Bölüm 111 : Prangalarla Bağlantı Kurmak

avatar
7438 29

A Will Eternal - Bölüm 111 : Prangalarla Bağlantı Kurmak


Çevirmen : Clumsy 

 

Gecenin geç saatleriydi, ay gökteki yerini almıştı. Mağaranın içi bir hayli karanlıktı ama Bai Xiaochun, dışarıdaki tıslamaların ve sürünerek ilerleyişlerin kakofonisini işitebiliyordu. Tüyler ürpertici bir durumdu.

 

Taş mağara küçüktü, toprak alevi formasyonu ve hap fırını dışında tamamen boştu.

 

Bai Xiaochun iç çekerek toprak alevi formasyonunu aktive etti, etrafında alevler titreşmesine yol açtı. Böylece bir nebze daha iyi hissetmeye başladı. Yeni ortamlara kolay alışma eğiliminde bir insandı. Korksa da nasıl adapte olacağını bilirdi. Akabinde Li Qinghou’nun bıraktığı çantanın içeriğini incelemeye girişti ve bu da gözlerini irileştirdi.

 

Çantada aşırı miktarda tıbbi bitki vardı, bir kısmı tarikattan çok yüksek meblağlarda erdem puanı ödenerek satın alınabilen bitkilerdi. Hatta içlerinde beş bitki kısmından tanıdığı, tarikatın sunmadığı birkaç tip de mevcuttu. 

 

Her tıbbi bitki tipinden bol bol vardı, sayılamayacak kadar çoklardı. Eğer dikkatli kullanılırsa onlarla sadece 3. Kademe değil 4. Kademe ruh ilaçları da yaratabilmesi mümkündü.

 

Heyecanlanarak hızlıca fırını ısıttı ve ilaç yapımına başladı. Dikkatini başka bir şeye verdiği sürece dışarıdaki sesleri unutup araştırmalarına devam edebilirdi. Bu kez 3. Kademe ilaçlardaki kirliliği yüzde doksanın altına indireceğine emindi.

 

Zaman geçti. Üç ayın sonunda saçları darmadağındı ve nerede olduğunu tamamen unutmuş haldeydi. İlaç yapımına tüm varlığıyla odaklanmıştı, asit yağmuru yağdıran siyah dumansa mağaradaki yılanları pekiştiriyordu. İlk başta nefes almakta zorlanan yılanlar, sonrasında sağır edici tıslamalar yaymaya başlıyordu.

 

Gerçi Bai Xiaochun’un onlara pek dikkat ettiği yoktu. Şu anda ilaç yapımında kritik bir noktadaydı ve zehirli haplarındaki kirliliği %91-92 seviyesine indirmişti. Birazcık daha ilerlerse hedefine ulaşacaktı.

 

Delicesine ilaç yaparken gözleri kan çanağına dönmüştü. Ve göz açıp kapayana dek üç ay daha geride kaldı.

 

Artık yılanlı mağaraya adım atalı altı ay olmuştu. Bu süreçte ilaç yapımının yanı sıra yetişime de zaman ayırmıştı. Bataklık Krallığını tam anlamıyla salabiliyor, inanılmaz bir baskı yayabiliyordu. Ne yazık ki kendi hayat özü ruhunu yaratma konusunda tam bir başarısızlık içerisindeydi.

 

Ayrıca yılanlara da alışmıştı. Arada bir kulübesinden çıkıp yürüdüğü bile oluyordu. Tabii yılanlar ona soğuk bakışlar atıyor, büyü formasyonundan çıktığı anda üzerine atılmaya hazır bir halde bekliyordu.

 

Li Qinghou da gizli gizli Bai Xiaochun’u ziyaret etmeye geliyordu. Onun güvende olduğundan emin olunca da rahat bir nefes alıyordu.

 

Bai Xiaochun altı aydır ortalarda görünmediği için güney yaka bir hayli sessizleşmişti. Gök gürültüsü yoktu, yıldırım yoktu, tehlikeli bulutlar ve asit yağmuru da yoktu. Herkes huzurun ve dinginliğin tadını çıkartıyordu.

 

Arada sırada Bai Xiaochun’u düşündükleri de oluyordu, tabii pek çoğu onun Li Qinghou tarafından 10,000 Yılan Vadisine götürüldüğünü duymuştu. Artık ne zaman bir tarikat kuralını ihlal etmeyi düşünseler akıllarına Bai Xiaochun geliyor ve kendi kendilerine şöyle diyorlardı: “Bai Xiaochun gibi olamam! Bu yanlış. Bai Xiaochun böyle bir şey yapsaydı kesin cezalandırılırdı. Tekrar düşünmem lazım.”

 

Zaman geçmeye devam etti. Altı ay daha geride kaldı. Artık Bai Xiaochun’un ortalarda görünmediği süre bir yıla ulaşmıştı. Zheng Yuandong bile iç çekiyordu.

 

“Bai Xiaochun’u 10,000 Yılan Vadisine göndermek kesinlikle doğru bir hamleydi.” diye düşünüyordu. “Orada yalnızca yılanlar var. Hiç kimsenin başını derde sokamaz.”

 

Ancak Zheng Yuandong da Li Qinghou da üç tepenin çırakları da… Bai Xiaochun’u hafife alıyordu…

 

Günlerden bir gün, Bai Xiaochun taş kulübesinde oturmuş, yeni bir hap üretimini tamamlamıştı. Siyah duman yoktu. Fırındaki hap da zehirli değildi, %89 kirlilikte düşük seviye bir haptı!  

 

Düşük seviyelerin de düşüğü olsa da sonuçta zehirli olmaktan çıkmıştı.

 

Bai Xiaochun heyecanlı bir şekilde başını arkasına atıp kuvvetli bir kahkaha koyuverdi. Bir deneme daha gerçekleştirdi ve başarısını teyit etti. En sonunda 3. kademe ruh ilaçlarında… yüzde yüz başarıya erişebilmişti!


3. kademedeki uzmanlığı sayesinde daha önce denk gelmediği hap formüllerinde bile minik detayları çözdükten sonra mükemmel bir başarı oranı elde edecekti.

 

Bai Xiaochun, tamamen galeyana gelerek taş kulübeden dışarı koşturmuş, gururlu kahkahalar atmaya başlamıştı. Bu noktaya gelebilmek için çok büyük bedeller ödemiş, çok vakit harcamıştı.

 

Aslında şimdi düşünüyordu da, yılan mağarasına atıldığına bile değmişti!

 

Derin bir nefes aldı, kolunu sıvadı ve çevresindeki yılanlara… küçümseyerek baktı.

 

“Sırada yetişim var. Dokuzuncu seviye Qi Yoğunlaşmaya ulaşıp Ölmeyen Altın Tenimi almam lazım!!” Kendisiyle gurur duyarak taş kulübesine döndü ve bir kez daha ilaç yapımına başladı.

 

Sonra da kaplumbağa tavasını çıkartıp üretmiş olduğu haplar üzerinde ruh güçlendirme gerçekleştirdi ve hepsini tüketti.

 

Yetişimi kararlı bir şekilde yükseliyordu. Hâlihazırda sekizinci seviye Qi Yoğunlaşmanın büyük çemberine ulaşmıştı ve sıradaki seviyeye ulaşmasına ramak kalmıştı. Bir ay sonra bağdaş kurarak meditasyon yapıyor, devasa bir savaş mamutunu gözünde canlandırarak yetişim aşamasını patlatıyordu. İçindeki ruhsal güç, birleşerek denize ulaşmaya çalışan yüz ırmağı andırıyordu.

 

Bu deniz, yakından incelendiğinde Bai Xiaochun’un içerisinde var olan bir ejderhayı andırıyordu. Qi damarlarını hareketlendirdiğinde bedeni çatlama sesleri yaymış, ardında bir mamut imgesi belirmişti.

