış görünse de şimdi bir düşününce… daha ziyade yerdeki kanıtları silmeye çalışıyormuş gibiydi.” Meseleyi bir müddet daha analiz etmek gözlerindeki ışıltıyı iyice arttırmıştı.

 

“Ona müdahale ettikten sonra iki şey yaşandı. İlki dokuzuncu Gelgit Akışının yok oluşu ve dünya sicimi enerjisinin dağılışıydı. Buraya kadar normal. Ama anormal olan şey enerjinin bir ışık sütunu şeklinde göğe ulaşıp daha da hızlı şekilde yayılmasıydı.

 

“İlk başta masum görünse de iki durumu birleştirince… işler bir hayli şüpheli oluyor!

 

“Bir şey saklıyor!

 

“Gökyüzüyle ve yerdeki büyü formasyonuyla alakalı bir şey saklıyor olmalı. Ne sakladığını çözmek için etrafı eskisiyle kıyaslamalıyım. Belki bir yanıta erişebilirim.” Bu düşüncelerle göğe bakarak Gelgit Akışı vorteksinin yok olduğunu teyit etti. Song Que’nin enerjiyi doğrudan dönüştürmesi sebebiyle birkaç küçük, artçı vorteks kalmıştı ancak onların o eski devasa vorteksle kıyaslanmasına imkân yoktu.

 

“Dokuzuncu Gelgit Akışı vorteksi ve azalan dünya sicimi enerjisi yüzünden gökyüzü güçsüzleşmişti...” Yukarıdaki birkaç noktaya bakarak bunu da teyit ettikten sonra bakışlarını yeniden aşağı çevirdi.

 

Bu sırada Hayalet Diş ve Shangguan Tianyou hala yan taraftaydı. Hayalet Diş, Bai Xiaochun'un yaptıklarını şüpheli bir şekilde izlerken Shangguan Tianyou içten içe soğuk bir kahkaha atarak ortamı terk etti.

 

Bai Xiaochun ise Shangguan Tianyou’yu hiçe sayarak zemini inceleme işine devam etti.

 

“Normal şartlarda burası Kuruluş Kadrosu için iyi bir ortam olmazdı. Ama Song Que bir sebepten ötürü burayı seçti ve sonra da kanıtları yok ederek ayrıldı.” Kaşlarını çatan Bai Xiaochun her adımında göğe bakarak ilerlemeye başlamıştı.

 

Çok geçmeden Song Que’nin bağdaş kurduğu alana erişti. Ve orada tekrar göğe bakıp yeni adımına geçmek üzereyken ansızın ifadesi titreşti. Duraksadı ve gözlerini gökyüzüne iyice dikti.

 

Başlangıçta her şey normal, hatta eskisinden de sakin görünüyordu. Ancak hemen ardından bir şeyin varlığını sezdi. Gerçekliğinden emin olamasa da dokuz Gelgit Akışlı yetişimi ve Dünya Sicimi Kuruluş Kadrosunun zirvesi sayesinde bir hisse kapılmıştı… yukarıda kendisini bile ürpertecek güçte bir şey mevcuttu! 

 

İçini yoğun bir arzuyla dolduran, dokuz ruhsal deniziyle bağlantılı görünen bir şeyin baskısı söz konusuydu.

 

“O...” Başta inanamasa da titreyip soluksuz kalması çok sürmemişti. Daha fazla düşünmeden havaya sıçrayarak uzaklaşmaya başladı.

 

Hayalet Diş ise Bai Xiaochun’un gidişini kaşlarını çatarak izlemekteydi. Akabinde Bai Xiaochun’un az önce dikilmekte olduğu noktaya geçerek bakışlarını göğe çevirdi. Ancak sıra dışı bir şey fark edemedi. Yukarıda olup bitenleri yalnızca Song Que gibi özel bir büyülü nesne sahibi olan ve sayısız enerji boğumunu aktive eden biri sezebilirdi. Veya… dokuz Gelgit Akışlı, Dünya Sicimi Kuruluş Kadrosunun zirvesindeki biri!

 

Hatta bahsi geçen ikinci kişi için bunu hissetmek çok daha kolay olurdu.

 

En nihayetinde Hayalet Diş de kafasını sallayarak uzaklaştı.

 

Bai Xiaochun, geri dönüşünün hemen ardından Hou Yunfei’yi de beraberinde sürüklemişti. Hou Yunfei Gelgit Akışını sürdürmekteydi.

 

“Büyük Kardeş Hou, Gelgit Akışına burada devam et. Ben senin için işleri hızlandıracağım. Buradaki göğün eşsiz bir aura taşıdığından şüpheleniyorum!!”

 

Hou Yunfei gülümsedi. Bai Xiaochun’a duyduğu sonsuz güven gereği herhangi bir soru sorma gereği duymamış, çabucak bağdaş kurarak gözlerini kapatmıştı.

 

Onun arkasında dikilen Bai Xiaochun ise avcunu uzatarak sırtına yerleştirdi. Dokuz ruhsal denizi harekete geçerek Hou Yunfei’nin Gelgit Akışını hızlandıracak bir güç aktarmaktaydı.

 

Çok geçmeden dördüncü Gelgit Akışı belirerek gökyüzüyle bağlantılı bir vorteks yarattı. Dünya sicimi enerjisinin her yönden akın etmesi de çok sürmemişti.

 

Bai Xiaochun bu hızdan pek memnun değildi, bu yüzden yetişimini ve Gelgit Akışının gücünü kullanıp Hou Yunfei’yi hızlandırmayı sürdürmekteydi. Çok geçmeden beşinci ve altıncı Gelgit Akışları da belirmişti.

 

Dokuz Gelgit Akışının özel gücüyle bunu yapabilecek tek kişi Bai Xiaochun’du. Tabii bunun için ödemesi gereken bir bedel söz konusuydu. Tek bir kişiye yardım ederken bu bedeli ödemekte sorun yoktu. Ancak iki kişiye yardım ettiği takdirde Dünya Sicimi Kuruluş Kadrosu zirvesinden düşebilirdi. Her halükarda Hou Yunfei’ye yardım etmeyi sürdürmekte kararlıydı.

 

Hou Yunfei’nin kalbi ürperiyordu. Hayal edilemeyecek bir talihe kavuştuğunun farkındaydı, çünkü üç Gelgit Akışı eşzamanlı olarak her noktadan enerji çekmekteydi.

 

“Xiaochun...” derken kalbi sıcacıktı.

 

Bai Xiaochun gülümsedi. Ve Hou Yunfei’nin durumu fazla idrak etmemesini umarak çabucak şöyle dedi: “Kardeşler daima birbirine yardım eder. Hem benim de işleri netleştirmek için bu enerjiyi temizlemem lazımdı.”

 

Ancak Hou Yunfei gerçeğin farkındaydı; bu sözler gerçek olsa dahi Bai Xiaochun durumu bir şekilde kendi faydalanacağı şekilde idare edebilirdi. Hou Yunfei’nin zamanında Bai Xiaochun’u savunuşu boşuna değildi.

 

Bai Xiaochun Hou Yunfei’nin yedinci Gelgit Akışını da oluşturmasını istiyordu lakin Hou Yunfei sınırına ulaşmıştı. Üstelik birlikte işleyen üç Gelgit Akışı gökyüzünün bir kez daha güçsüzleşmesine yol açmıştı!

 

Bu yaşandıkça Bai Xiaochun da bir şeyi açıkça seziyordu... yani giderek netleşen çok çok silik bir aurayı!

 

Bu kutsal görünümlü bir auraydı. Tüm dünyanın ve cennetin secde ederek tapacağı kutsal bir Daonun gözlerini açışı gibiydi!

 

Art arda iki ve üç defa teyit eden Bai Xiaochun titremeye başlamıştı, gözleri delilikle ışıldıyordu.

 

“Cennet... Cennet sicimi enerjisi!!

 

“Tarikat lideri haklıymış. Düşmüş Kılıç Dünyasında sahiden de cennet sicimi enerjisi varmış! Bu da demek oluyor ki Cennet Daosu Kuruluş Kadrosuna erişmek mümkün!

 

“Cennet Daosu Kuruluş Kadrosu... insanın ömrüne beş yüz yıl ekleyebiliyor!!!” Bai Xiaochun adeta yıldırım çarpmışa dönmüştü; eti ve kanı heyecanla titreşmekteydi.

 

Bu esnada Song Que, birkaç yüz kilometre ötedeki dağlık bir alanda bağdaş kurarak Feng Shui pusulasıyla uğraşmaktaydı. Bir an sonraysa ifadesi titreşti ve gözleri Bai Xiaochun’un yönüne, giderek güçsüzleşen göğe çevrildi.

 

Gözleri irileşmiş, zihni dönmeye başlamıştı.

 

“Bu iyi olmadı!!” derken içi tedirginlikle dolmuştu. Kan Akımı Tarikatı o cennet sicimi enerjisini araştırmak için yıllarını vermişti. Çırakların nesiller boyunca sağladığı bilgilerle Usta Limitsizin Dünya Sicimi Kuruluş Kadrosunun zirvesine ulaştığı güne varılmış, bilgiler ancak o günün sonrasında tamamlanmıştı. Sonuç olarak tarikat kehanetler ve türlü hesaplamalarla o enerjiyi açığa çıkarmanın yolunu bulmak adına birkaç bin yıl harcamıştı!

 

İşte bu yüzden Song Que’nin nesli yakın tarihin en önemli nesli ve kendisi de neslinin en önemli çıraklarından biriydi. Usta Limitsizden bu fırsatı alabilmek adına akıl almaz bir bedel ödemişti.

 

Sayısız hazırlık yapmış, tüm enerji boğumlarını aktive etmiş ki bu da bolca vakit almıştı. Hepsinin sebebi o cennet sicimi enerjisini çekebilmekti.

 

Enerji boğumunun üzerinde Kuruluş Kadrosuna erişmek adına Gelgit Akışlarını başlatmıştı. Dokuzuncu Gelgit Akışını tamamladıktan sonra onun gücü ve Feng Shui pusulasının desteğiyle o enerjiyi çekecek ve Cennet Daosu Kuruluş Kadrosuna erişecekti.

 

Ama Bai Xiaochun’un müdahalesiyle karşılaşmış ve kanıtları yok edip daha güçsüz bir enerji boğumuna yönelmek zorunda kalmıştı. Yeni planı tamamen pusulanın gücüne bel bağlayarak o cennet sicimi enerjisini yavaşça çekebilmekti.

 

Ama Bai Xiaochun’un parçaları birleştirip o enerjiyi kışkırtacağını nereden bilebilirdi ki?! An itibariyle bunu sezebilecek tek kişi Bai Xiaochun’du ama enerji alçalmaya başladıkça Düşmüş Kılıç Dünyasının diğer yetişimcileri de bunu fark edebilir hale gelecekti.

 

“Lanet olsun, lanet olsun, LANET OLSUN!!” diye kükrerken saçları karman çorman bir şekilde uçuşmaktaydı.

 

“Daha sağlam hazırlıklara girişemem ve daha fazla da bekleyemem. O enerji aşağıdaki noktaya indiği anda iş işten geçmiş olacak!

 

“Başkalarının fark edip etmeyeceği umurumda bile değil, o enerjiyi alçalışını tamamlamadan önce çekmem lazım!!” Aklını yitirmenin eşiğine gelmiş olan Song Que dilinin ucunu ısırarak kanının bir kısmını Feng Shui pusulasına gönderdi. Sonra da iki elli bir büyü hareketi gerçekleştirerek pusulayı aşağı bastırdı ve kükredi.

 

“Cennet sicimi enerjisi, buraya alçal!” Feng Shui pusulası kanla buluştuğu saniyede cenneti sarsıcı, dünyayı yıkıcı bir güç patlak verdi ve havayı delip geçerek göğe yükseldi. Orada da cennet sicimi enerjisiyle buluştu ve onu aşağı çekmeye başladı!

 

Az önce yavaşça alçalmakta olan cennet sicimi enerjisi… ortaya çıkmış ve düşmeye başlamıştı!

 

Gökyüzü anında altın renge çevrilirken enerjinin bulunduğu noktadan göz kamaştırıcı ışıklar yayılmaktaydı. Adeta alçalan bir güneş gibiydi.

 

Enerji var olan her şeyin üzerindeydi; cennetsel bir Daonun kudretini yayıyordu ve haliyle o saniyede herkesin dikkatini çekmişti.

 

Düşmüş Kılıç Dünyası için tamamen ve bütünüyle eşsiz bir şey söz konusuydu!

 

Yetişim dünyasında inanılmaz nadir gerçekleşen bir durumdu, görmenin bile çok az kişiye nasip olduğu sersemletici ve göz kamaştırıcı bir şeydi.

 

Bu... beş yüz yıl ömür sağlayan, dünya sicimi enerjisinin üstü olan şeydi, tüm Kuruluş Kadrosunun nihai zirvesiydi!

 

Cismani bir form aldığında tüm Düşmüş Kılıç Dünyasına saçılmaya başlayan cennetsel bir Daonun iradesini yayan altın bir dumanı andırmıştı.

 

Tüm yetişimciler içgüdüsel bir açlıkla dolarak tir tir titremeye başlamıştı, bu ölümlülüğü fazlasıyla aşan bir dürtüydü. Bu… kanlarının derinliklerinden gelen bir dürtüydü!

 

Mantığı aşan bir umuttu. Delilikti!

 

“Cennet... cennet sicimi enerjisi!”

 

“Bu... cennet sicimi enerjisi!”

 

“Benim olacak!” Göz açıp kapayıncaya dek hemen hemen tüm yetişimciler tarifsiz bir heyecan ve delilikle kükremeye başlamıştı!

 

Yaralı Dokuz Ada da başını arkaya atarak kükreyenlerin arasındaydı.

 

“Cennet sicimi enerjisi!”

 

Hayalet Diş, Shangguan Tianyou ve tüm Kuruluş Kadrosu yetişimcileri iyice delirmişti, tabii Qi Yoğunlaşma yetişimcileri de!  

 

Hepsi, her yönden harekete geçmiş haldeydi!

 

An itibariyle tarikatların bir önemi yoktu; herkes kaotik dövüşteki yerini almıştı.

 

Bölüm 162 : Cennet Sicimi Enerjisi

#Bundan sonra spoiler içeren bazı başlıkları yıldızlayacağım arkadaşlar, önceden başlıkları görünce olayı okumak tatsız oluyor. 
Eveet, Düşmüş Kılıç Uçurumunda cennet sicimi enerjisi belirdi ve onu gören herkes sahibi olmak adına kafayı yemiş durumda. Bakalım neler olacak, okumaya devam!






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44308 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr