Çevirmen : Clumsy 

Beihan Lie’nin ilahi kabiliyetindeki ilerleyişi ve Bai Xiaochun’a meydan okuyuşu kuzey yakada hızla yayılmaya başlamıştı. Çıraklar yaşanacaklara tanık olmak için hevesle meydan okuma platformuna koşturmaktaydı.

Beihan Lie’nin kanı intikam arzusuyla kaynıyordu. Üzerindeki aşağılanmayı temizlemek ve tüm kuzey yakaya hala o eski Seçilmiş olduğunu kanıtlamak istiyordu!

“Ne kadar aşağı düştüysem o kadar ve hatta daha da yukarı çıkacağım! Bai Xiaochun, benim için bir basamaktan fazlası değilsin!” Beihan Lie’nin gözleri delilikle alev alev olmuştu. Bugünü çok ama çok uzun zamandır bekliyordu ve en sonunda Günbatımı Büyüsüyle Bai Xiaochun’u yeneceğine emin olmuştu!

Tabii ki Bai Xiaochun’un Hayalet Dişle olan final maçını da işitmişti. Ancak son yıllarda verdiği çılgınca mücadeleler sonrasında önce Bai Xiaochun, sonra da Hayalet Dişle dövüşebileceğine inanmaktaydı.

“Bai Xiaochun, buraya gel!” Beihan Lie bütünüyle sarsılıyor, seyirciler arasında şok yaratacak kadar enerji saçıyordu. Yetişim basamağı bir girdap misali dört bir yanında dönmeye başlamıştı.

“İyi iş Büyük Kardeş Beihan! Bai Xiaochun’u indir!”

“Hahaha! Bugünün gelmesini çok uzun süredir bekliyorduk!”

Kalabalık tezahürat etmekle meşgulken Bai Xiaochun da ormanda, karıncayiyeninin üzerinde ıslıklar çalarak küçük bir yürüyüşe çıkmıştı. Ansızın uzaklardaki ışık huzmesini fark etti. Bu huzmeden kan rengi parıltılar yayılıyor ve savaşa olan açlığı anlatan öldürücü bir aura saçılıyordu. Bai Xiaochun kan renkli ışığa bakarken ışık, bir kâğıt uçak şekli almıştı.

O sırada uçağın içerisinden duygusuz bir ses çıkarak ormanda yankılanmaya başladı. “İç Kesim çırağı Bai Xiaochun: Kuzey yakanın dokuzuncu seviye Qi Yoğunlaşmadaki Beihan Lie’si sana meydan okuyarak 37,000 erdem puanı yatırdı. Meydan okuma bugünü takiben yarım yıl boyunca aktif kalacak. Kazanırsan erdem puanlarını tutabilirsin. Kaybedersen meydan okuma platformu kuralları gereğince cezalandırılmayacaksın.”

Sesin içerisinde kişinin kanını kaynatan ve dürtülerini canlandıran bir şey mevcut gibiydi.

Bai Xiaochun’un gözleri irileşti ve kalp atışları hızlandı. Bu sesle ilgili bir şeyler kendisini kasten deliliğe sürüklüyor gibiydi.

Dövüş! Dövüş! DÖVÜŞ!

“Dövüşmüş, ay götüm!” Bai Xiaochun bu sözler eşliğinde göğsüne vurarak sesin etkilerini yok etmeye çalıştı. Sonuçta onca zaman kuzey yakanın kurallarına çalışmıştı, haliyle meydan okuma platformunun kurallarını da gayet iyi biliyordu.

“Ben, Bai Xiaochun, bir Prestij Çırağı ve Tarikat Liderinin Küçük Kardeşiyim. Hiçbir şekilde herhangi bir dövüş veya cinayete dahil olmayacağım.” Kâğıt uçağa bir kez daha baktıktan sonra kuru bir şekilde öksürdü ve kolunu salladı… Çıkarttığı rüzgâr da kâğıt uçağın kenara doğru havalanmasına yol açtı.

Sonra da hafifçe mırıldanıp hiçbir şey yaşanmamışçasına karıncayiyeniyle birlikte ilerlemeye başladı.

Vakit geçti ve yaklaşık bir saat sonra meydan okuma platformundaki kalabalık tam anlamıyla şok oldu, tezahüratlar azaldı.

İki saat sonra insanlar aralarında dedikodu yapmaya başladı. Beihan Lie ise hala titreyerek ve kasılarak platformda bekliyordu.

“Bai Xiaochun dövüşten kaçmayacak, değil mi? Yok artık… Seçilmiş mücadelesinde birinci olmuştu. O, o… saygınlığını umursamadan edemez herhalde, haksız mıyım?”

“Sanmıyorum. Seçilmişin kim olduğunun önemi yok, meydan okunan kişi ya hemen orada dövüşü başlatır ya da başka bir tarih ayarlar. Bai Xiaochun neden cevap bile vermedi ki?”

Dört saat sonra güneş batmaya başladı. Ancak Bai Xiaochun’dan hala yanıt yoktu ve kuzey yaka çırakları afallamış haldeydi.

“Kahretsin! Bilmem lazımdı! O utanmaz Bai Xiaochun’un dövüşten kaçındığına inanamıyorum!!”

“Akıl sır ermez bir iş! Buraya güney yakanın bir temsilcisi olarak geldi. Onlar için ne utanç verici ama!!”

Tartışmalar alevlenirken Beihan Lie’nin bakışları Yaratık Köyüne çevriliydi. Bai Xiaochun’un dövüşten kaçınacağını hiç düşünmemişti. Bunu kabul edemezdi. Bai Xiaochun Seçilmiş müsabakasında birinci olmuştu; eğer birinci Beihan Lie olsaydı asla hiçbir meydan okumadan kaçınmazdı.

“Kesinlikle gelecek ve dövüşeceğiz!” diyen Beihan Lie’nin dişleri sıkılıydı. Orada tamamen odaklanmış bir şekilde durarak çevredeki tüm kuzey yaka çıraklarını içten içe sarsıyordu.

Birkaç dakika sonra kalabalığın arasında bir ışık huzmesi belirdi ve meydan okuma platformuna ulaştı. Gözlemciler yeni gelen kişiyi anında tanımıştı. O da Beihan Lie gibi bir Seçilmişti. Xu Song!

Meydan okuma platformuna çıkan gencin yüzündeki kederli ifade son derece barizdi. Bai Xiaochun ve Hayalet Diş arasındaki mücadelede Hayalet Dişin gerçek anlamda yenilmediğini biliyordu. Bai Xiaochun’a bu galibiyeti kendisini yorarak vermişti. Bai Xiaochun güçlüydü, Xu Song bunu kabul etmek zorundaydı. Ama son yıllarda o da çok gelişmiş ve Seçilmiş müsabakasındaki halinden çok daha üstün bir hale gelmişti. Uzun uzun düşündükten sonra da Bai Xiaochun’a meydan okuyacak kapasitede olduğuna kanaat getirmişti.

“Bugün Ben, Xu Song, Beihan Lie’ye Bai Xiaochun’la olan meydan okumasında eşlik edeceğim!” dedi sesli bir şekilde. “Kuzey yakanın Xu Song’u olarak ben, meydan okumaya 20,000 erdem puanı yatırıyorum!” Uzun süreli bir sessizlikten sonra kalabalıktan sağır edici tezahüratlar yükselmeye başladı.

“Büyük Kardeş Xu Song da Bai Xiaochun’a meydan okuyor!!”

“Tebrikler Büyük Kardeş Xu Song!”

Böylece bir ışık parıltısı canlandı ve oluşan ikinci kâğıt uçak da Yaratık Köyü yollarına düştü.

Beihan Lie titreyerek Xu Song’a döndü, buluşan bakışlarından Bai Xiaochun’u dövmek konusunda ne kadar kararlı oldukları anlaşılıyordu. Bir an sonra ikisi de ciğerleri yettiğince bağırmaya başlamıştı.

O sırada platforma doğru bir ışık huzmesi daha yaklaştı. Bu genç kadın Gongsun Wan’er’den başkası değildi.

“Ben, Gongsun Wan’er, 20,000 erdem puanı yatırarak Bai Xiaochun’a meydan okuyorum!”

Kalabalık sağlam tezahüratlara başlayamadan dördüncü bir ışık huzmesi de yükseldi.

“Ben, Gongsun Yun, 20,000 erdem puanı yatırarak Bai Xiaochun’a meydan okuyorum!”

Gongsun kardeşler de son yıllarda hatırı sayılır ilerlemeler kaydetmiş ve Bai Xiaochun’la dövüşmeye gelmişti.

Onların sesleri yankılanır ve ışıklar titreşirken iki kâğıt uçak daha Yaratık Köyüne doğru havalanmıştı.

“Ne kadar gaza geldiklerine bakın! İşte kuzey yaka Seçilmişleri böyle olur!!”

“Bu Seçilmişleri kimse yenemez!!”

“Hahaha! Bai Xiaochun altına sıçacak olmalı. Aslında kaybetsem bile biraz erdem puanından olurum. Ben de meydan okuyacağım! Kuzey yakanın bir bütün olduğunu öğrenmesi lazım!”

Böylece beşinci, altıncı ve yedinci çıraklar da platforma yükseldi.

“Ben, Chen Ao, yargılama ve çileyi Büyük Kardeş Gongsun Yun ile paylaşacağım. Bai Xiaochun’a meydan okumak için 700 erdem puanı yatırıyorum!”

“Büyük Kardeş Xu Song bana her zaman iyi davranmıştır. Ben, Sun Chenglong, onun yanında duracağım! Bai Xiaochun’a meydan okumak için 500 erdem puanı yatırıyorum!”

“Ben, Zhou Fang, Bai Xiaochun’a meydan okumak için 400 erdem puanı yatırıyorum!”

Kuzey yaka tamamen sarsılmış durumdaydı. Bu sırada Yaratık Köyündeki Bai Xiaochun da art arda gelen kâğıt uçakları şaşkınlık içerisinde izliyordu.

“Ne kadar çok...” diye düşünüyordu gözlerini kırpıştırarak. Çoktan üçkâğıdı kenara atmıştı ama arkasından gelen beş altı uçak daha vardı.

Her biri onu dövüşe sevk etmek için bir etki gösteriyor, sakin kalmayı zorlaştırıyordu. Bai Xiaochun ansızın kanatlarını açmış ve son hızla onur koruması istasyonuna yönelmişti.

Yol boyunca ona ulaşan bir düzine civarı kâğıt uçak olmuş ve her biri benzer şeyleri sıralamıştı.

Kelimelerin verdiği kışkırtıcı hissiyat Bai Xiaochun’un öfkeli bir şekilde bağırmasına yol açmıştı.

“Siz insanlar ne kadar da zorbasınız! Bu kadar kişiyle bana nasıl meydan okuyabilirsiniz, hem de hepsi sekizinci Qi Yoğunlaşma ve üzerinde! Ne başarmaya çalışıyorsunuz ki? Hayır! Dikkat çekmek istemiyorum işte!” İstasyona geri dönen Bai Xiaochun büyü formasyonunu aktive etmiş ve kâğıt uçakları dışarıda tutmuştu. Sonra da çok mağdur bir görünümle bağdaş kurdu.

“Kesinlikle kuzey yakada dikkat çekmeyeceğim. Taleplerine boyun eğmeme imkân yok. Humph!” dedikten sonra duygusal bir şekilde iç çekerek meditasyona başladı.

Bu sırada gece çökmüş ve bir sürü kişi daha platformdaki Beihan Lie’ye katılarak Bai Xiaochun’a meydan okumuştu. Tüm tarikat ayaktaydı. Pek çok kişinin amacı kendilerini Seçilmişlere sevdirmekti ve tabii ki büyük bir çoğunluk da Gongsun Wan’er’in fanıydı. Bu kadar insanın böyle yüksek meblağlarda erdem puanı yatırması oldukça canlandırıcı bir manzara sağlıyordu.

Bai Xiaochun tan vaktinde yetişimini tamamladı ve kapıyı itip açarak her yeri sarsan bir gürültüyle karşılaştı. Şok içerisinde bakıyor ve sesler yüzünden kalbinde doğan dövüşme dürtüsünü bastırmaya çalışıyordu. Şaşırtıcı bir şekilde dışarıda kendisini bekleyen yüzün üzerinde kâğıt uçak mevcuttu.

“Siz kuzey yaka insanları cidden delisiniz.” dedi. Kafatası uyuşurken de kapıyı kapattı, dışarıya bir adım dahi atmadı.

Ertesi sabah kuzey yakanın sakinleşmiş olacağını düşünmüştü. Ancak kapıyı açtığında gök gürültüsünü andıran bir sesle ve 300den fazla kâğıt uçağın dağ gibi görüntüsüyle karşılaştı.

Her kâğıt uçak bir başka meydan okumayı temsil ediyordu…

Bai Xiaochun boğazını temizleyip kapısını hızlıca kapattı ve kuzey yakanın kafayı sıyırmış olduğuna daha da emin hale geldi.

“Ai. Bazen insanlardan üstün olmak büyük bir hata oluyor. Bai Xiaochun. Ah, Bai Xiaochun. Bir hatan varsa o da üstün olmaktı.” Bu sözlerden sonra asık suratla istasyonunda oturdu ve bir müddet düşündükten sonra Bataklık Krallığı yetişimine dönmeye karar verdi.

Zaman geçti. Bai Xiaochun bir hafta boyunca kapıyı her açışında yüzlerce yeni uçakla karşılaştı. Eninde sonunda buna alışmış ve bu sırada uçak sayısı da iki bin civarına ulaşmıştı.

Artık Yaratık Köyüne gelen çırakların gördüğü ilk şey koskoca bir kâğıt uçak yığını oluyordu…

Tüm kuzey yaka Beihan Lie’nin meydan okuma meselesiyle hareketlenmişti. Seçilmişin başlattığı çığ giderek yoğunlaşıyordu. Bu noktada İç Kesim çıraklarının yüzde kırkı Bai Xiaochun’a meydan okumuş haldeydi. Tabii pek çoğu ufak miktarlarda erdem puanı koyuyor, Beihan Lie gibi olmuyordu. Eninde sonunda bu olay kıdemlilerin ve tepe lordlarının da kulaklarına ulaşmış, onları bile şok etmeyi başarmıştı.

Kuzey yakanın meydan okuma platformunun dört bin yıllık tarihi boyunca… böyle bir şey asla yaşanmamıştı.

Yaklaşık iki bin İç Kesim çırağı meydan okumuştu ve hedef de tek bir kişiydi…

Bu durumu kontrol etmek imkânsızdı, dalgalar herkesi sürüklüyor ve deliye döndürüyor gibiydi.

“Son haberleri işittin mi? Bugün üç yüz İç Kesim çırağı meydan okuma platformunda Bai Xiaochun’a meydan okumuş!”

“Hahaha! Bai Xiaochun’un ödü kopacak. Şimdiye dek kuzey yakanın ne kadar güçlü olduğunu ve bir bütün olduğumuzu anlamıştır!”

“Biraz bekle, ben de meydan okuyacağım! Hem de hemen!”

#Yılbaşı koşuşturmasından ötürü dün bölüm atma fırsatı bulamadım arkadaşlar, habersiz bıraktığım için özür dilerim. Herkese huzurlu bir yıl diliyorum :) 

Kuzey yakada dikkat çekmemeye niyetli olan kahramanımızın başı meydan okuma uçaklarıyla dertte. Bakalım bu mevzu nereye bağlanacak, okumaya devam!