Bölüm 93 : Ne Faydalı Bir Hap

avatar
6845 28

A Will Eternal - Bölüm 93 : Ne Faydalı Bir Hap


Çevirmen :  Clumsy 

 

İkinci alandaki Hayalet Diş, parmağını ikinci kez sallamak üzereydi. Pek çok kişiyi tek parmak sallayışıyla yenebilirdi ama Gongsun Yun bunlardan biri değildi.

 

Gongsun Yun, maksimum hızıyla geriledi ve teslim oldu. Hayalet Dişin bir saldırısına direnmişti, ikincisini karşılarsa ciddi yaralanmalar geçirebilirdi. Zaten birinci olma şansı yoktu ama ikinci olmak için bu yolu izlemesi daha mantıklı olacaktı.

 

Kollarını Hayalet Dişe karşı kavuşturarak arenadan ayrıldı. Gongsun Wan’er’in olduğu yere baktığında ise kaşları çatılmıştı.

 

Arenadan ayrılarak klasik yerine dönen Hayalet Dişin ifadesi gayet uysaldı. Hemen sonrasında Bai Xiaochun’a bakmış ve gördüğü defans karşısında gözlerinde garip bir parıltı belirmişti.

 

Güney yakanın seyircileri başlarını eğmişti, arenadaki sahneyi izlemekten kaçınıyorlardı… Utanmışlardı ve kuzey yaka adına üzülüyorlardı.

 

Kuzey yaka seyircileriyse çılgına dönmüştü...

 

Zıvanadan çıkan Gongsun Wan’er, çığlıklar atarak yeni saldırılar gerçekleştiriyor, aklına gelen her tekniği kullanıyordu. Sayısız ilahi kabiliyet ve büyü tekniği kullanmıştı ama hiçbir şey Bai Xiaochun'un defansını aşamıyordu.

 

Sonuçta son sırada Kuruluş Kadrosu yetişimcilerinden gelecek darbeleri bile durdurabilen, hayat kurtarıcı bir büyü sağlayan bileklik mevcuttu. Gongsun Wan’er, bir tütsülük sürenin sonunda bir ağız dolusu kan kusarak yere yığılmış ve çaresizlik içerisinde Bai Xiaochun’a bakmıştı.

 

Tam anka kuşunu çağıracaktı ki Bai Xiaochun’un kendisine bakarak bir hap yarattığını ve avcuna aldığını gördü…  

 

Bir anda ellerini yumruğa dönüştürdü.

 

Ve gönülsüzce, “Teslim oluyorum!!’’ dedi.

 

Bai Xiaochun ise kollarını kavuşturdu ve mümkün olduğunca üstün görünmeye çalışarak şöyle dedi: “Aa kazanmama izin verdin. Beni saldırmaya mecbur bırakmayarak en iyisini yaptın!”

 

Bu sözler güney yaka çıraklarının gözlerinden yaşlar getirdi. Gongsun Wan’er ise öfkeden deliye dönmüştü, sarsılıyordu. Dişlerini sıkarak arenayı terk etti.

 

Bu noktada Shangguan Tianyou ve Xu Song arasındaki mücadele de sona ermek üzereydi. Shangguan Tianyou’nun kılıcı alçalmış ve her yönden yoğun ışıklar saçmıştı. Xu Song’un beş canavarının durumu fenaydı ve kendisi de birkaç adım geri sendeleyerek Shangguan Tianyou’ya hayran bakışlar atmaktaydı.

 

“Anlaşılan kılıç ruhu bedenleri gerçekten bayağı harikaymış!” dedi ve ağzından kanlar sızarak arenadan ayrıldı.

 

Shangguan Tianyou bu cümleyi cevapsız bıraktı. Ve bakışlarını Hayalet Dişe çevirdi, tek rakibinin o olduğuna tamamen ikna olmuş haldeydi!

 

“Büyük olasılıkla o da benim için aynı şeyi düşünüyor," diye geçirdi aklından, "diğerleriyle savaşmak çok sıkıcı.” Shangguan Tianyou uçan kılıcını geri çekti ve Bai Xiaochun’a baktı. Onun defans katmanlarını görmek gözlerinde küçümseyici bir ifade doğurmuştu. En sonunda o da güney yakanın tezahüratları eşliğinde arenadan ayrıldı.

 

Tabii Bai Xiaochun da gururlu bir şekilde yerine dönmüştü.

 

Üçüncü turun ilk serisi tamamlanmıştı. Kazananlar Hayalet Diş, Shangguan Tianyou ve Bai Xiaochun, kaybedenler ise Xu Song ve Gongsun kardeşlerdi.

 

Tabii ki Shangguan Tianyou ve Hayalet Dişin galibiyetlerini önemseyen kişi sayısı pek yüksek değildi. Hemen hemen herkesin odak noktası Bai Xiaochun’un utanmazlığıydı.  

 

Bai Xiaochun başarmıştı... Yine yarışmanın tüm atmosferini değiştirmişti. Şu anda tarikat üzerinde bıraktığı etkiyi tarif etmek imkânsızdı…  

 

Kuzey yaka çıraklarının gözleri kıpkırmızıydı, elleri yumruk şekli almıştı. On binlerce gözün kitlendiği Bai Xiaochun ise burnunu kaşıyor, hiçbir şeyi fark etmemiş gibi davranıyordu.

 

Gongsun Wan’er hala titriyordu. Abisi Gongsun Yun, yanına giderek bir şeyler mırıldandı ve kız dişlerini sıkıp bağdaş kurarak enerjisini yenilemeye başladı. Diğer yarışmacıların da aynı şeyi yapması çok sürmemişti.

 

Üç tütsülük süre sonrasında ise üçüncü turun ikinci serisi resmi olarak başladı!

 

İlk alan Hayalet Diş ve Gongsun Wan’er’indi. Kız, sahneye çıkıp ifadesiz Hayalet Dişle karşılaştığı anda teslim oldu. Yaralanmayı göze alamazdı, diğer maçlar için sağlam kalmalıydı.

 

Gongsun Wan’er’in teslim oluşu sayesinde Hayalet Diş ikinci galibiyetini almış oldu.

 

İkinci alanda Shangguan Tianyou ve Gongsun Yun vardı. Hayalet Dişin ilk saldırısına direnebilmiş olan Gongsun Yun, kollarından çıkarttığı böcekleri aceleyle Shangguan Tianyou’ya ilerletti.

 

Shangguan Tianyou ağırbaşlı bir şekilde sağ elini salladı ve uçan kılıcını kılıç qi’si ile dolup taşarak havalandırdı.  

 

Bu, herkesin yakından izleyeceği bir mücadele olmalıydı. Ama… kuzey yakanın da güney yakanın da odak noktası üçüncü alandı.

 

Çünkü üçüncü alanda Xu Song’la dövüşecek olan Bai Xiaochun vardı!

 

Xu Song, rakibine soğuk bir gülümseme sunmaktaydı.

 

“Tıbbi haplar ve defans konusunda iyi olabilirsin. Ama karşında ben varım, acılı bir sonla lanetlendin!” Xu Song, bu cümleler eşliğinde elini sert bir şekilde salladı ve çatlama sesleri çıkartarak üç yaratığını çağırdı. Biri üç metre uzunlukta bir goril, biri iri bir kaplan ve sonuncusu… devasa bir yarasaydı.  

 

Ortaya çıkan yaratıkların güçlü enerjisi, dokuzuncu seviye Qi Yoğunlaşmadakileri bile ezebilecek yoğunluktaydı.

 

“Peki Bai Xiaochun, bakalım defansın benim üç savaş yaratığım karşısında ne kadar dayanacak!” diyen Xu Song, alçakça gülümsedi ve saldırmaya hazırlandı.

 

“Neden teslim olmuyorsun?” dedi Bai Xiaochun. İç çekerek Afrodizyak Hapını çıkardı ve Xu Song’a anlayışlı bakışlar attı.

 

Kuzey yaka çırakları kafayı yemişti.

 

“Yine aynı şeyi söyledi!”

 

“Bai Xiaochun’un kökünü kazı!”

 

Tıbbi hapı gören Xu Song, başını arkaya attı ve gürültülü bir kahkaha patlattı. Alaylı ve hatta halinden memnun bir suratla şöyle dedi: “O utanmaz tıbbi hapı kullanmaya çalışacağını biliyordum. Gerçekten buna hazır olmayacağımı mı sandın? Bu üç savaş yaratığı sana özel olarak seçtim. Hepsi de dişi!”

 

Xu Song, bu yüzden kendine güveniyordu ve kuzey yaka adına intikam alacağına emindi.  

 

Bu sözleri işiten kuzey yaka çırakları da heyecanlanmış, Xu Song’a yönelik tezahüratlara başlamıştı.

 

Bai Xiaochun’un kalbi küt küt atıyordu ve gözleri bir süreliğine düşüncelere daldığını belli etmişti. Bir an sonra ise sempati dolu bir şekilde Xu Song’a bakarak şu karşılığı verdi: “Bu tıbbi hap insanlar üzerinde de etkili, hayvanlarla sınırlı değil.”

 

Sonra da anlamlı bakışlarını Xu Song’un üç dişi canavarına çevirdi.

 

Bu sözler kuzey yakayı mutlak bir sessizliğe sürüklemişti. Herkes şok içerisindeydi ve muhtemel sahneleri gözlerinde canlandırarak zalimliği karşısında iç çekmeye başlıyorlardı.

 

Xu Song’un da gözleri büyümüş, aklı korkunç şeylerle dolmuştu. Beihan Lie ve Gongsun Wan’er’in yenilgilerini düşünürken yüzündeki tüm kan çekildi. Ve ya Bai Xiaochun’un söyledikleri doğruysa, bu hap insanlar üzerinde de etkiliyse diye düşündü… Gergin bir şekilde yutkundu. Hiç düşünmeden yaratıklarından uzaklaşmaya başladı. Oldukça zeki olan savaş yaratıkları da Xu Song’a bakarak titremekteydi.

 

Xu Song yaratıklarını ortadan kaldırdı. Tereddüt edemez, Bai Xiaochun’un blöf yapıp yapmadığı üzerine risk alamazdı. Bai Xiaochun’un yalan söylediğini düşünmesine rağmen bu topa girememişti.

 

Xu Song savaş yaratıklarını kaldırırken Bai Xiaochun harekete geçti. Işıklar titreştirerek defansını yükseltti ve Xu Song’a yaklaşırken sağ elini rakibine doğru salladı.

 

Bir patlama yaşandı. Xu Song’un esas gücü yaratık kontrolü üzerineydi ve şu anda bir tanesini bile kullanmaya cesareti yoktu. Haliyle gücü azalmıştı ve bu şekilde Bai Xiaochun’un karşısında durması imkânsızdı. Bu yüzden havalandı ve ağzından kanlar sızmaya başladı. Sendeleyerek durabildiğinde gözleri öfke ve aşağılanma doluydu. Teslim olmuştu.

 

Bai Xiaochun gözlerini kırpıştırdı ve boğazını temizledi. Sonra da ellerini kavuşturdu, eğildi ve sayısız küfür arasında arenadan ayrıldı.

 

“Bai Xiaochun, s-s-sen...”

 

“O lanet olasıca tıbbi hapın yasaklanması lazım!”

 

“Cennetler! Bai Xiaochun’u indirene on ruh taşı vereceğim!”

 

“Ben elli ruh taşı veririm! İndirin onu!” Kuzey yaka delirmişti ve sayısız insan, miktarı arttırmaya başlıyordu. Çok geçmeden toplam ruh taşı teklifi 10,000e ulaştı. Güney yaka ise şok olmuştu ve Bai Xiaochun’a yönelik takdirleri giderek artıyordu.

 

Miktarın giderek artışı Bai Xiaochun’un yüzünü korkuyla titreştirmiş ve aceleyle kaçmasına yol açmıştı. O ensesinden esen soğuk bir rüzgâr hissetmekle meşgulken, toplam miktar 20,000 ruh taşını aştı. Kalp atışları iyice hızlanıyordu.

 

“Siz insanlar çok mantıksız davranıyorsunuz!” dedi ve kendini açıklamaya çalıştı. “Oraya her çıktığımda teslim olma şansı veriyorum bir kere!”

 

Ancak açıklaması yalnızca kuzey yakanın sinirini arttırmaya ve ruh taşı teklifini 30,000e ulaştırmaya yaramıştı. Arenanın üzerinde uçan anka kuşu Bai Xiaochun’un talihsizliği karşısında mest olmuş haldeydi, çığlıklarının ardı arkası kesilmiyordu.

 

Balkondaki kıdemliler ise giderek daha da eğlenmeye başlıyordu.

 

“Ben Prestij Çırağıyım!” diye bağırdı Bai Xiaochun, tehdit edercesine. “Ben Tarikat Liderinin Küçük Kardeşiyim. Bana bulaşmaya çalışan olursa sizi Ustama tekmelettirip tarikattan attırırım!”

 

Ve bu sözler sonrasında... kuzey yaka daha da çileden çıktı. İlk önce kimin kontrolü kaybettiğini söylemek zordu ama arenaya bir uçan kılıç ulaşmıştı. Bunu sayısız büyülü nesne ve savaş yaratığı kükreyişi takip etti. Kanlı bir savaşa hazırlanır gibiydiler.

 

Bai Xiaochun dehşete düşmüştü. Neyse ki balkondaki tarikat kıdemlileri meselenin uzamasına izin vermedi. Kuzey yaka çırakları tek bir bakışla geri çekildi.

 

O sırada Shangguan Tianyou ve Gongsun Yun mücadelesi de sona ermişti. Üç uçan kılıç kullanan Shangguan Tianyou, her şeyini kullanan Gongsun Yun’u yenmiş ve Gongsun Yun teslim olmuştu.

 

Shangguan Tianyou da nefes nefeseydi. Gongsun Yun, onu sıkı bir mücadele vermek zorunda bırakacak kadar güçlüydü. Arenadan çıkan ve kuzey yakanın öfkesini fark eden Shangguan Tianyou, kaşlarını çatarak Bai Xiaochun’a döndü. Gözlerinden küçümseme okunuyor olsa da kalbinde bir kıskançlık mevcuttu.

 

“Yalnızca tıbbi haplara ve defansa bel bağlamak mı? Aynı seviyeye ulaştığımıza inanamıyorum! Hmph!” Shangguan Tianyou, bu düşünceyle birlikte bağdaş kurdu ve nefes alma egzersizlerine başladı.  

 

#Kaplumbağamız son derece sinir bozucu bir şekilde ikinci galibiyetini de almış bulunuyor 
Sahiden de ne faydalı bir hap!
Hadi üçüncü seri için okumaya devam!






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44344 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr