Bölüm 114 : Li Qinghou Anlıyor...

avatar
6792 30

A Will Eternal - Bölüm 114 : Li Qinghou Anlıyor...


Çevirmen : Clumsy 

 

“Bu neden yaşanıyor?” Ağlamak üzereydi, alnındaki terleri silip dişlerini sıktı ve dışarıdan gelen gümbürdeme sesleri eşliğinde ilaç yapımına devam etti.

 

Hiçbir zaman büyük bir olay yaratmak istememişti ki! Tek isteği yılanların çenesini kapatmaktı. Kendisini hiç olmadığı kadar yanlış anlaşılmış hissediyordu…

 

Problemi çözmek için çok basit bir yol bulduğunu sanmıştı; yılanların ağzını kapatmanın böyle vahşi yan etkiler doğuracağını nasıl hayal edebilirdi ki?!

 

Durumun giderek fenalaştığını gördüğünde ilk tepkisi geçici bir çare bularak zaman kazanmak, o sırada da panzehiri hazırlamak olmuştu. Sağa sola çarpma problemini çözmüştü ama bunun sonucunda yılanların bedenlerinin sonsuz bir güce kavuşacağını hiç düşünememişti. Görünüşe bakılırsa büyü formasyonu pek uzun süre dayanmayacaktı.

 

Kalbi korkuyla güm güm atıyordu, gözleri tamamen kan çanağına dönmüştü; her şeyi eski haline döndürmek istiyordu, yılanların sürekli kendisine tıslamasına bile razıydı.

 

İki gün sonra yılanların daimi bombardımanı sayesinde büyü formasyonundaki çatlama sesleri iyice yoğunlaşmış ve hatta çatlaklar kalkan boyunca yayılmaya başlamıştı. Bai Xiaochun bu noktada iki tıbbi hap tutarak, taş kulübesinden soluk soluğa çıktı.

 

“Bu kez kesinlikle durumu düzelteceğim!” diye bağırdı. “10,000 Yılan Vadisi için normale dönme vakti!” Üzerindeki zihinsel baskı gerçekten artmıştı ve tıbbi hapları formasyonun dışına atarken bir çeşit trans halinde gibiydi. Havada patlayan haplar hızlıca yeşil bir sise dönüşerek dört bir yana dağılmıştı.

 

Sis yılanlara temas ettiği anda yılanları titretiyor, cup sesleriyle yere yığılan yılanların beden güçleri süratle azalıyordu.

 

Sis tüm mağarayı kaplayıp kan tanrısı kobralarına da ulaşmıştı. Onların da ilgisini yitirip devrildiğini gören Bai Xiaochun rahat bir nefes aldı. An itibariyle ilaçların Daosuna inanılmaz bir saygı duyuyordu, tabii kendi kontrol seviyesine de yoğun bir güven.

 

Derin bir nefes alarak mırıldandı: “Her zamanki gibi Ben, Bai--”

 

Ancak cümlesini bitiremeden önce yakınlardaki bir üçlü-münzevi engereğin yaşadıklarını gördü ve neredeyse havaya sıçrayacaktı.

 

“B-bu... bu...” diye mırıldanırken gözlerine inanamıyordu.

 

Üçlü-münzevi engereği kıvranmaya başlamış ve başının üzerinde uzun bir boynuz büyümüştü.

 

“Yılanlar boynuz mu çıkarıyor!?!?” diye bağırdı telaşla. Zihni şok dalgalarıyla sarsılıyordu. Tüm yılanlar kıvranmaya başlamıştı ve eğer tıslayabiliyor olsalardı çıkaracakları sesin insanın ruhunu sarsacağı kesindi.

 

Çok geçmeden hepsinin başlarında birer boynuz çıkmıştı! Ayrıca bedenleri de güçleniyor gibi görünüyordu.

 

Bu şaşılası boynuzların yanı sıra sağa sola sürünüp çarpma eylemi de geri dönmüş, bastırılmış olan şiddet nihayet patlak vermişti. İleri geri çarparken duvarda, mağarada delikler açmaya başlıyorlardı.  

 

Kan tanrısı kobrası bile aynı davranışı sergilemekteydi. Üç metre kafalı yılansa deliler gibi sarsılarak kocaman bir boynuz büyütmüştü. Boynuzlar pek keskin görünmese de görüntüleri bile Bai Xiaochun’un nefesinin kesilmesi için kâfiydi. Yılanlar çıldırmaya başlıyor ve Bai Xiaochun, nüfuz edilemez bir tene sahip olduklarını idrak ediyordu.

 

Tüm yılanlar sağa sola sürtüyor, çarpıyor, yoğun gümbürdeme sesleri çıkartıyordu. Duvarda en ufak bir delik gören yılan, boynuzundaki gizemli kuvvet yardımıyla 10,000 Yılan Vadisinden çıkıp özgürlüğüne kavuşmaya yelteniyordu!

 

10,000 Yılan Vadisi Kokulu Bulut Tepesinin arkasında konumlanmış olsa da yılanların akıllarında belli bir konum yoktu. Yeraltı pasajları her yöne doğru genişliyordu, buna Menekşe Kazanı ve Yeşil Sorguç Tepeleri de dahildi.  

 

Kokulu Bulut Tepesine yönelenlerse yalnızca yüzde otuz civarıydı.

 

Kapalı ağızları ve boynuzlarıyla tünel kazarak deliler gibi hücum eden sayısız yılanın nasıl bir manzara sağlayacağını hayal etmek zor olmasa gerekti.

 

CUPP!

 

Bai Xiaochun kendisini yere bırakıp boş mağarayı seyretmeye başladı.

 

“Artık... pes ettim...”

 

Yılanların çatlaklardan yol yaratıp üç tepeye yayılması çok sürmemişti. Sayısız boynuzlu yılan pörtlek gözleriyle tespit ettiği deliklere dalıyor ve güney yakadaki çırakları şok ediyordu. Ne zamandır barışçıl ve sessiz olan araziler yine devasa bir kaosla karşılaşmış, tüm çıraklar kendisini bu girdabın içinde bulmuştu.

 

Yeşil Sorguç Tepesi Ruh Kılıcı Koridorundaki binin üzerinde çırak, küçük bir müsabakada yarışan iki yoldaşa tezahürat etmekteydi. Tam biri öne geçip kazanacak gibi göründüğünde ise ayaklarının altındaki topraktan bir boynuz çıktı, bunu da bulut gözlü bir ölüm engereği takip etti. Herkes şok içerisinde bakakalırken yılan, kazanmak üzere olan çırağın bacağına tırmanmaya başladı.  

 

Çırak çığlıklar atarak havaya sıçradı. Yerden çıkan boynuzlu yılan sayısı arttıkça atılan çığlıkların sayısı da katlandı.

 

“Ne oluyor!?!? Neden dövüşmeyi kestiler?!”

 

“Cennetler! Şu yılanlara bakın... Bu yılanlar burada ne yapıyor? Ve baksanıza, boynuzları var!!”

 

“Lanet olsun! Ne oluyor? Bu da ne!?!? Büyülü nesnem bile bu yılanları durduramıyor!”

 

Aynı anda Yeşil Sorguç Tepesinin İç Kesim alanında meditasyon yapmakta olan bir çırak mevcuttu. Ansızın yer titredi ve çırağın gözleri kuşkuyla irileşti. Sonra da… kan dondurucu bir çığlık koyuverdi.

 

“AIIEEEE! Bu da ne?!?!

 

“Bir yılan! Az önce yerden bir yılan fışkırdı!!”

 

Diğer ölümsüz mağaralarından da benzer çığlıklar yükselmeye başlamıştı. Bu durum Shangguan Tianyou’nun ölümsüz mağarası için de geçerliydi. Gerçi onun deli çığlığı içinde tekrar açılan bir yaradan kaynaklanıyordu.

 

Durum Dış Kesim tarafında da aynıydı. Yerden sayısız yılan çıkıyor, herkesi şok ediyor ve dehşete düşürüyordu. Yeşil Sorguç Tepesinin kıdemlileri bile şaşkına dönmüştü. Yaşlı tepe lordu havalanmış, Yeşil Sorguç Tepesini çevreleyen boynuzlu yılanlara hayretler içerisinde bakakalmıştı.

 

Menekşe Kazanı Tepesi de farklı sayılmazdı. Bir sürü çırak öfkeyle bağırıyor, her yana büyü teknikleri savuruyordu. Ancak yılanlara etki etmeyi başarabilen yoktu…

 

Lu Tianlei kendisini elektrikleriyle sarmış, pantolonuna giren bir boynuzlu yılanı dışarı çekmişti. Ancak yılanı ezmeye çalışsa da fayda etmiyordu.

 

“Ne oldu? Lanet olsun! Niye bu kadar çok yılan var!?”

 

“Dur bir dakika, bu işte bir bit yeniği var!!”

 

Menekşe Kazanı ve Yeşil Sorguç Tepesi öfke dolu kükreyişlerle dolarken Xu Meixiang’ın tüyleri de diken dikendi.

 

“Araştırın!” diye kükredi. “Hemen araştırın ve tam olarak ne olduğunu öğrenin!!”

 

Kokulu Bulut Tepesi de çığlıklardan nasibini almaya başlamıştı. Xu Baocai ciğeri elverdiğince bağırıyordu, Zhou Xinqi de kocaman açılmış gözleriyle havalanmıştı.  

 

Hou Xiaomei ve Hou Yunfei de uçanlar arasındaydı. Pek çok çırak inanılmaz bir öfkeye kapılmış, Kokulu Bulut Tepesinin uzmanlığı bitkiler olsa da kimileri güçlü büyü teknikleri salmaktan geri durmamıştı. Tabii tıbbi hap fırlatanların olması da şaşırtıcı değildi. Ancak etkiler oldukça sıradan olsa da yılanlar hapları görür görmez kaçışmaya başlıyordu.  

 

Oradan kaçışan yılanların da çoğu Yeşil Sorguç ve Menekşe Kazanı Tepelerine geçiyordu…

 

“Neler oluyor burada? Lanet olsun! Buna ne sebep olmuş olabilir!?!?”

 

“Bu doğal bir felaket mi yoksa insan eli mi değdi? Bai Xiaochun 10,000 Yılan Vadisine gönderildiğinden beri her şey çok barışçıldı. Nasıl ola… dur bir dakika! 10,000 Yılan Vadisi!?!? Bai Xiaochun 10,000 Yılan Vadisindeydi!!”

 

İnsanlar tepki vermeye başlarken bir anda uzun kulaklı bir tavşan ortaya çıktı. Bir süredir ortalığı dinlediği belliydi. Ve bir anda üç tepe arasında koşturarak avazı çıktığı kadar bağırmaya başladı.

 

“Aman tanrım, popom!

 

“Kahretsin! Bu yılanı öldüreceğim!!

 

“AIIIIEEEE! Bundan sonra insanlar ölene dek Xu Baocai ismine gülecek!!

 

“Kaybolun şeytani yılanlar! Ben Shangguan Tianyou’yum, Yeşil Sorguç Tepesinin Seçilmişi ve bir İç Kesim çırağıyım. Bugünden sonra düşmanlığımızın geri dönüşü yok!

 

“Ne muazzam bir yılan. Eğer Ben, Lu Tianlei, bir yılan olabilseydim kesinlikle gidip... heh heh...

 

“Yılan Li! Üçkâğıtçı Li! Lord Bai’yi buraya attın da ne oldu, cidden birkaç değersiz yılanla baş edemez mi sandın? Bu kıymetli hapımı yaratmayı bitireyim de gör. O zaman senin aptal yılancıklarına derslerini vereceğim. Humph! Kim bilir, belki bundan sonra yılanlara dünyayı bile fethettiririm! Hahahahahaha!”

 

Tavşanın sesleri üç tepede de yankılanıyor, tüm çırakları dehşete düşürüyordu.

 

“Bai Xiaochun!!”

 

“Bai Xiaochun’u imha edin!!”

 

“Demek o yapmış! İntikam almak için yılanları yollamış!!”

 

Shangguan Tianyou ve Lu Tianlei’nin ağzından çıkan cümleler barbarca bir seviyeye ulaşmıştı. Üç tepenin çırakları da tam bir hiddete kapılmıştı; bu facia asit yağmuru meselesini fazlasıyla aşıyordu…

 

Li Qinghou ise yaşananlar esnasında etrafına boş boş bakmaktaydı. Sonra da Bai Xiaochun tarikata geldiğinden beri yaşananları gözden geçirmeye başladı.

 

Hizmetliyken Dış Kesim için yer satarak toplumsal bir öfke uyandırmış, tüm hizmetli kısmını kaosa sürüklemişti.

 

Dış kesim çırağıyken ruh kuyruklu tavuk ve Yaşlı Zhou’nun korkunç anka kuşu vukuatları yaşanmıştı. Sayısız çırağı etkilemiş, bu kez tüm dağı kaosa sürüklemişti.

 

İç Kesim çırağı olduktan sonra yıldırımları çağırmış, dağa çılgın hayvanlar salmış, bir de asit yağmuruna sebep olmuştu… O zaman da üç dağı birden kaosa sürüklemişti.

 

Ama Li Qinghou bu meseleyi ne kadar düşünürse düşünsün Bai Xiaochun’u 10,000 Yılan Vadisine sürgün etmenin böyle akıl almaz bir sonuç doğurabileceğini hayal edememişti… Söz konusu yılanlar olduğunda bile kendini tutmamıştı. 10,000 Yılan Vadisi de kaosa sürüklenmiş, bu kaos tüm güney yakaya yayılmıştı.

 

Li Qinghou o anda Bai Xiaochun’la tanıştığı anı, ayrıldığı köyün fertlerinin gidişinin şerefine verdiği partiyi anımsamıştı…

 

Ve en sonunda o köylülerin ne hissettiğini anlamıştı…

 

#Ahahahha biricik tavşanımız yine iş başında <3 
Ne yazık ki sevgili kaplumbağamız bir parmak şaklatışıyla yılanları dize getiremedi, hepsini güney yakanın başına saldı... 
Ehh, artık yılan vadisi tehdidi de kalmadı. Bakalım Li Qinghou ve Tarikat Liderinin bu seferki çözümü ne olacak, Bai Xiaochun'u şimdi ne bekliyor, okumaya devam!






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44316 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr