Bölüm 131 : Katkılarından Dolayı

avatar
6527 25

A Will Eternal - Bölüm 131 : Katkılarından Dolayı


Çevirmen : Clumsy 

 

Bai Xiaochun ellerini arkasında kavuşturup dikilerek kendinden geçmiş bir şekilde uzaklaşan ayıyı izlemekteydi. Ayı tam üç kez durarak arkasına bakmıştı, ayrılmaya gönülsüz gibi görünüyordu. İç çeken Bai Xiaochun ise ne kadar iyi bir şey yaptığı hakkında düşüncelere dalmıştı.

 

Bu yarım ayı Yaratık Köyüne girip özellikle seçtiği yaratıklarla geri dönerek geçirmişti. Yaratık Doğumu Çiçeği onları yutuyor ve hazdan sarhoş bir şekilde geri çıkartıyor, geri dönüşleri titrek bacaklarla gerçekleşiyordu.

 

Tabii Bai Xiaochun’un seçimleri sınırlı bir çerçevedeydi, yalnızca en özel iki yüz yaratığın arasından seçim yapıyordu.

 

Çiçeğin olabilecek en iyi savaş yaratığını doğurmasını istiyor ve bu yüzden ormanın en güçlü ya da en iri yaratıklarını seçiyordu.

 

En nihayetinde katkılarını sunan tüm yaratıklar büyü formasyonunun dışında toplanmaya başlamıştı. Bai Xiaochun ne zaman ortaya çıksa bir şans daha ister gibi ciğerleri elverdiğince bağırıyorlardı.

 

“Katiyen olmaz.” diye yanıtlıyordu Bai Xiaochun. “Bir katkı yeterli. Size zarar vermek istemiyorum!” Bai Xiaochun son olarak kocaman karıncayiyenini de getirmiş, seçtiği tüm iyi yaratıkların sonuna gelindiğini fark etmişti.

 

Ayrıca Yaratık Doğumu Çiçeğinin açma süresinin sonlarına gelindiğinin de farkındaydı. En sonunda içeride her ne varsa doğuracaktı. Bu düşünce de Bai Xiaochun’u germeye başlamıştı.  

 

“Böyle olmayacak. Bu yaratıklar en üst düzey savaş yaratığını doğurmaya yetmez.” Düşüncelerinin bu noktasına ulaşan Bai Xiaochun Yaratık Köyünden ayrılarak kuzey yakada yürüyüşe çıktı. Tüm hayvanları gözlemlediği için çırakların savaş yaratıklarına da bir hayli aşinaydı. Hangilerinin en yüksek potansiyel büyümeye sahip olduğunu ve hangilerinin en güçlüleri olduğunu bile biliyordu.

 

“Bir Dış Kesim çırağındaki tavus kuşunu hatırlıyorum, potansiyeli harikaydı. O tavus kuşu iş görse gerek, değil mi?” Bu cümlelerden sonra bahsi geçen kadın çırağın konutuna doğru koşturmaya başladı.

 

Genç kadın bir sürelik bekleyiş sonrasında yüzünü gösterdi. Dış Kesim arasında tanınan çok güzel bir kızdı. Bai Xiaochun kız yaklaşır yaklaşmaz yüzüne hoş bir gülümseme yerleştirmiş, önemli bir katkı adına tavus kuşunu alabilmek için erdem puanı önermişti. Bizzat Yaratık Doğumu Çiçeğinden bahsetmese de başka meselelerden detaylı olarak bahsetmeyi ihmal etmemişti.

 

Hatta kızın teklifini reddedeceğinden korkarak biraz daha bilgi eklemeye karar vermişti.

 

“Endişelenme. Katkıda bulunmak yaratığına zarar vermeyecek. Bilirsin, sonrasında bunu yapan tüm yaratıklar biraz zevk sarhoşu oluyor. Hepsi ikinci bir tur daha istiyor ama doğrusunu istersen yaşamsal enerjilerine zarar verebileceğinden endişelendiğim için reddediyorum.”

 

Kadın çırağın gözleri yavaşça boş bakmaya başlamıştı. “Katkı” ile tam olarak ne kast edildiğini anlamamış olsa da sonraki sözleri işitmek gözlerinin korkuyla irileşmesine yol açmıştı.

 

“Seni... seni sapık!” diye bağıran kız ayaklarını yere vurdu ve nutku tutularak uzaklaştı.

 

Bai Xiaochun’unsa ağzı açık kalmıştı, kendisini birazcık yanlış anlaşılmış hissediyordu.

 

“Sadece tavus kuşunu ödünç almak istemiştim! Kabul etmiyorsan hava hoş ama beni kötülemene gerek yoktu. Bai Xiaochun sapık değildir!” Biraz keyfi kaçarak listesindeki ikinci kişiye gitti. Sonraki günlerinde yüzün üzerinde çırağı ziyaret etti ama hiçbirinden onay alamadı. Doğrusu hepsi kendisine bir hayli garip ifadelerle bakıyordu.

 

Bai Xiaochun iç çekerek kimsenin kabul etmediği bu fikirden vazgeçmeye karar verdi. Başka seçeneği olmayarak en iyi ikinci olasılığa yönelecek, Yaratık Köyündeki diğer yaratıkları deneyecekti.

 

Ancak tam pes edip gitmek üzereyken tarikatta bir fırtına koptu. Pek çok çırak Bai Xiaochun’a tuhaf yüz ifadeleriyle bakıyor ve aralarında fısıldaşıyordu.

 

“Duydun mu? Bai Xiaochun’un çok eşsiz bir hobisi varmış...”

 

“Son günlerde bir sürü kişinin savaş yaratığını ödünç almak istemiş. Bir çeşit katkıdan bahsediyormuş. Eğer ne anlatmak istediğini anlamadıysan, ehh, gel açıklayayım!”

 

“Oh, yani o anlama geliyormuş! Cennetler! Bai Xiaochun’un yaratıkları bu yüzden kullandığına inanamıyorum… Cennetler! Bu gerçekten doğru mu?”

 

Söylentiler spontane bir şekilde yayılmaya başlamıştı. Bai Xiaochun’la ilgili hiçbir şey yapamayacağını fark eden kuzey yaka sakinlerinin nefreti entrikaya dönmüştü. Böylece söylentilerin herkesin kulaklarına ulaşması yalnızca birkaç günü aldı.

 

“Bai Xiaochun’un kuzey yakaya neden geldiğini biliyor musun? Yaratıklar yüzündenmiş! Onlara karşı özel bir sevgi besliyormuş!”

 

“Şimdi anlıyorum! O Afrodizyak Hapını yapmasına şaşmamalı! Şimdi her şey anlam kazandı işte. Ona ilk önce kendisinin ihtiyacı olmuş…”

 

“Seçilmişlerin daima eksantrik hobileri oluyor. Acaba erkek yaratıkları mı dişileri mi tercih ediyor?”

 

“Cennetler! Böyle bir şeyi merak ettiğine inanamıyorum! Shhh… sesini alçalt. Bak, sanırım sorunun cevabını biliyorum…”

 

Söylentileri işiten Bai Xiaochun afallamıştı. Bir akşam alacakaranlık vaktinde mavi gözlü bir kediye sahip olan bir kadın çırakla karşılaştı. Biraz meraklı bir şekilde ikiliye baktığındaysa kadının avazı çıktığınca bağırıp tabanları yağladığını fark etti. Yaşadığı en ekstrem olay da buydu.  

 

Bai Xiaochun bu olanlara neredeyse inanamayacaktı, aşırı derecede haksızlığa uğradığını hissediyordu. İnsanlara durumu açıklamaya da çalışmıştı ama söylentileri alevlendirmekten öteye gidememişti.  

 

“Ne biçim bir zorba sürüsü ama!” diye hiddetlendi. “Benim için de buraya gelmek kolay olmadı, tamamen çulsuz bir şekilde geldim. Kendi işime baktım ve kimseyi gücendirmemeye çalıştım. Kuyruğumu bacaklarımın arasına sıkıştırıp yürüdüm ama yine de işleri bu raddeye getiriyorlar öyle mi!? İftiracılar!”

 

Gözleri kanlı, dişleri sıkılıydı.

 

“Aşırıya kaçıyorsunuz millet! Madem hepiniz bana iftira atacaksanız ben de gelir ve yaratıklarınızı bizzat alırım!” Öfkeyle yanıp tutuşurken sırtına doğru esen bir rüzgârı hissetti. Dönüp baktığındaysa hiç kimseyi göremese de hafifçe savrulan bir ağacı fark etti.

 

Ardından görüşüne hızla ilerleyen siyah bir bulanıklık girdi ve karnını ısırmak adına ağzını açtı… dişler korkunç bir kuvvetle kapanmak üzereydi.

 

Neyse ki Bai Xiaochun onuncu seviye Qi Yoğunlaşmaya geçmişti. Üstelik derin aydınlanma sonrasında sezgileri de sağlamlaşmış durumdaydı. Haliyle olanları fark etmiş ve hızlıca geriye sıçramıştı.

 

O bunu yaparken bir ağız dolusu jilet keskinliğinde diş de az önce bulunduğu noktada buluşmuştu. Isırığın gücü öyle kuvvetliydi ki sesi bile şok etmeye yeterliydi. Tamamen nefret dolu gibi görünüyordu.

 

Bu siyah bulanıklık, iri siyah köpek Gece Avcısı Yaratığından başkası değildi. Gece saatleri olduğu için gün içerisine nazaran çok daha hızlıydı. Bai Xiaochun’a ikinci suikast girişiminin de başarısız olduğunu görünce hızlıca arkasını dönüp kaçmaya hazırlanmıştı.

 

“Yine mi sen!!” diyen Bai Xiaochun’un kafatası uyuşmuş, boynu terlerle ıslanmıştı; eğer biraz daha geç tepki verecek olsaydı o köpek tarafından ısırılacağı kesindi.  

 

Sonuçlarını düşünmekse ürpermesine yetmişti. Hayatını Ölmeden Sonsuza Dek Yaşama Tekniğine güvenerek riske atamazdı…

 

“Lanet olasıca kara köpek! Neredeyse tüm Prestij klanına son verecektin!!” O öfkeyle bağırırken köpek de hızla uzaklaşıyordu.

 

“Tolere edilemeyecek bir zorbalık bu!” diye kükredi. “Kuzey yakanın çırakları bana zorbalık etmek istiyorsa tamam. Şimdi bir de koca bir köpekten mi aynı şeyi göreceğim? Geçen sefer sana acımıştım ama bu kez paçayı kurtaramayacaksın!” Bu sözlerle birlikte kanatlarını açarak harekete geçti.

 

Bir adam ve bir köpek, kuzey yakanın arazilerinde inanılmaz bir hızla ilerliyordu.

 

Köpek hem çok hızlı hem de alana çok aşinaydı. Bai Xiaochun ise yaklaşık bir saat boyunca, gökyüzü tamamen kararana dek takibi sürdürmüştü. Ne köpeği yakalayabilmiş ne de öfkesi dinmişti.

 

Pusuya düşürülmüş olması ve failin kendisini toza dumana boğması onu hiç olmadığı kadar öfkelendiriyordu.

 

Siyah köpek, an itibariyle Bai Xiaochun’un nefret listesindeki ikinci sırayı almıştı. Üçüncü sıra Yaşlı Zhou’nun anka kuşuna aitti ve birinci sıraysa… anormal bir gizliliğe sahip konuşan tavşanındı. Hiçbir şey birinciliği o tavşanın elinden alamazdı.

 

“Seni gerekirse dünyanın sonuna dek kovalayacağım!” Gümüş ışıklar titreşirken Ölmeden Sonsuza Dek Yaşama Tekniği maksimum etkisiyle salınmış, kanatları protomanyetik güce kavuşmuştu. Bu durum hızını hiç vakit kaybetmeden ikiye katladı.

 

Artık ardışık görüntüler halinde köpeği yakından takip etmekteydi. Bu sırada köpek bir mağaraya dalmaya teşebbüs etti ama daha başarılı olamadan Bai Xiaochun’un kendisine uzanan eliyle karşılaştı.

 

Elin yaklaştığını gören köpeğin gözleri kan kırmızısına çevrildi ve başı delice bir hareketle döndü. Beklenmedik bir şekilde kendi güvenliğini tamamen hiçe saymış ve bir ısırık almak için Bai Xiaochun’un göbeğine atılmıştı.

 

Pususunda bile başarı elde edemeyen köpeğin kendisini kovalayan ve öfkeden yanıp tutuşan Bai Xiaochun’un karşısında başarılı olup olmadığını sorgulamaya gerek dahi yoktu. Daha çenesi kapanamadan önce tuhaf bir ses işitilmiş ve boğazı Bai Xiaochun’un eli tarafından yakalanmıştı.

 

Eli demir bir mengene gibiydi, köpeğin kaçmasını tamamen engellemiş haldeydi.

 

“Hmph! Şimdi ne kadar mükemmel olduğunu görmeye gideceğiz!” Dişlerini sıkarak Yaratık Köyüne yöneldi ve çok geçmeden onur koruması istasyonuna vardı. Köpeği nasıl cezalandırabileceğini düşünmeye biraz vakit ayırdıktan sonra da bakışlarını Yaratık Doğumu Çiçeğine çevirdi.

 

Kalbi kıpırdanırken pis bir kahkaha attı ve köpeği Yaratık Doğumu Çiçeğine fırlattı.

 

Köpeği o anda yutmuş olan çiçek iki saatin sonunda açıldı ve iri köpeğin kıvrılarak çıktığı görüldü. Hala nefret ve çılgınlık izleri taşıyan gözlerde başka bir şey daha mevcuttu. Bir an bile geçmeden Bai Xiaochun’un üzerine hücum etti ve onun tarafından yakalanarak bir kez daha çiçeğe atıldı.

 

İki saat daha geçti ve köpek aynı delilikle dışarı çıktı. Bai Xiaochun da onu bir kez daha çiçeğe attı.

 

Dört seferin sonunda köpeğin bacakları titriyordu. Yere yığılmıştı ve soluk soluğaydı.

 

“Şimdi korktun mu ha?” dedi Bai Xiaochun soğukça homurdanarak. “Beni bir daha kışkırt da seni--”

 

Daha cümlesini bitiremeden önce siyah köpeğin elinden gelenin en iyisini yaparak üzerine atıldığını ve kendisini ısırmaya çalıştığını fark etti. Öfkelenerek köpeği kavradı ve bir kez daha Yaratık Doğumu Çiçeğine attı. Sonraki beş seferle birlikte toplam dokuz sefere ulaşılmıştı.

 

Dokuz seferi tamamlayan köpek bir deri bir kemik kalmış ve bitap düşmüştü. Bunu gören Bai Xiaochun köpeği kavradı ve köpekten acınası bir ses çıktı. Bai Xiaochun kendisini kötü hissetmişti.

 

“Şimdi neden korkman gerektiğini anlıyor musun? Beni daha fazla kışkırtma. Seçilmiş müsabakasında da o şeyi yapmaktan başka şansım yoktu.” Bu beyanla birlikte siyah köpeği istasyondan dışarı gönderdi. Yeterince uzaklaşan köpekse arkasını döndü ve tatlı anıları anımsar gibi bir ifadeye büründü…  

 

#Eveet, yaratık doğumu çiçeğinin 'katkıları' son hızla devam ediyor. En iyi yaratıklarının sonuna gelen kaplumbağamız tarikata açılmak istiyor ama 'nedense' kendisini bir yaratık düşkünü konumunda buldu. 
Bir de defalarca çiçeğe atılan köpeğimiz var tabii. Ondan yakın zamanda kurtulmak mümkün olmayacak.
Okumaya devam!






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44301 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr