Çevirmen : Clumsy 

Bai Xiaochun’un üzerindeki göl kaynayıp çalkalanıyor, koca bir anafor şeklinde gökteki ve yerdeki enerjileri çekiştiriyordu. Sonsuz miktarda dünya sicimi enerjisi akın ediyor ve anafor giderek büyüyordu, artık cennetlere dek ulaşan koca bir hortum şeklini almıştı!

Belli bir mesafeden öyle hayranlık uyandırıcıydı ki gören herkesin soluksuz kalmasına yol açıyordu.

Gökyüzüyle birleştiği anda şekillendirdiği dönen vorteksle bir Gelgit Akışının işareti olduğunu sergilemişti!

“Bai Xiaochun!” Bai Xiaochun’un Kuruluş Kadrosuna ulaşmak üzere olduğu mağaranın yakınlarındaki Xu Xiaoshan akın eden enerjilere bakarak duraksadı. Yalnızca bir Gelgit Akışı dünya ve cennetin böylesi bir tepki doğurmasına yol açabilirdi. Xu Xiaoshan derin bir nefes aldı, gözleri ışıl ışıldı. “Demek ki kristalini tamamlamayı başaran ilk kişi oymuş.”

Bu esnada Düşmüş Kılıç Dünyasının derinliklerindeki Shangguan Tianyou, dokuz uçan kılıç tarafından çevrelenmiş şekildeydi. Sağ eli bir büyü hareketi gerçekleştirirken dokuz kılıcını yüksek seviye bir azılı yaratığa karşı öldürücü bir hamlede kullandı. Sonra da Dao şişesine uçan parmak kalınlığındaki dünya sicimi enerjisini hiçe sayarak uzaklardan akın etmekte olan enerjiye bakakaldı.

“Kim bu?!” diye düşündü. “Lanet olsun! Eğer Fang Lin’le dövüşüp karşılıklı yaralanmış olmasaydık kesinlikle daha hızlı ilerleyebilirdim!” Kanlı gözlerini çevirdiği Dao şişesi yüzde seksen oranında doluydu. Dişlerini sıkıp azılı yaratık arayışından vazgeçti ve bunun yerine diğer üç tarikatın çıraklarını avlamaya başladı.

Birinin kendisinden önce Kuruluş Kadrosuna erişmesi Shangguan Tianyou’yu öldürme havasına sokmuştu!

Bu sırada başka bir alandaki Hap Akımı Tarikatı çırağı Fang Lin, bir Engin Akım Tarikatı çırağının önünde sessizce belirmişti. Gözleri bir anlığına irileşen çırağın başı anında patladı. Ve öldürdüğü gencin Dao şişesini alan Fang Lin’in gözleri ışıldamaya başladı.

“Azılı ruhlar tarafından indirilen Lei Shan’ın Dao şişesini aldım, aynı şekilde pusuya düşürdüğüm bir sürü kişinin de. Ama o herif yine de beni geçmiş işte...” Bu sözler eşliğinde neredeyse dolan Dao şişesine gözleri ışıldayarak baktı ve hızlanarak Kuruluş Kadrosuna atlamak için uygun bir yer arayışına girdi.

Başka bir kısımdaysa Engin Akım tarikatının bir numaralı Seçilmişi olan Dokuz Ada vardı. Ellerinden kanlar sızıyordu, etrafı bizzat katlettiği yedi sekiz çırak cesediyle kaplıydı. “Bu yeterli olur herhalde!”

Tabii geçildikleri için çaresizliğe düşen bir avuç Seçilmiş dışında bu olaydan motive olarak hızlanan farklı çıraklar da mevcuttu.

Ve hızlanmanın tek yolu diğer çırakları öldürmekti!

Bai Xiaochun’un Gelgit Akışını oluşturması tüm Düşmüş Kılıç Dünyasını bir savaş alanına çevirmişti. Neredeyse aynı saniyede her yerde zalim dövüşler patlak vermişti.  

Ölüm sayısı giderek yükseliyor, her yönde kan dondurucu çığlıklar yankılanıyordu.

Başlangıçta dört yüz küsürü bulan insan sayısı çoktan yarıya düşmüştü.

Hou Yunfei kana bulanmıştı, saçları karman çormandı. O, Düşmüş Kılıç Dünyasının hatırı sayılır Seçilmişlerinden değildi, sıradan bir çıraktı. Ancak bu, diğerlerinden daha narin olacağı anlamına gelmezdi. Geride kalan ay süresince onun üzerinde düşman çırağı öldürmüştü.

Tabii farklı Ruh Akımı Tarikatı çıraklarıyla çalışarak pek çok azılı yaratığı da katletmişti. Sonuç olarak Dao şişesi yüzde yetmişin üzerinde doluydu. Uzaklarda patlak veren dünya sicimi enerjisi görmek derin bir nefes almasına yol açmıştı.

“Sen misin, Xiaochun? Kesinlikle Kuruluş Kadrosuna ulaşmayı başaracaksın. Ben de daha sıkı çalışmalıyım!” Böylece arkasını dönerek ilerlemeye başladı.

Bu sırada Beihan Lie, Düşmüş Kılıç Dünyasının orta kesiminde bir canavar misali dövüşmekteydi. Lei Shan’la olan mücadelesi ismini şok edici bir şekilde parlatmış, çok geçmeden hemen hemen herkes tarafından tanınır olmuştu.

Net bir galibiyet elde edememiş olsa da o mücadele sayesinde adı yepyeni bir boyuta erişmişti. Artık dört tarikatın yeni sürpriz atlarından biriydi, tabii diğer üç tarikatta da onun gibiler mevcuttu. Bu kişilerin sıradan çırakların denk olamayacağı bir noktaya ulaşması çok sürmemişti.

Tabii ki hiç kimse Beihan Lie’nin bu ihtişama nasıl eriştiğinden haberdar değildi. Gerçek şu ki Bai Xiaochun olmasa şu anki halinden eser olmazdı.

“Kesinlikle Dünya Sicimi Kuruluş Kadrosuna erişecek ve üzerimdeki tüm o aşağılanmayı sileceğim!” İçten içe bu şekilde bağırıyor ve kendisine seçtiği yeni hedefe gaddarca ilerliyordu.

Sınavın bu noktasında hayatta kalanların arasında güçsüz bir isim yoktu. Kalanların her biri güçlü teknik ve taktiklere sahipti, haliyle mücadeleler daha da yoğunlaşmaktaydı.

Düşmüş Kılıç Dünyasının derinliklerinde hareketli sisler ve sayısız azılı yaratıkla, tabii bolca da yetişimciyle dolu bir alan mevcuttu ve içlerinde dövüşe odaklanmış iki figür dikkat çekmekteydi.

Yakından bakıldığında ikisinin de kız olduğu seçilebiliyordu. Biri Gongsun Wan’er’di, diğeri ise Hap Akımı Tarikatının Zhao Rou’su. İkisi de mükemmel güzellikteydi ancak an itibariyle halleri pek iyi değildi. Çoktan yedinci mücadelelerine erişmişlerdi ve bedenlerinden öldürücü auralar yayılmaktaydı.

Geride kalan ayda her karşılaşmalarında dövüşmüşlerdi, adeta şahsi bir kinleri var gibiydi. İkisi de üstünlüğü elde edemiyordu lakin birbirlerinin enerji depolamasına da razı değillerdi, haliyle bir çıkmaza girilmişti.

Gözleri öldürme güdüsüyle ışıldayan Zhao Rou şöyle dedi: “Gongsun Wan’er, ikimizin Dao şişeleri de yarı yarıya dolu. Bu defa yalnızca birimiz canlı çıkacak ve o kişinin dolu bir şişesi olacak!” Bu sözlerle yeni bir saldırı gerçekleştirdi.

Gongsun Wan’er’in yüzü solgun, anka kuşu fena halde yaralıydı. Ancak güzel dişlerini sıkarak saldırıya karşılık vermekten geri kalmamıştı. Dövüşleri sıradan görünüyor olsa da ikisi de güçlü illüzyon büyüleri salmaktaydı.

En ufak bir aksilik ölümleriyle sonuçlanabilirdi.

Gökyüzü sarsılıyor, yer titriyordu. Kuruluş Kadrosu adımıyla herkesi deliliğin yeni bir boyuna eriştiren Bai Xiaochun ise gölün altında korkudan ürpermekle meşguldü. Yukarıda neler olduğunu göremiyor olsa da yarattığı akımın ortaya çıkardığı vorteksten haberdardı.

“Bana müdahale ederlerse ne yapacağım?” O anda alnı terlerle dolmaya başlamıştı. Kuruluş Kadrosu hazırlıkları esnasında birtakım defansif önlemler almıştı ancak yeterli geleceklerinden emin değildi.

İçsel anaforu muazzam bir enerji miktarı emerken dişlerini sıkarak sağ eliyle çantasına uzandı ve binin üzerinde kağıt tılsım çıkartarak etrafında havalandırdı.

Tabii onları aktive etmedi, bunu gerçekleştirmek için bir düşüncesi yeterli olacaktı.

İlahi Kurna Kalkanı da her an kullanmaya hazır şekilde havalanmıştı. Ardından Li Qinghou’nun vermiş olduğu defansif hazineyi de yaydı ve Ölmeyen Demir Tenini kapladı.

Bunlar dışında yapabileceği pek bir şey yoktu. Dişlerini sıkıp içinden bağırarak anaforun daha da hızlı dönmesini sağladı. Enerji aralıksız bir şekilde çekiliyor ama içindeki ruhsal güçle kaynaşmıyor, ona dolaşıyordu. Akış süregeldikçe anafor da giderek güçleniyor, Bai Xiaochun’un tir tir titremesine yol açıyordu.

Gelgit Akışı çekilen dünya sicimi enerjisinden oluşuyor ve ruhsal güçle birleşip patlayıcı bir etki doğuruyordu. Bu da kişinin etini, kanını, qi geçitlerini ve ruhunu sağlamlaştırıyordu. Yani her şeyi!

Ruhsal gücün her parçası için yüz parça dünya sicimi enerjisi gerekiyordu!

Bu patlayıcı kombinasyon da enerji sisini ruhsal bir denize dönüştürecek bir sıvı yaratıyordu!

Bu ruhsal denizin bir adı daha vardı: Dao Kuruluşu!

Her tam Gelgit Akışı bir ruhsal deniz ve bir Dao Kuruluşu yaratıyordu! Dokuz Gelgit Akışı dokuz ruhsal deniz ve dokuz Dao Kuruluşu anlamına geliyordu! Ekstra her seviye bir öncekinden çok daha büyük bir şeyi ifade ediyordu.

Zaman geçip gitti. İki saatin sonunda Bai Xiaochun’un üzerindeki göldeki vorteks iyice irileşmişti. Dünya ve cennet sarsılırken Bai Xiaochun güçlü bir şekilde kükreyip vorteksi yeniden büyütmekteydi. Gök gürültüsü misali gümbürdemeler yankılanıyor, içindeki anafor kapasitesinin limitlerine ulaşıyordu. Geride kalan iki saatte gerçekleştirdiği her şey ilk Gelgit Akışını şekillendirmek içindi.

İlk Gelgit Akışı tamamlanmaya hazır olduğundaysa içerisindeki anafor küçülmeye başladı.

Anaforu şekillendiren dünya sicimi enerjisi ve ruhsal güç qi geçitlerinde aktıkça anafor küçülüyor, Bai Xiaochun’un içerisinde çatlama sesleri yankılanıyordu. Anaforun qi geçitlerini, etini, kanını, hatta ruhunu titreten bir siyah noktaya indirgenmesiyse pek vakit almamıştı.

“Gelgit Akışı!”

GÜÜÜÜÜÜÜMMMMMMM!

Zihni gümbürdeme sesleriyle dolarken enerji ve ruhsal gücün kombinasyonu yayılmaktaydı. O kükrüyor, qi geçitleri irileşiyor, teni ve kanı güçleniyordu. Kemikleri, ruhu, hakkındaki her şey daha kuvvetli bir hal alıyordu.

Ayrıca Gelgit Akışı yardımıyla dünya sicimi enerjisi ve ruhsal güç de sonunda kaynaşmaya başlamıştı. Birlikte ruhsal bir sıvı oluşturmuş ve dantian alanındaki sisli denize girmişlerdi. Bir damla su misaliydi ancak iner inmez cennetleri paralayıcı, dünyayı sarsıcı bir güçle patlama yapmıştı!

Bai Xiaochun tir tir titrerken dantian alanı sayısız parçacık halinde patladı ve bir deniz olarak yeniden şekillendi!

Dao Kuruluşunun temeli atılmış, ruhsal denizi oluşmuştu!

Aynı anda qi geçitleri ve özellikle de ruhu şiddetle sarsılmış, ölümlülükten sıyrılmıştı!

Ancak oluşan deniz çok ufaktı, yalnızca 300 metre genişlikte görünüyordu. İçerisindeyse sayısız büyü sembolüyle kaplı menekşe bir kazan mevcuttu. Denizden sıyrılıp yükselen kazan şok edici bir enerji saçarak Bai Xiaochun’un yetişim basamağını yükseltiyordu. Ancak Bai Xiaochun, henüz Kuruluş Kadrosuna yükselişini tamamlamış değildi.

Kişinin kaç Gelgit Akışı oluşturabileceğini belirleyen iki ana faktör söz konusuydu; ilki içsel yetenek ve ikincisi, Qi Yoğunlaşma Aşamasında yetişimi yapılan tekniklerdi!

Teknikler Gelgit Akışını kışkırtır, içsel yetenekse onun gücüne direnecek kuvveti temin ederdi. Güçlü içsel yeteneğe sahip bir birey birden fazla Gelgit Akışına direnebilirdi. Güçsüz olanlarsa birden fazla tekniğin yetişimini yapmış olsa dahi aynı şeyde zorlanırdı. Hatta fazla Gelgit Akışı elde etmeye çalışmak Dao Kuruluşunu sarsıp ölüme sebebiyet verebilirdi.

Aynı şekilde güçlü bir içsel yetenek ve sıradan teknikler şeklinde bir birleşim de aynı kötü etkiyi doğurabilirdi.

Haliyle başarı için tekniklerin ve içsel yeteneğin orantılı bir birleşimi gerekliydi. İkisi de olmak zorundaydı.

Bai Xiaochun’un ilk ruhsal denizi bir kazan içeriyordu ki bu da yetişimini yaptığı ilk teknik olan Menekşe Qi Kazanı Kontrol Sanatını temsil ediyordu!

#Eveet, ilk Gelgit Akışı ve ilk ruhsal deniz başarıyla tamamlandı! Bizimkinin cepte bolca tekniği ve hepimizin bildiği üzere sağlam da bir içsel yeteneği var. O yüzden müdahale görmediği takdirde bir hayli ilerleyecektir. Peki sizce bu dünyada müdahale görmemesi mümkün mü? 
Okumaya devam!