Bölüm 117 : Frijit Okulu İlaç El Kitabı

avatar
6971 26

A Will Eternal - Bölüm 117 : Frijit Okulu İlaç El Kitabı


Çevirmen : Clumsy 

 

“Kokulu Bulut Tepesi sembolüne zarar vermenin zor kısmı bunu fark ettirmeden yapmanın bir yolunu bulmak.” dedi maymun zalimce. “Doğru metot kullanıldığı ve yeterli vakit verildiği sürece bir Qi Yoğunlaşma çırağı bile bunu yapabilir. Güney yakaya gizlice girilmiş!”

 

Frijit Tarikatın gözleri soğuk ışıklarla parladı. Bir büyü formasyonuna zarar vermenin kolaylığının ve tamir etmenin zorluğunun bilincindeydi. Bu bir vazoya benzetilebilirdi. Bir çocuk bile kırabilirdi ancak tamir etmek bir profesyonel, bir usta gerektirirdi!

 

“Gizlice girilmiş...” Frijit Tarikat bir müddet düşündükten sonra Dao Tohumu Dağına doğru bir kavrama hareketi gerçekleştirdi. Ve eline bir yeşim kâğıt ulaştı. İçerisinde son otuz yıldır tarikat sınırlarında gerçekleşen tüm olayların kaydı mevcuttu. Buna Bai Xiaochun’un yıldırım çağırışı ve 10,000 Yılan Vadisindeki vukuat da dahildi.

 

Belli bir süre inceledikten sonra yüzünde garip bir ifade belirmişti. Anlaşılan bu Bai Xiaochun yürüyen bir felaketti… Ancak Frijit Tarikatın gözlerinin parıldaması pek uzun sürmemişti.  

 

“Bu çocuğun ilaç yapışı... çok adice...”

 

“İlaçların Daosu sayısız yola sahiptir,” diye mırıldandı maymun, “herkes için farklı bir versiyon mevcuttur. Belki de bu Bai Xiaochun… Neyse. Ona Nehre Meydan Okuyan Hap formülünü ve Frijit Okulu İlaç El Kitabını ver. Belki de gerçekten... Nehre Meydan Okuyan Hapı üretme şansı vardır...”

 

Frijit Tarikatın gözleri büyüdü. Nehre Meydan Okuyan Hap son 10,000 yıldır hiçbir Ruh Akımı Tarikatı üyesi tarafından başarıyla üretilememişti. Ruh Akımı Tarikatı bu uğurda Hap Akımı Tarikatından yardım alıp cömert bir ödemede bile bulunmuştu ama nafileydi.

 

Nehre Meydan Okuyan Hap, artık bir efsaneden ibaretti. Frijit Tarikat, Ruh Akımı Tarikatında tek bir Nehre Meydan Okuyan Hap olduğunu bilmeseydi bunu üretmenin mümkün olduğuna bile inanmayabilirdi. Bu ilacın tek bir işlevi vardı... gerçek ruh uyandırmak! Gerçek ruhu on nefeslik bir süre için uyandırmak!

 

Frijit Okulu İlaç El Kitabı ise Frijit Okulu Ruh Topluluğunun üç büyük kurucu efsanesinden biriydi, dış dünyadan geldiği varsayılan büyük bir ilaç Daosu barındırmaktaydı.  

 

Frijit Tarikat bir anlık sessizlikten sonra başını salladı. “Onun ilaç yaratma yöntemleri adice ve Nehre Meydan Okuyan Hap da adi bir hap. Belki de... başarılı olma şansı vardır! Ustam, yetişim aşamanız ne alemde?”

 

“Kolay kolay düzelmeyecek. Zamana ihtiyacım var. Geri dönmüşken birkaç yıl daha direnmek zorundayım. Dokuz Cennet Bulut&Gök Gürültüsü Tarikatının yıkılışını bizzat görmek istiyorum!” Maymunun gözleri yoğun bir kinle titreşiyordu. Yıllar önce tüm tarikatının yok edildiğini görmüş, yalnızca kendisi kurtulabilmişti. Ruhlara yasaklanan pek çok alanı geçtikten sonra da en sonunda doğu nehir deltasına ulaşabilmişti.

 

“Çırağım, dönen tek kişi ben değilim. Diğer demirbaşlar da dönmüş olabilir. Sebebinden emin değilim ama… bizleri yeni bir çağın beklediğini hissediyorum.”

 

Maymun iç çekti ve Frijit Tarikat sessizce dikilmeye devam etti. İkisi de eski çağlara ait olsa da ruhları alev alevdi ve tamamen odaklanmışlardı.  

 

Zaman geçti. Bai Xiaochun, bir ayın sonunda mağaradaki bir yetişim sezonunun sonuna geldi. Dışarı çıkmak istiyor ama bunu yapamayacağını biliyordu. Bu yüzden iç çekerek nefes alma egzersizlerine devam etti.

 

Ansızın gözlerini açtı ve yeni bir nefes alamadan önce önünde yatmakta olan bir yeşim kâğıdın ve bambu parşömenin farkına vardı.

 

Oldukça antik görünüyorlardı, sayısız yıllara şahit olduklarına şüphe yoktu. Hatta ilkel bir hava yaydıkları söylenebilirdi.

 

“Eee?” Biraz daha yakından baktıktan sonra yeşim kâğıdı alarak içine ruhsal güç aktardı. Bir an sonra da gözleri irileşti.

 

“Nehre Meydan Okuyan Hap mı? Herhangi bir bitki gerektirmiyor, yalnızca Cennet Karışı Nehri suyu mu istiyor? Ne… ne çeşit bir hap bu? Bayağı harika görünüyor. Kim Cennet Karışı Nehri suyuyla bir tıbbi hap yapmayı düşünmüş olabilir ki?” İlaç yapım metodunu incelemeyi sürdürürken iç çekmeye başlamıştı.

 

“Ne adice! Bedenini bir hap fırını olarak kullanman gerekiyormuş...” Sonrasında bambu parşömene geçti ve gözleri daha da irileşti.

 

“Frijit Okulu İlaç El Kitabı mı?”

 

Bai Xiaochun derin bir nefes alarak bambu parşömeni açtı. İçindeki hiçbir şey bir anlam ifade etmiyordu. Net olan yalnızca ilk satırdı ama o kadarı bile Bai Xiaochun’u delirtmeye yetmişti. “Ölümsüzlük Frijit Okulu ile başlar; Sonsuz hayat reenkarnasyon döngüsüyle sona erer!

 

“Sakın bana... sakın bana bu tıbbi kılavuzu kullanarak Sonsuza Dek Yaşa-Asla Ölme Hapı üretebileceğimi söylemeyin!? AHHHHHHHH!” Ağzından kaçarak yankılanan çığlıklara mani olamıyordu. Gözleri hazinelerin en değerlisini elde etmişçesine kanlanmıştı.

 

“Büyük Kardeş Tarikat Lideri yetişime ne kadar sıkı çalıştığımı görüp bana bir ödül vermek istemiş olmalı. Çok harikasın Büyük Kardeş Tarikat Lideri. Nehre Meydan Okuyan Hap çocuk oyuncağı. Birazcık güçlenince senin için bundan bin tane üreteceğim.”

 

Oldukça heyecanlı görünerek Frijit Okulu İlaç El Kitabını incelemeye devam etti. İçindeki bilgileri göremiyor olsa da çoktan takıntı haline getirmişti.

 

Bir süre daha çalıştıktan sonra parşömenin yapıldığı bambunun 10,000 yıllık antik bir aura yaymakta olduğunu fark etti.

 

Bir bambunun bu kadar uzun süre nasıl sağlam kalabildiğinden bile emin değildi. Her şeyden öte, içerisinde soludukça yetişimini yönlendiren tatlı bir koku barındırıyordu.

 

Bai Xiaochun’un heyecanı giderek artıyor, bunun çok kıymetli bir nesne olduğuna daha emin hale geliyordu. Hatta gayretli ve sebatlı yetişim çabalarım tarikat liderinin ilgisini mi çekti yoksa Ustamın ruhu yeraltından bana hediyeler mi gönderdi diye düşünmeye başlamıştı.

 

“Bu pek mümkün görünmüyor...” diye düşündü. Ve dişlerini sıkarak irdelemeyi kesti. Sonuçta hazine artık ellerindeydi ve kendisine aitti.

 

Fark etmediği şeyse mağaranın derinliklerinde, gözlerinde bir hürmetle kendisini izlemekte olan maymundu.

 

“Bunu nasıl yaptı?” diye düşünüyordu maymun. “Gizemli bir varlık beni geri getirmesi için onun ellerini mi kullandı?”

 

Maymun, bir süre sonra arkasını dönerek mağaranın taş duvarlarına kaynadı. Oradan dağı aştı… ve nehrin derinliklerine ulaştı.

 

Kendisini kocaman bir yeraltı mağarasının içerisinde buldu. Burası Cennet Karışı Nehrinin altın sularının altında, büyü formasyonuyla dolu bir mağaraydı. Bu büyü formasyonu da Ruh Akımı Tarikatının özüydü.

 

Ofansif bir büyü formasyonu değildi, yalnızca... defansifti.

 

Altın nehrin ortasında ise bir tabut mevcuttu.

 

Kapağı yoktu ve içerisini görmek mümkündü… orada bir kız bebeğin cesedi yatmaktaydı.

 

Kız, ölü olmasına rağmen yaşam izleri ve derin, antik bir hava taşımaktaydı…

 

İki ay geçip gitti.

 

Bai Xiaochun Frijit Okulu İlaç El Kitabından hiçbir şey anlamıyor ama buna rağmen pes etmiyordu. İlaç yapım yetenekleri gelişince anlayacağından emindi.

 

Artık cezası bitmişti ve mağaradan neşeli bir şekilde çıkıyordu. Bu süreçte yetişimi de birazcık yükselmişti. Çok geçmeden Bataklık Krallığını geliştirmek ve yaratıkları gözlemlemek için kuzey yakaya gönderileceği bildirisini aldı.

 

“Kuzey yaka...” Şok olmuş bir şekilde kuzeye bakarak Seçilmiş müsabakasında yaşadıklarını, onların baş düşmanı ilan edilişini anımsadı. Bir sürelik tereddütten sonra da kendi kendine mırıldandı: “Ah, çok vakit geçti, muhtemelen herkes beni unutmuştur.”

 

Bu analiz konusunda pek emin olmasa da yapabileceği bir şey yoktu. Biraz daha düşündükten sonra da gözleri beklentiyle parlamaya başladı. Sonuçta çantasında Yaratık Doğumu Tohumu vardı ve en sonunda kendi yaratığına sahip olma düşüncesi kuzey yakaya gitmeyi daha katlanılabilir kılmıştı.

 

Kokulu Bulut Tepesine dönerek yıkılmış ölümsüz mağarasına uğradı, eşyalarını topladı. Üç gün sonra da Dao Tohumu Dağına geçti. Etrafı kendisini yolcu etmeye gelen kıdemliler, tepe lordları, İç Kesim Çırakları ve bir grup Dış Kesim çırağıyla çevriliydi.

 

Her biri kendi özgür iradesiyle gelmişti. Bai Xiaochun’un kuzey yakaya gittiğine bizzat şahit olmadıkları sürece rahat bir nefes alamayacaklardı.

 

Bai Xiaochun ise bu kadar insan kendisini görmeye geldi diye çok mutluydu. Orada tarikat liderinin yanında durarak ellerini sallayarak veda ediyordu.

 

“Baylar bayanlar, çırak kardeşlerim. Ben kuzey yakaya gidiyorum ve hepinizi özleyeceğim! Güney yakayı özleyeceğim ve tüm o bitkileri de!”

 

Oradaki kişilerin yüzlerinde garip ifadeler belirmişti. Sonuçta bu ağırbaşlı bir vedalaşmaydı. Tarikat lideri ve tepe lordları bile oradaydı. Gerçi çırakların çoğu Bai Xiaochun’a hala öfkeliydi ama yine de gitmesini istemiyor gibi yapmaya çalışıyorlardı.

 

Gerçekten kötü hisseden kişiler ise Büyük Şişman Zhang, Hou Xiaomei, Hou Yunfei ve yakın olduğu diğer birkaç kişiden ibaretti. Tabii kuzey yaka da güney yaka gibi Ruh Akımı Tarikatına ait olduğu için hisleri çok coşkulu değildi.

 

Yaşlı Zhou kalabalığın arasından çıkarak Bai Xiaochun’a samimi bakışlarla yaklaştı. “Küçük Kardeş Bai, eşsiz bir yeteneğe sahipsin ve Bataklık Krallığını öğrenme yolunun çok başındasın. Bizi bir mucize gerçekleştirebileceğin konusunda ikna etmeye çalışma, yetişimde başarılı ol. Kuzey yaka biz güney yakadan çok daha iyi imkânlara sahip. Yetişimine orada devam edersen çok daha uzun bir yolun olur. Hatta orada kalırsan Kuruluş Kadrosuna ulaşma şansın da daha çok olur. Bunu başardığında ömrün çok uzar.”

 

Bai Xiaochun ürperdi ve gözleri, Kuruluş Kadrosuna ulaşıp ömrünü uzatmanın vereceği keyif düşüncesiyle parıldadı.

 

Çok geçmeden diğer insanlar da konuşmaya başladı.

 

“Ayrılma zamanın geldi. Arkanı dön ve kuzey yakaya ilerle. Biz yetişimciler daima ileri gitmeli, asla geri dönmemeliyiz. Ardına bakmana hiç gerek yok. Dümdüz gitmen yeterli!”

 

“Çok haklı, Tarikat Amcası Bai. Artık gitme vakti. Seninki kadar büyük hayaller ancak kuzey yakada gerçekleşebilir, orada kanatlarını açıp yükselebilirsin!”

 

“Tarikat Amcası Bai, bizi özlemene ve kuzey yakaya gittikten sonra geri dönmene hiç gerek yok. Senin yolun daima önünde olacak!” Bu sözleri işitmek Bai Xiaochun’u iyice etkilemişti.

 

Derin bir nefes alıp kollarını kavuşturdu ve herkese doğru iyice eğildi. Tarikat lideriyse yüzünde garip bir ifadeyle Bai Xiaochun’un dönmesini bekledi, ardından onu yanına alarak kuzey yakaya doğru ilerlemeye başladı…

 

Bai Xiaochun gittiğinde Yaşlı Zhou’nun ve oradaki pek çok kişinin yüzlerindeki samimi ifadeler katıksız bir neşeye dönüştü. Çoğunluk mutluluktan ağlamaya başlamıştı.

 

“Cennetlerin gözleri var! Bai Xiaochun sonunda gitti!!”

 

“Hahahahahaha! Tarikat lideri bize büyük bir iyilik yaptı! Tepe lorları da çok bilge ve asil ruhlu! Cennetlerin Daosu gerçekten adil! Sonunda güney yakaya bahar geldi!!”

 

“Bu gerçek mi? Bai Xiaochun sonunda gitti mi!? Bunun gerçek olduğuna inanabilir miyim?” Herkes tezahüratlara başlamıştı ve davullar, ziller çıkartıp çalmaya başlayanlar da mevcuttu.

 

Dao Tohumu Dağının kuzeyindeki Bai Xiaochun, tarikat liderini takip ederek ilerlemekteydi. Arkasında kopan curcunayı işittiğindeyse boğazını temizledi, garip bir yüz ifadesine büründü. Bu durumda tanıdık gelen bir şeyler vardı. İç çekti.

 

“Duyabiliyor musun Büyük Kardeş Tarikat Lideri? Güney yaka beni öyle özledi ki ayrılığım onları kederden bir acayip hale soktu.”

 

Zheng Yuandong’un ağzı açık kaldı ve gözleri sessizce göğe çevrildi…

 

#İlk kısımda gerçekleşen olaylar bir hayli ilginçti. Maymun, Frijit Tarikat, bahsi geçen hap, tabuttaki canlılık taşıyan ceset... Nereye bağlanacaklarını çok merak ediyorum doğrusu.
İkinci kısımsa gerçekten 'tanıdık' geldi. Kendimi yeniden ilk bölümü çeviriyormuş, köyünden uğurlanan Bai Xiaochun'u okuyormuş gibi hissettim 
Aaah ah, bakalım kuzey yakada bizleri neler bekleyecek, okumaya devam!






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44323 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr