Bölüm 108 : Büyük Şişman Zhang, Sadık Dost

avatar
6628 27

A Will Eternal - Bölüm 108 : Büyük Şişman Zhang, Sadık Dost


Çevirmen : Clumsy 

 

Li Qinghou bile yaşananlar karşısında soluksuz kalmıştı. Yıldırımları yok etmeye vakit yoktu ve hızlıca bir büyü hareketi gerçekleştirerek parmağını göğe doğru salladı. Akabinde Kokulu Bulut Tepesinin üzerinde göz kamaştırıcı, rengârenk bir kalkan belirdi.

 

Aynı anda bulutlardan binin üzerinde yıldırım alçalmaya başladı. Hedefleri Kokulu Bulut Tepesiydi ama kalkan, ilerleyişlerini engelliyordu. Bu durum korkutucu gümbürdeme sesleri yayılmasına, kalkanın yıldırımları etkisiz hale getirirken dalgalanmasına yol açmıştı.

 

Otuz nefeslik süre sonrasında son yıldırım da etkisiz hale geldi ve renkli kalkan silindi. Kokulu Bulut Tepesinin çırakları hala tir tir titriyordu, kalpleri yoğun bir tehlike hissiyle doluydu. Bir an sonra ise kanlı gözleri Bai Xiaochun’un mağarasına doğru çevrildi.

 

“Bai Xiaochun!!” diye bağırdı her biri. İlk hamleyi kimin yaptığını söylemek zordu ama ölümsüz mağarasına akın eden bir yığının oluşması çok sürmemişti. Kalabalığın içerisinde kıdemliler de mevcuttu ve hatta Li Qinghou bile bir ışık huzmesi halinde mağaraya doğru uçmaktaydı.

 

Dağılan ölümsüz mağarasındaki Bai Xiaochun ise gergin bir şekilde hap fırınına bakıyor, yıldırım gelmeyişine şaşırıyordu. Dikkati dağıldığındaysa dışarıdan işitilen ve az önceki gök gürültülerini fazlasıyla aşan sağır edici sesin farkına vardı.

 

Yüzündeki kan çekilirken ayağa kalktı, ölümsüz mağarasının yıkılmak üzere olduğunu fark etti ve hiç tereddüt etmeden dışarıya koştu. Bir an sonra ise sayısız insanın koşuşuyla mağarayı bir arada tutan son nokta da itildi ve mağara yerle bir oldu.

 

Bai Xiaochun, her yönden tozlar yayılırken sessizce kalakalmıştı. İşte o anda etrafının öfkeli Kokulu Bulut Tepesi çıraklarıyla sarılmış olduğunu fark etti.

 

“Bu--”

 

Daha açıklama yapamadan önce Zhou Xinqi’nin tiz çığlığı kalabalığı yarıp geçti. “Bai Xiaochun, bana bir ölümsüz mağarası borçlusun!!”

 

“Bai Xiaochun’u indirin!!”

 

“Lanet olsun! Ölümsüz mağaramı yok ettin!!”

 

“Bu kadarı yetti artık! Gerçekten ilaç yapmıyordun, değil mi? Önce hap fırınlarını patlattın, sonra o garip hayvanları yarattın şimdi de bu yıldırım çıktı. S-s-sen...” Kalabalık Bai Xiaochun’un iki yıllık işkenceleri yüzünden iyice çileden çıkmıştı...

 

Bai Xiaochun kendisini hiç olmadığı kadar yanlış anlaşılmış hissediyordu, sonuçta gerçekten hap yaratmaya çalışıyordu. Ama sonra Zhou Xinqi’nin ölümsüz mağarasının enkaza döndüğünü fark etti ve kalbi bir üzüntüyle burkuldu.

 

Hou Xiaomei ve Hou Yunfei de kalabalığın içerisindeydi ancak birazcık çaresiz görünüyorlardı. Hou Xiaomei Bai Xiaochun’a bakıp dişlerini sıkmaktaydı, tam onu savunmak üzereyken Hou Yunfei korkuyla elini kızın ağzına götürdü. Bu hassas bir andı, kalabalığın ne kadar coşkulu olduğu malumdu…

 

Kokulu Bulut Tepesinin çırakları Bai Xiaochun’un ilaç yapmaya devam etmesine izin vermenin kabul edilemez olduğu kanısındaydı. O ilaç yapmaya çalıştığı sürece kimse kendisini güvende hissedemeyecekti. Az önce yaşanan yıldırım vukuatını anımsadıkça öfkeleri daha da yoğunlaşıyordu.

 

Kalabalık kontrolünü kaybetmenin eşiğindeyken Li Qinghou ve kıdemliler de alana ulaştı. Anında sessizleşen çıraklar kederli bakışlarını, harekete geçmesini istercesine Li Qinghou’ya çevirdi.

 

Li Qinghou ise büyük bir baş ağrısının yaklaştığını hissederek Bai Xiaochun’a bakmaktaydı. Yıldırım çağırmak gerçekten inanılmaz zordu. Yıldırım bir yang elementiydi, yani onu çağırmanın tek yolu uygun bitki dönüşümleriyle bir yang aurası yaratmak ve bu sayede kışkırtmaktı. Ancak Li Qinghou bile az önce oluşan yıldırım sayısı karşısında şaşkındı. Ayrıca bu abartılı doğa olayının temelde yin aurası taşıyan Kokulu Bulut Tepesiyle bağlantılı olduğuna fazlasıyla emindi.

 

Tabii ki sıradan çıraklar bunu bilemez ve Bai Xiaochun’un yalnızca kışkırtıcı bir faktör olduğunu anlayamazdı.

 

Bai Xiaochun herkes adına çok üzgündü ama kısa çubuğu çekmiş olduğu hissini de üstünden atamıyordu. Başka hiçbir seçeneği olmadan gergin bir şekilde Li Qinghou’ya bakmakla yetiniyordu.

 

Li Qinghou başını hafifçe sallayarak şöyle dedi: “Bai Xiaochun, bundan böyle Kokulu Bulut Tepesinde ilaç yaratmana izin yok. İlaç yapmak istiyorsan önce dağdan ayrılacaksın!”

 

Çıraklar Li Qinghou’nun harikuladeliği karşısında heyecana bürünmüştü.

 

“Yeah! Dağı terk et, ilacını öyle yap. Kokulu Bulut Tepesinden uzak dur!”

 

“İlaç yapmıyor, resmen bizi öldürmeye çalışıyor!!”

 

“İşte bu! Eğer bu şekilde ilaç yapmaya devam edersen Kokulu Bulut Tepesini yok edeceksin! Ayrılmanı istememizde hiçbir gariplik yok!!”

 

“Ama ben--”

 

Li Qinghou, daha Bai Xiaochun açıklama fırsatı bulamadan kolunu salladı. “Mesele karara bağlandı. Tamamdır, şimdi herkes dağılsın.”

 

Konuşmayı bitiren Li Qinghou sert bakışlarını, dilini ısırmakta olan Bai Xiaochun’a çevirdi. Her an ağlayabilir gibi görünüyor, Li Qinghou’yu hayal kırıklığına uğrattığı için kendisini çok kötü hissediyordu.

 

Kabalıktaki çıraklar Bai Xiaochun’a son birer bakış atarak dağılmaya başladı. Li Qinghou ise herkes gittikten sonra Bai Xiaochun’a dönerek uzunca bir iç çekti.

 

“Tamamdır, bana Ulu Yıldırım Detoksu Büyünü anlat bakalım.”

 

Bai Xiaochun başını kaldırdı. Gözleri parlayarak, koca bir gülümsemeyle ulu büyüsünün tüm detaylarını anlatmaya girişti. Bitirdiğinde de beklenti dolu bir şekilde Li Qinghou’ya bakmaya başladı.

 

Li Qinghou bir müddet düşündükten sonra başını salladı.

 

“İlaçların Daosu sonsuzdur, hiç kimse bir limiti olduğunu söylemeye cüret edemez. Bu uzun yolculukta her şey yaşanabilir. Senin teşebbüs ettiğin yöntem daha önce defalarca denendi ve başarısızlıkla sonuçlandı. Yıldırım güçlüdür ve kontrol etmesi çok zordur. Tabii bir miktar başarı mümkündür ama ancak o noktaya kadar ilerleyebilirsin.

 

“Tekrar denemeden önce yetişiminin biraz daha yükselmesini beklemelisin. En azından Kuruluş Kadrosuna erişmelisin. Şimdilik girişimlerin fayda etmeyecek.” Bai Xiaochun’un ilaçların Daosuna olan takıntısını bilerek nazik bir açıklama yapmak için uğraşmıştı. Bitirdikten sonra da Bai Xiaochun’un omzuna cesaretlendirici bir şekilde vurdu ve ayrılmak üzere arkasını döndü.

 

Bai Xiaochun iç çekerek boş boş oturuyordu. Bir sürü ölümsüz mağarasını yıktığı için gerçekten çok üzgündü. Ve Li Qinghou’nun sözlerini iyice düşündükten sonra o an için Ulu Yıldırım Detoksu Büyüsüne ara vermesi gerektiğine karar verdi.

 

“Araştırmalarımı farklı bir yöne yönlendirmeliyim.” diye düşündü. “Kirlilikleri saflaştırmak için yeni bir yol bulmalıyım. Yıldırım kullanmayan ve diğer insanları etkilemeyen bir yol. Ama bunu nasıl yapacağım?” Bir süre daha düşündükten sonra kafasını Menekşe Kazanı Tepesine çevirdi ve gözleri parlamaya başladı.

 

Henüz gece çökmemişti ve ayaklanarak yıkılmış olan mağarasına baktı, gözlerini kararlılıkla parlattı.

 

“İlaçların Daosu ve sonsuz yaşam hapım için!!” Bu sözlerle birlikte Kokulu Bulut Tepesinden inerek Menekşe Kazanı Tepesine yöneldi.

 

Bai Xiaochun Menekşe Kazanı Tepesine bir hayli aşinaydı. Eski günlerde Büyük Şişman Zhang’la birlikte dağın neredeyse yarısını gezmiş, ruh kuyruklu tavuk aramıştı. Sonraları kendisine Tarikat Amcası denilmesi için de pek çok kez dağın etrafında turlamıştı. 

 

Menekşe Kazanı Tepesine adımını attığında kendisini çok sakin hissetti. Buranın çırakları Kokulu Bulut Tepesindekiler kadar asabi değildi, hatta bazıları kendisine selam bile vermişti. Hemen mutlu mesut bir şekilde iç çekmeye başladı.

 

Gülümseye gülümseye Büyük Şişman Zhang’ın konutuna kadar ilerledi. Büyük Şişman Zhang henüz İç Kesime ulaşamadığı için hala aynı konutta yaşamaktaydı. Bai Xiaochun oraya ulaştığında akşam çökmüştü.

 

Bai Xiaochun’u gören Büyük Şişman Zhang’ın yüzü kocaman bir gülümsemeyle aydınlandı. Ve avluda oturur oturmaz, mükemmel ruh güçlendirme yeteneklerini sergileyip Menekşe Kazanı Tepesinde mucizevi ruh güçlendirici olarak adlandırılmaya başladığını anlattı.

 

Bai Xiaochun hızlıca tebriklerini ileten sözler sarf etti ve tabii ki bu, Büyük Şişman Zhang’ı daha da mutlu etti. Ve Bai Xiaochun en sonunda boğazını temizleyerek lafa girdi.

 

“En Büyük Abi, seninle konuşmak istediğim bir şey var.”

 

“Söyle bakalım!” diyen Büyük Şişman Zhang, elini gösterişli bir şekilde salladı.

 

“Bana Menekşe Kazanı Tepesinde kalacak bir yer bulabilir misin? Burada biraz ilaç yapmak istiyorum.” Bu sözlerle birlikte Büyük Şişman Zhang’a rica dolu bakışlar atıyordu.

 

“İlaç yapmak mı? Sen çoktan İç Kesim çırağı oldun! Ölümsüz mağaranda bir ilaç yapım atölyesi olması lazım. Oh, bu arada, bir süredir inzivadaydım. Kokulu Bulut Tepesinde yıldırımlı bir şeyler yaşandığını duydum. Tam olarak ne oldu?” Yılın çoğunda gözlerden ırak olan Büyük Şişman Zhang, Menekşe Kazanı Tepesi sınırlarının dışındaki olaylara pek aşina değildi. Sonuçta Kokulu Bulut Tepesi başka bir dağdı ve her şeyi bilmemesi gayet normaldi.

 

Bai Xiaochun sevimsizce kaşlarını çattı. “Umm... İlaç yaparken biraz dikkatsizce davranıp yıldırım çağırdım. Ölümsüz mağaram da yok oldu.”

 

“Ha?” diyen Büyük Şişman Zhang’ın gözleri kocaman açılmıştı.

 

“Dinle, En Büyük Abi, endişelenmene gerek yok.” dedi Bai Xiaochun göğsünü gururla tokatlayarak. “Eğer Menekşe Kazanı Tepesinde ilaç yaratacak olursam yıldırım çağırmayacağıma yemin ederim. Cidden, ben sözlerini tutan biriyim. Hem artık 3. kademe ruh ilaçları üretebiliyorum. İşim bitince sana koca bir şişe veririm!”

 

Bai Xiaochun’un 3. kademe ruh ilaçlarından bahsettiğini işiten Büyük Şişman Zhang’ın kalp atışları hızlandı. 3. kademe ilaçlar yerel pazarda satılıyordu ama fiyatları astronomikti. Haliyle Bai Xiaochun’un teklifini reddetmesine imkân yoktu. Buna bir de ricası eklenince bir anlık düşünce sonrasında içten bir kahkaha attı.

 

“Hiç problem değil. Burada hap üretebileceğin bir yerim yok ama ölümsüz mağaralarını yöneten Büyük Kardeşle arkadaşım. Eğer bir güzellik yaparsak bizi gizlice İç Kesim mağaralarından birine sokabilir. Tabii ki bu uzun vadeli bir şey olamaz.”

 

“Uzun vadeli değil!” diyen Bai Xiaochun’un gözleri heyecanla parlıyordu. “Hem de hiç değil! En fazla yarım yıl!”

 

Büyük Şişman Zhang başını sallayarak onayladı. Ve Bai Xiaochun’u geride bırakarak bir tütsülük sürede ortadan kayboldu, ardından elinde bir komuta madalyonuyla gururlu bir şekilde geri döndü.

 

“Tamamdır.” dedi. “Çok iyi bir ölümsüz mağarası değil ama bir ilaç yapım atölyesi var. Bayağı yakın, sana eşlik edeyim.”

 

Bai Xiaochun bir tezahürat patlattı ve Büyük Şişman Zhang’ı bir müddet pohpohladı. Mutlulukla dolup taşan Büyük Şişman Zhang ise Bai Xiaochun’u ölümsüz mağarasına götürdü.

 

Göreceli olarak basit ve yavan bir mağaraydı. Ayrıca çok küçüktü ve Kokulu Bulut Tepesindeki mağarasına hiç benzemiyordu. Ama bir ilaç yapım atölyesi vardı ve bu da Bai Xiaochun için yeterliydi.

 

Orada bir hayli tatmin olmuş bir şekilde oturarak derin bir nefes aldı ve “En Büyük Abim gerçekten sadık bir dost!” dedi.

 

Kendisine Ulu Yıldırım Detoksu Büyüsü deneylerine devam etmeyeceğini bir kez daha hatırlattı. Tabii hayvanlar üzerinde garip haplar da denemeyecekti. Fırını patlamaktan kaçınabileceğine de emindi. Hepsini düşündükten sonra ilaç yapımı konusunda bir problem çıkmayacağına ikna oldu.

 

“Kirlilikleri arındırmak için yeni yollar arama zamanı geldi!” Akabinde kendisini sakinleştirdi, bir avuç dolusu ruh bitkisi çıkarttı, detaylarını incelemeye başladı. Ve yavaşça ilaçların Daosuna daldı.

 

#Aah Büyük Şişman aahh, ne yaptığının hiç farkında değilsin herhalde 
Kendi tepesinde ilaç yapılması yasaklanan kaplumbağamız çareyi yine dostunda buldu. Bakalım orada milletin başına ne çoraplar örecek, okumaya devam!






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44263 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr