Çevirmen : Clumsy 

Xu Baocai, Bai Xiaochun’un Kuruluş Kadrosuna ulaşma arzusunu tamamen ateşlemişti. Bai Xiaochun, sıradaki günleri Kutsal Kitap Tesisine giderek geçirdi, hatta Kutsal Güç Salonuna bile uğradı.

Kutsal Güç Salonu, yetişim dünyasıyla alakalı genel bilgilerin alınabileceği bir yerdi. Kuruluş Kadrosu hakkında detaylı araştırmalar yapan Bai Xiaochun, Xu Baocai’nin sözlerinin doğru olduğunu görmüş, içindeki kıvılcım iyice büyümüştü.

Ona göre ancak Kuruluş Kadrosuna katıldığı zaman sonsuz hayatı önündeki ilk gerçek adımı atmış olacaktı.

Onu daha çok heyecanlandıran ise Kuruluş Kadrosuna ulaşmanın üç yolunun olması, hepsinin de ömrü farklı şekilde etkilemesiydi. Çok geçmeden olup bitenleri kavramıştı.

“Cennet, Dünya ve Ölümlü. Kuruluş Kadrosunun üç yolu…

“Ölümlü Daosu, Kuruluş Kadrosu Hapı istiyor. Başarı oranı düşük ancak başardığında yüz yıllık ekstra ömür kazanıyorsun.

“Dünya Daosu, dünyanın enerjisini çekip şok edici bir güce dönüştürmeyi içeriyor. Başarı oranı daha da düşük ancak sonuç iki yüz yıllık ekstra ömür!

“Sonuncusuysa efsanevi… Cennet Daosu! Çok nadir ve ancak rastgele şansla oluyor. Ama bunu başarırsan fazladan beş yüz yıl ömür kazanıyorsun!” Daha detaylı bir araştırma gerçekleştiren Bai Xiaochun, Cennet Daosunun özellikle takip edilebilecek bir şey olmadığını anladı. Dünya Daosu ise dünya enerjisini kullanabilmeyi gerektiriyordu.

Bu yüzden onun için en kolayı Ölümlü Daoyu takip etmek, Kuruluş Kadrosu Hapına sahip olmaktı.

Bai Xiaochun yeşim kâğıdı indirerek derin bir nefes aldı, gözleri parlıyordu. “Gelecek için planlarımı yapmaya başlamalı ve hazır olduğumdan emin olmalıyım. Ve tabii o Kuruluş Kadrosu Haplarından birine de ihtiyacım olacak…

“Kuruluş Kadrosu Hapları pahalı ve tüm olasılıklara hazır olmam gerek. Bu durumda… yapılacak en iyi şey hapı kendim yaratmak olacak!” Bai Xiaochun’un gözleri titreşti, usta bir simyacı olup Sonsuza Dek Yaşa-Asla Ölme hapı üretme hayali hiç olmadığı kadar güçlenmişti.

“Çırak simycılık, kalfa simyacılık, usta simyacılık… Şu anda çırağım. Kalfa olmak için birkaç tıbbi hap yaratıp terfi testine girmem gerekiyor… Minimum gereklilikse beş bitki kısmında uzmanlaşmak. Ama bu tek başına garanti sağlamıyor. Beş ruh yaratığı konusunda da uzmanlaşmam gerekecek.” Gözleri kararlılıkla parlarken üçüncü bitkiler kâğıdını çıkartıp detayların üzerinden geçti. Her şeyi ezberlediğine emin olduğunda da hızlıca avluyu terk etti.

Ancak dakikalar sonra koşturarak geri döndü ve birkaç kat kıyafet giyindi, artık ayrılmaya hazırdı.

“O Zhou Xinqi’nin fanları çok korkunç. İnsanlara beni parçalara ayıracaklarını falan söylüyorlar… Dikkat çekmemekten başka şansım yok cidden.” Bunu söylerken biraz tedirgindi.

Kendisi ve Zhou Xinqi’nin fanlarını kıyasladıktan sonra bir karara vardı.  “Hmph. Ben Kuruluş Kadrosuna geçene kadar bekleyin. O zaman sahneye çıkıp herkese Lord Kaplumbağa olduğumu söyleyeceğim. O zaman kim beni parçalara ayırmaya cüret edecekmiş görürüz!”

10,000 İlaç Tesisi her zamanki gibi tıklım tıklımdı. Yalnızca Kokulu Bulut Tepesi üyeleri değil, Yeşil Sorguç Tepesi ve Menekşe Kazanı Tepesi üyeleri de farklı sebeplerle oradaydı.

Bai Xiaochun kalabalığın içinde kıvrılıyor, hiç dikkat çekmediğinden emin olmaya çalışıyordu. Üçüncü bitkiler testi kabinine geldiğinde içeriye girdi, testi aldı ve yeniden kalabalığa karıştı.

Aslında hemen kaçmayı planlıyordu ancak kafasını uzatıp olup bitenlere bakmadan edemedi. Birilerinin üçüncü dikilitaştaki büyü şişesinin yerini kaplumbağanın aldığını fark etmesi çok sürmemişti.

Oldukça hoşnut bir şekilde yüzüne şaşkın bir ifade oturtarak bağırmaya başladı. Ancak bir an sonra Zhou Xinqi’nin canavarımsı fanları ortaya çıkmış ve Bai Xiaochun’u hayal kırıklığına uğratmıştı.

“Hep onlar yüzünden dikkat çekemiyorum işte.” diye düşündü sinirli bir şekilde. Onlara bir an baktıktan sonra da arkasını dönerek uzaklaştı.

Sonraki günlerde küçük kaplumbağanın haberi Kokulu Bulut Tepesinin Dış Kesim çırakları arasında vahşi bir yangın gibi yayılmaya başladı. Herkes küçük kaplumbağanın dikilitaşlardaki pozisyonunu konuşuyordu.

Bir ay sonra, tam söylentiler durulmaya başlamışken, 10,000 İlaç Tesisinin önündeki çıraklar dördüncü dikilitaşta da büyü şişesinin yerini kaplumbağanın aldığını fark etti.

Bu haber yoğun bağırışlara yol açtı!

“Küçük Kaplumbağa yakında her alanda Zhou Xinqi Ablayı geçecek! Dört taşta 1.liğe erişti!”

“Onun dört dikilitaşı var, Zhou Xinqi Ablanınsa beş. Kim bu küçük kaplumbağa ya…?”

Tabii ki bu şekilde bağıran kişi Bai Xiaochun’dan başkası değildi ve bu bağırış ona kendisini çok iyi hissettiriyordu. Ancak Zhou Xinqi’nin fanları çılgına dönmeye başlayınca başını eğdi ve kendi yoluna gitti.

Birkaç gün sonra, Zhou Xinqi 10,000 İlaç Tesisinin önünde belirdi ve çok ciddi bir yüz ifadesiyle dört dikilitaşa baktıktan sonra 10. dikilitaşın testine girdi. Dışarı çıktığında ismi ilk sıraya yazılmıştı.

Artık Kokulu Bulut Tepesinin tüm çırakları 10,000 İlaç Tesisi olaylarını dikkatle takip etmekteydi. Zhou Xinqi altı dikilitaşa erişmişti, küçük kaplumbağa ise dört…

Herkes küçük kaplumbağanın Zhou Xinqi ile aynı seviyeye gelerek beşinci dikilitaşın ilk sırasına yerleşip yerleşemeyeceğini konuşuyordu.

Hatta bazı Dış Kesim çırakları bu konuda bahis başlatmıştı. Kokulu Bulut Tepesinin Yaşlıları bile not almaya başlıyordu.

Bai Xiaochun sıradaki 1.liği için elinden gelenin en iyisini yapacaktı. Yeşim kâğıdını aldıktan sonra gece gündüz çalıştı. Bunda Zhou Xinqi’nin fanlarına olan nefreti de etkiliydi tabii. Ne zaman 10,000 İlaç Tesisine gidip bir konuda ilk sıraya yerleşse, küçük kaplumbağanın lehine bir şeyler söyleyip uzaklaşıyordu.

Zamanla küçük kaplumbağayı öven birkaç çırak daha ortaya çıktı, bunda Bai Xiaochun’un büyük payı vardı tabii. Kiminle konuşsa mutlaka konuyu küçük kaplumbağaya getiriyor, onu övmeyi ihmal etmiyordu. Örneğin Hou Xiaomei’yi tamamen takıntılı hale getirmişti.

Bir ay sonra güneşli bir günde beşinci dikilitaşın ilk sırasındaki büyü şişesi titreşti ve bir alt sıraya düştü, yerini küçük kaplumbağa almıştı.

O noktada Kokulu Bulut Tepesinin Dış Kesim çırakları büyük bir curcuna yarattı. Herkes bu manzaraya bakmaya geliyor, dağın her köşesi küçük kaplumbağanın ismiyle çalkalanıyordu.

“Küçük kaplumbağanın bitkiler konusundaki yeteneği tarif edilemez bir seviyede. İnsanları nasıl şok etmesin?”

“Mükemmel! Küçük kaplumbağa ve Zhou Abla artık eşitlendi…”

Kaplumbağanın Bai Xiaochun olduğundan şüphelenen hiç kimse yok değildi. Hatta Zhou Xinqi’nin bazı fanları bu olasılığı hesaba katıp ona dikkat etmeye başlamıştı.

Oldukça içerleyen Bai Xiaochun ise bu şüphelerden sıyrılması gerektiğine karar verdi ve dördüncü teste girecekmiş gibi bir sahne yaratarak herkesin dikkatini çekti. Bir süre içeride kaldıktan sonra da kötü bir performans gerçekleştirmiş gibi yaparak mutsuz bir şekilde dışarıya çıktı.

Bunu birkaç kez yeniledikten sonra Zhou Xinqi’nin fanları artık başkalarına odaklanmaya başlamıştı. Tabii ki hiçbir şey kanıtlayabilecek değillerdi.

Ancak nefret dolu dedikodularını sürdürdüler. İnsanlara o kaplumbağanın kim olduğunu bulduklarında onu lime lime edeceklerini, minicik parçacıklara ayıracaklarını söylüyorlardı!

Bunu duyan Bai Xiaochun ise böyle bir durumda ne yaparım diye titremeye başlamıştı. En sonunda dişlerini sıktı ve kararlılığını gün yüzüne çıkardı.

“Mutlu değilsiniz, ha? Ehh, daha çok 1.lik aldığımda sizi daha da mutsuz yapacağım!” Dişlerini sıkarak ne olacaksa olacak diye düşündü ve kendisiyle Zhou Xinqi arasındaki mesafeyi kapatmaya devam etti.

Bir ay sonra küçük kaplumbağa 6. dikilitaşta da 1. Olmuştu!

Ve bir ay sonra da 7.de!

10,000 İlaç Tesisinin çevresi alarm ve hayranlık nidalarıyla dolmuştu.

“Yedi tane 1.lik! Yürü be küçük kaplumbağa! Zhou Abla bile on 1.lik alamayacak!”

“Hahaha, bu küçük kaplumbağayı seviyorum. Kesinlikle bu işi başaracak!”

Kalabalığın içerisindeki sayısız çırak böyle şeyler bağırırken, gaddar yüzlü bir düzine civarı erkek de kendini belli ediyordu. İç Kesim çıraklarının ifadeleriyse buz gibiydi. Gözlerinden vahşilik akan çiçekbozuğu yüzlü genç bir erkek lafa girdi.

“Baylar, bayanlar, çırak yoldaşlarım.” diye bağırdı. “Eğer küçük kaplumbağanın kim olduğunu bilen varsa bana söylesin, ona borçlu olacağım!” Çiçekbozuğu yüzlü gencin sesi herkesi titretmiş ve küçük kaplumbağadan bahsedenleri sessizleştirmişti.

Onun kim olduğunu anlayanlar bakışlarını kaçırmaya başlamıştı. Diğerleriyse öfkeliydi ancak konuşmak için fazla korku doluydular.

“Bu Adalet Sarayından Qian, Qian Dajin…”

“Onun Zhou Abla ve Du Lingfei’yi takip ettiğini duymuştum…”

Bai Xiaochun kalabalıkta durup haklı bir kızgınlıkla çiçekbozuğu yüzlü gence bakıyordu. En sonunda sinir olmuş bir halde avlusuna geri döndü.

“Daha beni bulamıyorsun bile ama benimle düelloya mı gireceksin ha!?” Dişlerini sıkarak ruh yaratıklarını çalışmaya başladı. Çalıştıkça yaratıkların belli kısımlarının ilaç yapımındaki değerini öğreniyor, bitkiler konusundaki yeteneği de gelişiyordu.

Hatta ikisi arasındaki zıtlıkları ve benzerlikleri çözebilir hale geldiği ve birlikte çalışabildiği için bitkiler konusundaki yeteneği ciddi bir ilerleme kat etmişti.

Bir sonraki ay küçük kaplumbağa sembolü 8. dikilitaşın da en üstüne yerleşti!

Bir ay sonra da 9.nun!

Artık tek bir taş eksiği kalmıştı!

10,000 İlaç Tesisinin dışındaki kalabalık yine çok hararetliydi. Küçük kaplumbağanın kesinlikle sonuncuda da 1. sıraya yerleşeceğini söyleyen insanların sesleri çok kuvvetliydi.

Zhou Xinqi’nin fanlarının ise bunu durdurmak için yapabileceği hiçbir şey yoktu. Tek yapabilecekleri küçük kaplumbağanın Zhou Xinqi’yi geçişini izlemekti.

Son ay geldiğinde Bai Xiaochun, en yoğun anında 10,000 İlaç Tesisine gitti. Oraya kılık değiştirerek gitmişti, dikkat çekmeden onuncu dikilitaşın kabinine ilerlerken bugüne kadar hiç olmadığı bir kararlılığa bürünmüş haldeydi.

İçeri girdiğinde bacaklarını çaprazladı ve elini taşa yerleştirdi. Zihnini gümbürdeme sesleri doldururken bir kez daha tanıdık test arazisine ulaştı.

İçeride tıbbi bitkiler ve ruh yaratıklarından oluşan tam 1,000,000 parça vardı. Gözleri parlayarak parçaları düzenlemeye başladı.

1,000. 5,000. 10,000…

30,000. 50,000. 80,000

Bu, şu ana dek girdiği en zor testti. Çok geçmeden yüzünden terler damlamaya başladı, gözleri kan çanağına dönmüştü. Delirmiş gibiydi, hayattaki diğer her şeyi unutmuşçasına yalnızca bu bitki ve yaratıkları birleştirmeye odaklıydı. Elleri acıyor, zihni uyuşuyor ancak devam ediyordu.

Çok geçmeden test sona erdi ve Bai Xiaochun, elleri titreyerek son tıbbi bitkisini birleştirdi. Görüşü bulanıklaşıp netleştiğinde yeniden kabinin içindeydi.

Ağır ağır nefes aldı, gözleri tatminle parlıyordu ve kaşlarının arasından akan teri silerek yumruklarını sıktı.

#Lord Kaplumbağa iş başında! Hırsı ve zorbalara olan nefreti sayesinde 10. dikilitaşa kadar geldi. Onda bu hırs ve yetenek varken sonuncuda da birinci olması pek zor olmasa gerek. Yine de bakalım neler olmuş, okumaya devam!