Bölüm 104 : Garanti Ediyorum...

avatar
6640 30

A Will Eternal - Bölüm 104 : Garanti Ediyorum...


Çevirmen : Clumsy 

 

Bai Xiaochun yorgun argın bir şekilde ölümsüz mağarasına geri döndü ve melankolik bir havayla oturdu.

 

Bir müddet düşündükten sonra da iç çekti. “Birinin çok harika olması iyi değilmiş. Mesela ben mükemmel bir örneğim. Tarikat harikalığımdan o kadar endişelendi ki on yıl boyunca görev yapmama gerek olmadığını ama yine de her ay erdem puanı göndereceklerini söylediler.” Orada oturup böyle şeyler konusundaki endişesini ve bu harikalıkla ne yapması gerektiğini düşünmeye devam etti…

 

“Ah neyse, sanırım fark etmez. Madem görevlere gidemiyorum, o zaman ilaç yapayım. Sonuçta görevlere gitme sebebim de ilaçlar için erdem puanı toplamaktı.” Bu düşünceleri taşıyan Bai Xiaochun, tarikatın iyiliği için kendi yararından feragat ederek mağarasındaki ilaç yapım atölyesine geçti.

 

“Üçüncü kademenin tüm ilaç yapım metotlarında uzmanlaşmalıyım!” Ve bu kararlılıkla birlikte yüzüne son derece ciddi bir ifade oturttu.

 

Yarım yıl geçti.

 

Rutin yetişimi dışında tüm vaktini ilaç yapımına harcamıştı. Malzeme eksiği çektiğinde açığı erdem puanlarıyla kapatıyordu. Zaman geçtikçe daha da çılgınlaştı, anlaşılan 3. Kademe ruh ilaçlarıyla ilgili her şeyde uzmanlaşana dek yavaşlamaya niyeti yoktu.

 

O görevlere gitmediği için tarikat normalleşmeye başlamıştı. Pek çok kişi rahat nefesler alıyordu, özellikle de Tarikat Lideri Zheng Yuandong sonunda birazcık huzura erebilmişti. Bai Xiaochun’u görevlerden muaf tutmanın doğru bir hamle olduğuna emin olmuştu.

 

Bu konuda yalnız değildi. Li Qinghou ve diğer güney lordları ile kıdemliler de çok rahattı. Hatta Kuruluş Kadrosu yetişimcilerinden biri, güney yakanın konsey toplantısında bu meseleyi gündeme getirmişti.

 

“Bai Xiaochun son zamanlarda ilaç yapımına odaklandı. Tarikat gerçekten duruldu.”

 

“İlaç yapımı iyi bir şey. Pratiğe devam etsin. Zaten en güvenli seçenek buydu. Buna odaklanırsa dışarıdaki insanların başına bela açamaz.” Tüm grubun yüzü gülümsemelerle aydınlanmıştı; yarım yıllık sessizlik ve barış hepsini mutlu mesut iç çeker hale getirmişti.

 

Ama toplantılarından yalnızca birkaç gün sonra Kokulu Bulut Tepesinde devasa bir patlama yaşandı. Her yeri titreten patlamanın kaynağı da Bai Xiaochun’un ölümsüz mağarasıydı. İç Kesim çırakları fena halde afallamış ve Dış Kesim çırakları korkudan titremişti.

 

“Az önce ne oldu?!?!”

 

“Cennetler! Ruh Akımı Tarikatı saldırıya uğramış olabilir mi!?!?”

 

Herkes tartışmaya dalmışken Bai Xiaochun ilaç yapım atölyesinden öksürerek ve küle dönmüş bir suratla çıktı. Burnu akıyor, gözlerinden yaşlar süzülüyordu. Hızlıca kaplıcasında yıkandıktan sonra ise dert yanmaya başlamıştı.

 

“Niye patladı ki?” diye düşündü. İç Kesim çıraklarına verilen hap fırınları İlaç Yapım Tesisindekilerle aynı standarttaydı. Genel olarak bir ruh ilacı yanlış yapılsa bile fırın patlamazdı.  

 

Ama olan tam da buydu işte. Bu patlama, mağaranın koruyucu büyülerini bile aktive etmişti.

 

Meseleyi enine boyuna düşünen Bai Xiaochun, bir açıklama üretemedi ve iç çekerek Ejder&Mamut Deniz Oluşumu yetişimine başladı. Bir iki günün sonunda aşama atlamasına ramak kalmıştı.

 

Ancak acelesi yoktu. Yetişimini tamamladıktan sonra birkaç ruh ilacı tüketerek enerjisini tazeledi ve Ölmeden Sonsuza Dek Yaşama Tekniğine koyuldu. Teninde yükselen gri ışıklar, altın parıltılar içeren bir siyahlığa dönmekteydi.

 

O öğlen kendisine verdiği diğer göreve geçti. Mağarasında oturmuş ve ellerini yavaşça kaldırarak Bataklık Krallığı anımsatıcısının pratiğine başlamıştı. Bir tütsülük sürenin sonunda ise gözlerini açarak güçlü bir şekilde bağırdı.

 

Etrafındaki her şeyi ani olarak değiştiren yoğun bir enerji patlaması yaşıyordu. Akabinde bir su buharı öbeği belirmiş ancak tek nefeslik sürenin sonunda ortadan kaybolmuştu.

 

Bai Xiaochun, durduğu yere çökerek kaşlarının arasından akan teri sildi. Bataklık Krallığını elde ettiğinden beri her gün deniyordu ve kat edebildiği ilerleme bu kadardı.

 

“Daha sıkı çalışmam lazım!” diye düşündü. Bir müddet dinlendikten sonra da günlük yetişim rutinini tamamladı ve hap fırınının neden patladığını tekrar sorgulamaya başladı. Yarım yıllık pratik sürecinde birkaç üçüncü kademe ruh ilacı üretebilmiş ama geri kalanlar fiyaskoyla sonuçlanmıştı.

 

Bir süre hüsran içerisinde oturduktan sonra bir teori üretebildi.

 

“Belki de tıbbi güç belli bir noktaya kadar yoğunlaştıktan sonra dengesizleşiyor ve patlamaya sebep oluyordur?” Bu teoriyi ürettikten hemen sonra da erdem puanlarıyla yeni bir hap fırını alarak ilaç yapımına girişti.

 

Bu süreçte patlamanın Bai Xiaochun’un mağarasından kaynaklandığı haberi de çevreye yayılmış ve çırakların yüzlerinde garip ifadeler oluşmuştu. Patlamanın sebebi bilinmese de suçlusunun Bai Xiaochun olduğu ortadaydı.

 

Birkaç günün sonunda Bai Xiaochun yine ilaç yapım atölyesindeydi ve fırınının içerisindeki ruh ilacını kontrol etmeye çalışıyordu. Ne yazık ki üçüncü kademe ilaçlarla ilgilenmek fazlasıyla zordu. Yeterli şansı ve tecrübesi olan çoğu insanın başarı oranı onda üçtü. Ama Bai Xiaochun mükemmel olmak istiyordu, bu yüzden her problemi çözmeden rahat edemezdi. Minicik detayları bile mükemmelleştirmek için her sorunun üzerinden defalarca geçmesi gerekliydi.

 

Bu esnada ruh ilacının kontrolünü kaybetmekte olduğunu fark etti ve bunu fırının içerisindeki çatlama sesleri takip etti. Nefesi kesilen Bai Xiaochun, ardında iki kanat yaratarak ışık hızıyla atölyeden kaçtı.

 

Ve kısacık bir an sonra da ölümsüz mağarasının içerisinde yeni bir patlama gerçekleşti.

 

Kokulu Bulut Tepesi vatandaşlarının bu patlama sonrasında sakinleşmesi için biraz zaman geçmesi gerekmişti. Bu patlamanın üç gün sonrasında ise Bai Xiaochun yine ilaç yapım atölyesinden çığlıklar içerisinde uzaklaştı ve tabii ki bunu üçüncü patlama takip etti.

 

Yedi gün sonra bir kez daha son hızla kaçmak zorunda kaldı, çünkü atölyeyi yerle bir etmeye çok yaklaşan sağır edici bir patlama daha yaşanmıştı.

 

Kokulu Bulut Tepesine bir kaos hakim olmuştu ve tüm çırakların gözleri kanlıydı. Olayı araştırdıklarında Bai Xiaochun’un ilaç yaptığını öğrenmişlerdi ama hiç kimse bu kadar büyük patlamaların nasıl gerçekleştiğini anlayamıyordu.

 

“Ruh İlacı Eczanesinden öğrendiğim kadarıyla yakın zamanda sekiz adet hap fırını satın almış!”

 

“O ses bir fırının patlaması gibiydi. Bai Xiaochun ne üretiyor ki? Lanet olsun! Kendisini de patlatmaktan korkmuyor mu!?” Endişe ve öfke arttıkça artıyordu ve patlamalar… sona ermiş değildi. Israrla devam ediyorlardı.

 

Sonraki ay içerisinde tam yedi patlama daha gerçekleşti ve hepsi bir öncekinden daha şiddetliydi. Son patlama tüm Kokulu Bulut Tepesini sarsmış ve Bai Xiaochun’un mağarasını yıkılma aşamasına getirmişti.

 

Bai Xiaochun korkudan titreyerek dışarıya uçuyor, Dış ve İç Kesim çıraklarıysa deliye dönüyordu. Bu son ayda doğru düzgün bir şekilde yetişimine odaklanabilen hiç kimse olmamıştı. Sürekli patlamalarla ürküyor, korku içinde zıplıyorlardı. Ve bu dikkat dağınıklığı yüzünden gözleri kanlı, öfkeleri hat safhadaydı.

 

Ses engelleyici büyüler bile patlamaların seslerine etki edemiyordu. Çıraklar inanılmaz öfkeliydi ve kıdemliler bile Bai Xiaochun’un yaptıkları karşısında afallamış haldeydi.

 

“Bai Xiaochun ne üretmeye çalışıyor da fırını patlıyor? Ne… ne çeşit bir ilaç bu?!”

 

Olaylar burada sona ermedi. Bir sonraki ayda patlama sıklığı daha da yükseldi. Bir düzinenin üzerinde patlama yaşanmış ve sabrı tükenen Kokulu Bulut Tepesi çırakları Bai Xiaochun’un mağarasına akın etmişti.

 

Günahının alındığını hisseden Bai Xiaochun, hemen bir açıklama yapmaya girişti. Binin üzerinde çırağı kapısında görünce de göğsüne vurarak başka patlama olmayacağını garanti etmek zorunda kaldı. Kalabalık ancak bu şekilde sakinleşebildi.  

 

Herkesi gönderen Bai Xiaochun, mağarasına dönerek somurttu. Mahvolmak üzere olan atölyesine bakarak iç çekti ve yeni bir hap fırını çıkartarak boş boş bakmaya başladı.  

 

Birkaç gün sonra ise bacağına bir tokat geçirdi, gözleri parlıyordu.

 

“Doğru ya! Fırını önceden doğru düzgün ısıtmadığım için oluyor kesin!” Bu fikirle birlikte heyecanlı bir şekilde işe koyuldu... Kokulu Bulut Tepesi sakinleri üç gün sonra gecenin bir yarısı... devasa bir patlama işitti.

 

İç Kesim çıraklarından biri öyle korkmuştu ki neredeyse bayılacaktı. Tüyleri diken diken bir şekilde çığlık attı: “Bai Xiaochun!! Seçilmiş olman umurumda değil, gelip seni mosmor edeceğim!”

 

Bu konuda yalnız değildi. Tüm İç Kesim çırakları mağaralarından çıkmıştı, buna bitkin haldeki Zhou Xinqi de dahildi. Bai Xiaochun ise aceleyle dışarı çıktı, özür dilercesine gülümsedi ve bir daha olmayacağını garanti etti. Toplanan çıraklar birazcık sakinleşmişti. Eğer biraz cüretkâr olsaydı temiz bir dayak yiyecekti ama çıraklar tavrında bir yanlışlık bulamadıkları için paçayı kurtarmış oldu. Çırakların o anda yapabileceği tek şey… dişlerini sıkıp bu sözü kabullenmekti.

 

Bitkin düşen ve mağarasına dönen Bai Xiaochun ağlamak istiyor ama gözlerinden yaş gelmiyordu. Düşlerini kovalama işini çok zor bulmaya başlamıştı.

 

“Ben pes edecek biri değilim!” diye düşündü. Dişlerini sıktı, yeni bir hap fırını çıkarttı ve yarım ay boyunca çalıştı. Durumun her açısını analiz ettikten sonra da problemi çözdüğüne emin oldu.

 

“Toprak ateşi. Kesinlikle toprak ateşi!” Ve bu düşünceyle ilaç yapımına koyuldu… Beş gün sonra şafakta çıkan patlama o kadar büyüktü ki Li Qinghou’yu afallatmış, Yeşil Sorguç ve Menekşe Kazanı Tepelerine dahi ulaşmıştı.

 

Başta Zhou Xinqi olmak üzere Bai Xiaochun’un mağarasının yakınında yaşayanlar tamamen aptala dönmüştü. Yaşlı Zhou’nun kuşları tiz çığlıklar atıyor, korkudan tüyleri havalanıyordu. Ruh kuyruklu tavuklar titremeye başlamıştı ve İç Kesim çırakları bilinçlerini yitirmemek için sağlam mücadeleler veriyordu…  

 

Toprak ateşinin fışkırmasıyla hem Bai Xiaochun’un mağarasının büyüleri hem de Kokulu Bulut Tepesinin ulu büyüsü aktive olmuştu. Enkazın arasından emekleyerek çıkan Bai Xiaochun ise simsiyah kesilmiş olmasına rağmen bariz bir şekilde heyecanlıydı. Sonunda problemin kaynağını bulmuştu.

 

“Sorun toprak ateşi değilmiş, karşılıklı arttırma ve bastırma teknikleriymiş!  Öngörülemeyen değişiklikler yaratıyorlar. Üçüncü kademe ruh ilaçları… karşılıklı arttırma ve bastırmayı akılda tutarak üretilmeli!”

 

Bu arada Kokulu Bulut tepesinin Dış Kesim çırağından kıdemlisine tüm üyeleri Bai Xiaochun’un mağarasının önüne toplanmıştı. Öfkeden deliye dönen topluluğun ellerinde taşlar vardı ve bu öfkeli sürüyle karşılaşan Bai Xiaochun, dinç bir şekilde göğsünü tokatladı.

 

“Garanti ediyorum--” Ancak daha sözünü bitiremeden önce taşlanmaya başladı. Sonuçta büyü kullanarak savaşmak tarikat üyeleri için yasaktı ama taş fırlatmakta sorun yoktu…  

 

“Götünü garanti et sen!” Öfke alevleriyle kuvvetlenen sayısız taş Bai Xiaochun’a yaklaşıyordu…

 

#Tarikat Lideri ve kıdemlilerin Bai Xiaochun için 'ilaç yaparken kimseye zararı dokunmaz ne de olsa' demesi çok şekerdi gerçekten. Eminim çok pişman olmuşlardır 
Yalnız bu çocuğu hangi işe yöneltseler orada birinin başına bela oluyor. Bakalım bizi daha ne çılgınlıklar bekliyor, okumaya devam!






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44332 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr