Çevirmen : Clumsy 

Büyük Şişman Zhang gerilmeye başlamıştı. Ama Bai Xiaochun’un önerisini mantıklı bularak başını salladı.  

Boğazını temizleyerek hiç gergin değilmiş gibi davranmaya başladı. “Tabii ki. Ustamın da dediği gibi güçlendirmenin başarılı olup olmadığını görmemeliyim. Dokuzuncu Kardeş, acele et de içeride test et bakalım.”

Bai Xiaochun arkasını dönerek içeriye koşturdu. Ve kaşlarını çatarak uçan kılıca baktı. Büyük Şişman Zhang’ı hayal kırıklığına uğratmaktan endişeleniyordu ve kılıç üzerinde test yapmak yerine bir büyü hareketiyle kaplumbağa tavasını çıkardı.

“Ai. En Büyük Abim büyük stres altında. Sonunda özgüvenini toplamışken onu hayal kırıklığına uğratamam. Acaba kaplumbağa tava bu uçan kılıcın güçlendirmesini başarılı kılar mı?” Kendi kendine mırıldanarak tek renkli ateş yaktı ve test etmediği kılıcı tavaya yerleştirdi.

Gümüş ışıklar parladıktan sonra tavayı yerine kaldırdı. Dişlerini sıkarak kılıca biraz ruhsal enerji ekledi ve tek bir gümüş dizayn oluştu.

“İşe yaradı!” diye düşünürken sebep Büyük Şişman Zhang mı yoksa kendi tavası mı bilmiyordu. Hızlıca kapıyı açarak dışarıya koşturdu. “En Büyük Abi! İşe yaradı. İşe yaradı! Sen harikasın En Büyük Abi!”

Büyük Şişman Zhang sonucun ne olacağını bekleyerek avluda gergin bir şekilde dikiliyordu. Bai Xiaochun’u gördüğü andaysa içini bir titreme aldı. Sonra uçan kılıçtaki dizaynı gördü ve uyluklarına vurarak başını geriye attı, güçlü bir kahkaha savurdu.

“Eh, nasıldı? Dediğim gibi işte. Geçen sefer gücü kontrol etmemiştim. Menekşe Kazanı Tepesinde başarıyla üç silahı güçlendirmiş haldeyim. Ustam bile yeteneğimi övmeden geçemedi. Ve işte bir kez daha yaptım Dokuzuncu Kardeş!” Büyük Şişman Zhang, neşeli bir şekilde kılıcı Bai Xiaochun’un ellerinden aldı.

Bai Xiaochun yan tarafta durarak Büyük Şişman Zhang’a hayran bir şekilde bakıyordu. Büyük Şişman Zhang, oldukça heyecanlı bir şekilde iç çekti.

“Tamamdır, senin Büyük Kardeşin iyi bir modda. Bir kez daha güçlendirme yapacağım. Bu kılıç iki kat güçlendirmeden geçecek!”

Bai Xiaochun bu girişimin pek iyi bir fikir olmadığı kanaatindeydi. Doğru hatırlıyorsa tarikatta ruh güçlendirme konusunda pek çok kural ve tabu vardı. “En Büyük Abi, neden başka bir zaman denemiyoruz...”

“Yo, sorun yok!” dedi Büyük Şişman Zhang kararlı bir şekilde. Kılıcı tutarak konsantre olmaya ve enerjisini toplamaya başlamıştı bile.

Ruh güçlendirmenin ikinci girişimi kesinlikle çok daha zordu ve sahip olduğu tüm madenleri kullanmak zorunda kaldı. Titreyerek sürdürdüğü girişimde enerjisini canlandırmak için birkaç hap tüketmesi bile gerekti. Kılıca enerjisini aktardığında ve kılıç gümüş ışıklarla parladığındaysa soluk soluğa kalmış bir şekilde yere oturdu.

Ama kılıcı Bai Xiaochun’a uzatırken gözleri heyecanla parlıyordu.

“Hadi test et!”

Bai Xiaochun kaşlarını kaldırarak kılıcı teslim aldı. Ancak daha teste girişemeden önce Büyük Şişman Zhang’ın kolunu kavrayışıyla durduruldu.

“Burada test etme.” dedi ciddi bir şekilde. “Unutma, Dokuzuncu Kardeş, ruh güçlendirmedeki en önemli nokta duyduğun hislerdir. Hisler doğru olduğu anda tanrıların yardımını da almış olursun. Geçen sefer odanda başarılı olmuştun, yine orada test etmelisin!”

Bai Xiaochun, Büyük Şişman Zhang’ın ruh güçlendirme konusunda ne kadar bilgili gözüktüğünü düşünerek gözlerini kırpıştırdı. Sonra da başını sallayarak düşünceli bir şekilde odasına döndü.

“En Büyük Abi ruh güçlendirme konusunda gerçekten iyi olabilir. Söylemesi zor. Az önce tavamın yardımı olmadan da başarılı olmuş gibi görünüyor.” Bu düşünceye erişen Bai Xiaochun, uçan kılıcı tavaya koymadı. Bunun yerine ruhsal enerji aktararak test etmeye girişti.

Göz açıp kapayıncaya dek gümüş ışıklar çıkmış ama hemen soluklaşmıştı. Sonra da çatlama seslerini kılıcın işe yaramaz bir döküntüye dönüşmesi takip etti.

Bai Xiaochun, gergin bir şekilde kaşlarını çatarken, Büyük Şişman Zhang’ın sesini işitti.

“Dokuzuncu Kardeş, az önce gümüş ışıklar gördüm. Ne oldu? İşe yaradı mı?”

“Um... Daha test etmedim.” diye yanıtladı Bai Xiaochun hızlıca. “Şimdi yapacağım...”

Dışarıda beklemekte olan Büyük Şişman Zhang’ın yüzünde acı bir gerginlik belirdi. Aptal değildi ve Bai Xiaochun’un konutundan gelen gümüş ışığın ne olduğunu çok iyi anlamıştı.

Bai Xiaochun’un bu başarısızlığı kabul etmek istemediğini düşünerek iç çekti. Ve derin bir nefes alarak seslendi: “Test ettiğinin farkındayım Dokuzuncu Kardeş. Sorun değil. Ben... Gideyim en iyisi.”

Büyük Şişman Zhang buraya heyecan dolu bir halde gelmiş ama aldığı son darbe onu büyük bir bunalıma sokmuştu.

Aceleci davrandığının farkındaydı. Ustasının söylediğine göre ruh güçlendirme çok gizemli bir büyü tekniğiydi ve mükemmel başarı oranı imkânsızdı. Üstelik yetişim dünyasında garip bir fenomen vardı. Anlaşılan... bunu bir kez başaranlar gelecekte de başarılı olmayı daha kolay bulurdu, başarısız olanlar için ise tam tersi geçerliydi.

Garip görünse de işin özü irade gücüydü. Gizemli bir şeydi ve insan ne kadar özgüvene sahip olursa başarma şansı da o kadar yüksek olurdu.

İş ruh güçlendirme dünyasına geldiğinde, yetişimi yapılabilecek iki ana teknik vardı. Biri ortodoks metoduydu, bu metotta ruh güçlendirici yalnızca ruh güçlendirme işini yapardı. Şahsi olarak ruh testi gerçekleştirmezdi. Objeyi sahibine verirdi ve test, kendisi ortada yokken yapılırdı.

Bu şekilde başarı veya başarısızlık ruh güçlendiricinin zihnini etkilemezdi. Sonuçlar tarafından dikkati çelinmeden bu meseleyi unutur, yoluna sakin bir kalple devam edebilirdi.

Ama daha ekstrem bir metot da mevcuttu. Bu da Ulu İrade Ruhu Büyüsüydü. İradenin gizemli ve derin gücüne bağlıydı. Bu metotta ruh güçlendirici kişi, ruh güçlendirmenin sonuçlarıyla ilgilenirdi. Bu sayede tecrübe ettiği başarılar arttıkça yetenekleri de şok edici düzeyde yükselirdi. Bu metotta başarısızlık ruh güçlendirici üzerinde oldukça kötü bir etki bırakabilir, hatta kişinin yeteneklerini tamamen mahvedebilirdi.  

Buna rağmen bu metodu izleyen pek çok kişi vardı. Büyük Şişman Zhang’ın Ustası Xu Meixiang bile bu metotla ruh güçlendirme yapan birinin cennetlere meydan okuyan sonuçlar elde edebileceğini itiraf etmeliydi. İrade gücü ve özgüven mükemmel sonuçlar doğururdu.

Ruh Akımı Tarikatının tarikat koruyucu hazinesi olan Cennet Boynuzu Kılıcı, eksantrik bir ruh güçlendirici tarafından binlerce yıl önce on kat ruh güçlendirmeden geçirilmişti.

Büyük Şişman Zhang acı bir şekilde gülümsedi. Menekşe Kazanı Tepesinin ortodoks metodu tercih ettiğini biliyordu. Kendisiyse heyecana kapılarak büyük bir hata yapmıştı. Kalbindeki sakinliği dağıtmıştı ve toparlanması çok zaman alacaktı.

Bai Xiaochun pencereden bakarak Büyük Şişman Zhang’ın hüsrana uğramış figürünü görebiliyordu. Onu böyle bir şekilde göndermeyi reddederek çantasından yeni bir uçan kılıç çıkarttı. Sonra da kaplumbağa tavayı yaratarak ikili ruh güçlendirme gerçekleştirdi.  

Bu noktada Büyük Şişman Zhang, elini ana kapıya koymuştu ve çıkmak üzereydi. Ancak bir anda Bai Xiaochun’un sesi yankılandı.

“En Büyük Abi, işe yaradı!!” Konutun kapısı sert bir şekilde açılmış ve Bai Xiaochun keyiften dört köşe bir şekilde, elinde iki dizayn görünen bir uçan kılıçla dışarıya çıkmıştı.

“Gerçekten mi?!” Uçan kılıca bakan Büyük Şişman Zhang’ın yüzü heyecanla titreşti. Sarsılmaya başladığında gözlerinde inanamaz bir bakış mevcuttu.

“Hahaha! Ben sahiden de ruh güçlendiriciler arasında bir Seçilmişim. İki kat ruh güçlendirme! Başardığıma inanamıyorum!!”

Bai Xiaochun’a sımsıkı sarılırken gözlerinden sevinç gözyaşları dökülüyordu. Aslında içsel yeteneği ancak ortalamaydı; eğer ailesi ve Ustasıyla sıkı bağlantıları olmasaydı Ruh Akımı Tarikatına hiç kabul edilmeyebilirdi.

Yalnızca Fırınlardaki kıymetli materyalleri tüketişi sayesinde altıncı seviye Qi Yoğunlaşmanın büyük çemberine ulaşabilmişti. Dış Kesime katıldıktan sonra ise böyle materyalleri olmadığı için yetişimi çok zorlaşmıştı. Üçüncü Şişman Hei ve Bai Xiaochun’un kendisini geçişini izlerken de onlar adına sevinmesine rağmen kendisi adına hayal kırıklığına uğramıştı.

Ve şimdi ruh güçlendirmede yetenekli olduğunu öğrenmek, tahmin dahi edemeyeceği bir neşe sağlıyordu. Faydalı olduğunu hissetmişti. Heyecanlı bir şekilde başını arkaya atarak özgüven dolu bir kahkaha attı. Bunu yaparken de garip bir güç doğurmuştu… bu, irade gücünden başka bir şey değildi. 

Ruh güçlendirme, takip etmesi ekstrem bir yoldu; başardıkça özgüvenin artardı. İraden arttıkça da başarın!

Belki de başaracağına ne kadar inanırsan başarı merdivenlerine tırmanman o kadar mümkün olurdu ve bunu sağlayan da kesinlikle irade gücüydü.

Büyük Şişman Zhang, heyecanlı ve gururlu bir şekilde oradan ayrıldı. Onun gidişini izleyen Bai Xiaochun ise doğru bir şey mi yaptım acaba diye düşünüyordu. En sonunda Büyük Şişman Zhang mutlu olduğu sürece yanlış bir şey yapmış olamayacağına karar verdi.

Bai Xiaochun, Büyük Şişman Zhang gittikten birkaç gün sonra Xu Baocai’den yeni bilgiler aldı. Anlaşılan Kokulu Bulut Tepesinin tenhalığının sebebi altıncı seviye ve üzeri çırakların, otuz yılda bir düzenlenen Seçilmiş mücadelesi için sekizinci seviyeye ulaşma çabalarıymış!

Kuzey ve güney yakaların Seçilmişlerinin katılacağı mücadele üç ay sonra başlayacakmış ve Ruh Akımı Tarikatının ana odağı buymuş. Doğu Korusu Kıtasındaki yetişim klanları ve küçük tarikatlar da sonuçlara oldukça dikkat ediyormuş.

Seçilmiş mücadeleleri esnasında kuzey ve güney yakanın Seçilmişleri ilk ona yerleşmek için dövüşürmüş. Tüm erkek ve kız çıraklar ejderler ve ankalar gibi yükselerek İç Kesime transfer olmayı umut edermiş. İster şahsi ün, ister tarikatın onayı, amaç ne olursa olsun İç Kesime girmenin kişiyi diğer çıraklardan oldukça farklı kıldığı kesindi.

Her otuz yılda bir jenerasyonun en iyi on Seçilmişi büyük bir ihtişama kavuşurmuş. Onlar gelmiş geçmiş en ünlü ve mükemmel yetenekler olarak adlandırılırmış ve benzer statüdeki diğer tarikatlar bile onları tanırmış.

Tabii Seçilmiş mücadelesinde ilk ona girenler tarikattan oldukça iyi hediyeler de alırmış. Ödülün on binlerce erdem puanı olduğu ve bunun yanı sıra kıymetli materyaller de verildiği söyleniyormuş. Üstelik tarikatın gizli minyatür alemine girme şansı olduğu da söylentiler arasındaymış.

Tabii bu aralar herkes bu söylentilerden etkilenmiş haldeydi.

Hepsinden öte, en iyi kişinin efsanevi Miras Kesiminde bir yer kapma ihtimali vardı. Seçilmişlerin ilk onuna girme gerekliliği tüm çırakları motive edici bir faktördü.

Tabii ki Seçilmiş mücadelesinden önce eleme turları mevcuttu. Kuzeyin ve güneyin çırakları bu elemelerde en iyi on kişiyi çıkartır ve final mücadelesine geçerdi.

Yetişim basamağı gerekliliği sekizinci seviyeydi. Yalnızca sekizinci seviyedekiler bu mücadeleye katılabilirdi. İç Kesime girmek için de iki şart mevcuttu: Sekizinci seviye Qi Yoğunlaşmada olmak ve herhangi bir zorlu sınavı geçmek. Normalde İç Kesime girmek isteyenlerin katılabileceği çeşit çeşit zorlu sınav vardı. Ama otuz yılda bir düzenlenen Seçilmiş mücadelesi en zor ve en popüler olanıydı!

Bunu deneyen sayısız Dış Kesim çırağı terfi alamazdı. Yalnızca elemelerde ilk yüze girenlerin İç Kesime girme şansı olurdu. İlk on ise Ruh Akımı Tarikatının Seçilmiş mücadelesine katılma hakkı kazanırdı.

Şu anda Shangguan Tianyou, Lu Tianlei ve Zhou Xinqi ilk ona girerek Seçilmiş mücadelesine dahil olmak niyetindeydi. Eğer bu şekilde İç Kesime girebilirlerse, eninde sonunda Miras Kesimine erişme şansları olacaktı.

#Acaba arkadaşına sahte bir başarı tattırmak ve sevindirmek mi daha iyi bir davranış, yoksa dürüst olarak üzülmesine izin vermek mi? Ben karar veremedim doğrusu. 
Bu arada yaklaşan müsabakanın bilgileri verildi. Kaplumbağamız katılacak mı, katılırsa onu neler bekleyecek gibi soruların cevapları için okumaya devam!