 

Bu uzun tüyleri olan koca yaratık, arka ayaklarının üzerinde ayağa kalkarak güçlü bir kükreme koyuverdi. Sonra da ayaklarını yere vurarak havada yarattığı dalgalanmalarla çevredeki yılanların titremesine yol açtı. Sekiz kan tanrısı kobrasının gözleri delici ışıklarla parlıyordu, başları iyice açılmıştı.

 

Bai Xiaochun, Ejder&Mamut Deniz Oluşumundaki görüntüyü incelemekteydi. Sonucundaki ruhsal güç akışı, yetişim aşamasını sekizinci Qi Yoğunlaşmadan dokuzuncuya kadar ilerletmişti!

 

Bedenindeki güç roket misali fırlama yapmış, qi ve kan akışı hızlanmaya başlamıştı. Genel olarak da bir nebze irileşmiş ve eti ile kasları gelişmiş görünüyordu.  

 

Ölmeden Sonsuza Dek Yaşama Tekniğiyle bağlantılı bir sebepten ötürü gümüş teni titreşmiş ve garip bir olay yaşanmıştı. Sanki bedeni bir prangayla, sıradan vücutlu bireylerin aşamayacağı bir bariyerle iletişime geçmiş gibiydi!

 

Ardından zihni gümbürdeme sesleriyle doldu ve her şeyin döndüğünü hissetti. Sanki bir şişeymiş ve taşıyabileceğinden fazla suyla doldurulmuş gibiydi, sarsılıyor ve çatlıyordu.

 

İçini bir titreme almıştı ve gözleri göz kamaştırıcı, delici bir ışık yayarak açılmaktaydı.

 

Eğer sıradan bir Qi Yoğunlaşma çırağı Bai Xiaochun’un şu anki halini görecek olsaydı iliklerine dek sarsılırdı. Yaydığı baskı Kuruluş Kadrosu kadar olmasa da herkesi titretip silahını bıraktıracak düzeydeydi.

 

Yaşayan her şeyi ezebilecek düzeyde bir baskıydı!

 

“Herkesin prangaları vardır.” diye mırıldandı. “Yetişim seviyesi ve bedenden bağımsız, aşılamayacak prangalar mevcuttur… Yani Ejder&Mamut Deniz Oluşumunda bahsedilen prangalar… daha önce duyduğum prangalarla aynı!  

 

“Ejder&Mamut Deniz Oluşumunda... mamutun gücü bedeni temsil ediyor ve kişinin bedenini zirveye ulaştırabiliyor. Ejderin gücü de ruhu temsil ediyor ve kişinin yetişimini Qi Yoğunlaşmanın limitine dek ulaştırabiliyor. Birinci ve ikinci seviyelerin amacı bu, yani zirveye ulaşmak, prangalarla bağlantı kurmak değil. Üçüncü seviyenin yetişimindeyse ejder ve mamut birleşip güçlenebiliyor, böylece prangalarla bağlantı kurulabiliyor. Cennetin ve dünyanın meridyenlerinin gücü ödünç alınarak veya bir Kuruluş Kadrosu Hapı aracılığıyla bir qi denizi oluşturup… Kuruluş Kadrosuna ulaşmak mümkün!  

 

“Tabii ki herkes Ejder&Mamut Deniz Oluşumu yetişimi yapamaz. Sadece ruhunu ve bedenini sekizinci seviye Qi Yoğunlaşmaya ulaştırmış olanlar bunu başarıyla gerçekleştirebilir.

 

“Benim Ölmeden Sonsuza Dek Yaşama Tekniğim tamamlanmamış ve Ölmeyen Teni içermekle yetinmiş olabilir. Ama beni kurtaran o gizemli kıdemlinin söylediğine bakılırsa Ölmeyen Altın Tene ulaştığımda ilk prangamla bağlantı kurabileceğim. Bu yaşandığında onu aşabilirsem çok talihli sayılırım.

 

“Bugün hissettiğim şey de... pranga olmalı!” Bai Xiaochun’un gözleri öyle parlaktı ki karanlık taş kulübeyi aydınlatan lambaları andırıyordu.

 

“Ejder&Mamut Deniz Oluşumunu kurucu başpapaz yaratmış. Sonuna dek yetişimini yaptığında ejder ve mamutu birleştirip prangayla bağlantı kurabiliyormuşsun. Ama limit bağlantı kurmaktan ibaret.

 

“Ölmeyen Kodeksin ilk kısmındaki Ölmeyen Altın Tenle de prangayla bağlantı kurabiliyorsun ama onun da bir limiti var. Yalnızca bağlantı kurduğun prangayı aşarak ikinci kısım olan Ölmeyen Cennetsel Krala erişebilirsin!

 

“Şimdilik Ejder&Mamut Deniz Oluşumunun sadece ilk kısmını başarıyla tamamladım ve Ölmeyen Tenim de gümüşün zirvesinde. Bir aşama kaydettiğimde gereklilikleri karşılayabilecek hale gelmeliyim… böylece prangamla bağlantı kurabileceğim!” Bai Xiaochun düşüncelerinin bu noktasında soluk soluğa kalmıştı.

 

“Aslında bu tekniklerin herhangi birinde ilerlemem… ilk prangayla bağlantı kurmam için yeterli olmalı!” Bai Xiaochun bu meseleyi düşünürken daha da heyecanlı bir şeyin varlığını fark etmişti.

 

“Eğer bu analiz doğruysa Ölmeyen Altın Ten ve Ejder&Mamutu aştığımda bedenim ne seviyeye gelir acaba?”

 

Yanıttan pek emin olamasa da yoğun bir beklentiyle dolmuştu. Derin bir nefes alarak tıbbi haplar çıkarttı ve enerjisini yükseltti. Ardından Ölmeden Sonsuza Dek Yaşama Tekniği yetişimine başladı.

 

İçerisindeki titreşen gümüş ışıklar yavaş yavaş altın tutamlarla kaplanıyordu. İlk başta silik olsalar da Ölmeden Sonsuza Dek Yaşama Tekniğinin Ölmeyen Altın Tenin eşiğinde olduğunu ifade ediyordu.

 

Bai Xiaochun, bir tütsülük sürenin sonunda yetişim sürecini sona erdirerek aceleyle taş kulübeden çıktı. Mağaranın etrafına baktı ve gayriihtiyari bir kahraman pozu alarak kollarını sıvadı, mırıldandı: “Çoktan dokuzuncu seviye Qi Yoğunlaşmaya ulaştım. İlk prangamı aşayım da görün siz. Bu yaşandığında sekizinci seviye Qi Yoğunlaşmadaki hiç kimse bana denk olamayacak!”

 

Sonra da kendi kendine iç çekerek etrafında toplanmış olan, sürünüp tıslayıp zehirler saçan yılanları fark etti.

 

Belli bir mesafede sekizinci seviye Qi Yoğunlaşmadaki kan tanrısı kobraları mevcuttu. Bir tanesi ansızın öne hücum etmiş, büyü formasyonunun kalkanına çarpıp sekmişti.

 

Sersemleyen Bai Xiaochun, kendisine tıslayan ve sürekli zehirler saçacak kadar öfkelenen yılanlara pis bakışlar atmaya başladı.

 

“Lord Bai sizinle baş edemez mi sanıyorsunuz? Beni zorlamayın yoksa sizi--”

 

Daha konuşmayı bitiremeden önce bir grup yılan daha havaya atılarak gözlerinin önündeki kalkana çarptı.

 

“İyi, beni zorladınız işte!” diye bağırdı ve aceleyle taş kulübesine döndü.

 

#Beyin yakıcı bir bölümdü. Bahsi geçen teknik ilerleyişlerini pek oturtamasanız da sıkıntı yok, ilerledikçe birlikte görüp sindireceğiz inşallah 
Ama bizleri neyin beklediğini anlatan bir iki kısım mevcuttu. Herkesin 'orada kimseye zarar veremez' diye Lord Bai'yi hafife alışı ve onun son anda yılanlara olan kinlenişi! Herhalde neler olacağını az çok tahmin etmişsinizdir, hadi okumaya devam!






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43988 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr