Çevirmen : Clumsy 

Bai Xiaochun takıntılı bir şekilde avluda yatmayı sürdürüyordu. Bedeni ağrılıydı ancak her nasılsa teninin eskisine nazaran daha sert olduğunu hissedebiliyordu. Bu da onun simyacı olmak için duyduğu sabırsızlığı iyice arttırıyordu.

Yaklaşık bir saat daha avluda yattıktan sonra o acılı his silindi. Bacaklarını çaprazlayarak emekleyen Bai Xiaochun, hapları ve tütsüyü içeren çantasını döktü.

Sahip olduğu şeyleri bir süre daha yakından inceledikten sonra derin bir nefes aldı, çevresine kaçamak bakışlar attı ve evine dönüp kaplumbağa tavayı çıkarttı.

“Bu hapları bu şekilde de kullanabilirdim. Ama ruh güçlendirme yaparsam 3. Qi Yoğunlaşmadan 4.ye geçebilirim. İki renkli odunların bu kadar pahalı olması çok kötü. Fırınlarda vardı ama artık oranın hizmetlisi değilim, bu işleri karmaşıklaştırır.” Bai Xiaochun’un haplara olan ilgisi giderek kabarıyordu. Bir süre düşündükten sonra tereddütlerini kovalayarak tek renkli bir odunu yakmaya girişti.

“Basit bir güçlendirme yapayım! Yeterli olacaktır!” Ateşi hızlıca yaktıktan sonra tek renkli alevlere koyduğu kaplumbağa tavasının üzerinde bir dizayn belirdi. Ardından hap şişesini açtı ve içindeki üç hapı tavaya boşalttı.

Üç ruh güçlendirme performansı sonrasında hapların üzerinde de gümüş dizaynlar belirmişti. Sonra da yeşil tütsüyü aynı işlemden geçirdi. Artık elinde basit güçlendirmeden geçirilmiş ürünler vardı. Ve tütsüyü yakarak hapları ağzına attı.

Sonraki hamlesi Menekşe Qi Kazanı Kontrol Sanatı rehberini açıp yetişim talimatlarını takip etmek oldu. Çok geçmeden ruhsal enerjisi kaynamaya başladı. Artık duruşları çok daha uzun süre koruyabiliyor ve yetişim aşamasının yükseldiğini hissedebiliyordu.

Bir tütsünün yanacağı süre içerisinde bedenindeki ruhsal enerji ırmağı tüm bedeninde akmaya başlamıştı, 4. Qi Yoğunlaşmaya erişme noktasına çok yakındı.

“Yüz nefes daha durmam lazım,  sonra aşabileceğim!” Dişlerini sıkarak dördüncü resimdeki duruşu gerçekleştirmeye devam ediyordu. Bedeni bir top gibi şişiyor, içindeki çatlama sesleri dışarı ulaşıyordu. Bir yandan da boncuk boncuk ter akıtmaktaydı.

Bu noktada ruhsal enerjisi solmaya başladı. Bai Xiaochun’un gözleri konsantrasyonla kısılmıştı, bu şekilde bir ağız dolusu ruhsal enerjiyi önündeki yeşil tütsüye aktardı.

Ruhsal enerji yeşil tütsüye ulaştığı anda tütsü aydınlandı ve yeşil yılanları andıran yeşil dumanlar çıkartmaya başladı. Birlikte havaya karışarak Bai Xiaochun’un gözlerine, kulaklarına, burnuna ve ağzına girip güçlü bir ruhsal enerji haline geldiler. Bedeninde hareketlenen ırmaksa dakikalar içerisinde iki katına ulaşmıştı.

Bai Xiaochun’un bedeninden gümbürdeme sesleri duyuluyor, evin içerisinden avluya dağılıyordu. O anda zevkle parlayan gözlerini açtı.

“Dördüncü seviye Qi Yoğunlaşma!” dedi kahkahalar eşliğinde.

Bedeninden yayılan ruhsal enerjinin güçlü bir yaşam gücü taşıdığının farkındaydı. Kendisini daha çevik hissediyordu ve başını eğdiğinde bedeninin siyah pisliklerle kaplandığını gördü. Yani bedenindeki kirler zorla akmış, daha saf bir hal almıştı.

Evden çıktığında bedeni akar gibi titreşiyordu. Avluyu bir müddet toparladıktan sonra oldukça enerjik bir şekilde orada dikilmeye başladı. Hızlıca bir büyü deneyerek parmağını salladı ve çantasındaki ahşap kılıcın ışıklar saçarak kendisine gelmesini sağladı.

Kılıcı ileri geri gönderirken gözleri tatmin olmuş bir şekilde parlıyordu. Ahşap kılıç zaten sıra dışıydı, buna bir de 4. Qi Yoğunlaşma eklenince havadaki deliciliği iyice artmıştı.

“Ruh güçlendirme çok harika bir şey. Gerçi üç renkli alevim olabilse daha da iyi olurdu. Böyle bir tıbbi ilaç inanılmaz sonuçlar yaratırdı!” Düşündükçe bu olayı daha da mucizevi buluyordu. Hapın ya da tütsünün formu ne olursa olsun, yetişim pratiği konusunda gerekli oldukları kesindi.

“İnanılmaz bir simyacı olacağım! Sonsuza Dek Yaşa-Asla Ölme Hapı yapacağım! Sonra da onu on kat güçlendireceğim–yo, bekle, yüz kat güçlendireceğim!” Bai Xiaochun’un simyacılığa duyduğu tutku giderek güçleniyordu. O anda çantasını çekerek yeşim bir kâğıdı kaldırdı.

Bu, Hou Yunfei’nin vermiş olduğu, 10,000 tip bitkiyi ve resimlerini içeren kâğıttı. Yalnızca Kokulu Bulut Tepesinin kayıtlarında bu tarz bilgiler vardı ve bunları tüm acemi simyacıların öğrenmesi gerekirdi.

Tabii ki 10,000 tip bitki yalnızca başlangıçtı. Hou Yunfei’ye göre bunları ezberlediği zaman yenileri gelecekti.

Kararlı bir bakışla ruhsal enerjisini harekete geçirdiğinde zihninde sayısız bitki isim ve görüntüleri canlanmıştı. Garip bir hisle doluydu, sanki önünde yepyeni bir sayfa açılmış gibiydi. Kâğıdın içerisinde Yaşam Uzatan-Uzun Ömür Sağlayan Hap için gerekli tıbbi bitkiler bile yazılıydı.

Yeşim kâğıttaki bilgileri inceledikten sonra 10,000 bitkiyi ezberlemenin çok da zor olmayacağına karar verdi. Ancak o sıradan biri değildi. Hedefi mükemmel bir simyacı olup Sonsuza Dek Yaşa-Asla Ölme Hapını yaratmaktı.

Keçi inadı bir kez daha gün yüzüne çıkmıştı. Yalnızca basit bir listeyi ezberlemiyordu; her bitki türünün tüm detaylarını dikkatli bir şekilde gözlemlemesi de gerekiyordu. Yalnızca iyice sindirdikten sonra bir bitkiden diğerine geçebilirdi.

Xu Baocai yüzünden yoğun bir stres çektiği dönemlerde yarım yıl boyunca çılgınlar gibi yetişim yapmıştı. Şimdi de büyük hayallere sahip olduğu için benzer şeyleri yaşayacaktı.

Tıbbi bitkiler listesini minicik detaylarına kadar inceledikten sonra gözlerini kapatıp hepsinin resimlerini kafasında tek tek canlandırmaya başladı.

Ama hala yeterli değilmiş gibi hissediyor, bitkilerin kendisini görüp çalışmak istiyordu. Ne yazık ki bu konuda yapabileceği bir şey yoktu. Tek yapabileceği elinin altındakileri incelemekti, buna yaprak şekilleri ve damarlarının desenleri de dahildi.

Ancak bu da Bai Xiaochun için yeterli olmadı. Sonrasında kökler ve meyvelere çalıştı. Sanki bitkinin kendisiyle karşı karşıyaymışçasına,  ebatlarına rağmen incelemeyi sürdürdü.

Bu da kendisini güvende hissetmesine yetmedi. Sıradaki hedefi bitkilerin üzerinde yetişen tüycükleri incelemek oldu, hatta gözeneklerini bile ihmal etmedi.

Zaman akıyordu. Çok geçmeden bir ay olmuştu. Bu süreçte her gün dördüncü seviye Menekşe Qi Kazanı Kontrol Sanatına çalışmış ve yetişim aşaması konusunda giderek daha rahat bir hale gelmişti. Aynı zamanda Ölmeden Sonsuza Dek Yaşama Tekniğini de ihmal etmemişti. Her gün acısına dayanıp avluda koşmuş, bir yandan da kâğıttaki bitki isimlerini tekrar etmişti. Ne yazık ki yeşim kâğıtta numara yoktu, haliyle kaç tanesini ezberlemiş olduğundan emin değildi.

Avludaki egzersizlerinin yanı sıra köşedeki ruh tarlasına da gidip gelmişti, orada on tıbbi bitki yetiştiriyordu.

Bu on bitki ruhkışı bambularıydı. Kokulu Bulut Tepesinin Dış Kesim Görev Taşına gitmiş ve basit, tehlikesiz bir görev seçmişti.

Bai Xiaochun, Li Qinghou’nun söylediklerini unutmuyordu. Tarikat için her yarım yılda en az bir görev tamamlaması gerekliydi; bu Bai Xiaochun’un aklına iyice kazıdığı bir kuraldı.

Bu görevin erdem puanı kayda değerdi ve malın kalitesine göre de değişecekti. Basit bir görev olsa bile zaman israfıydı; görevi tamamlamak için bitkilere üç ay boyunca bakması gerekiyordu.

Tabii ki ruhkışı bambusu yetişimcinin ruhsal enerjisiyle katalize oluyor ve bu sayede daha hızlı büyüyordu. Ne yazık ki Bai Xiaochun’un bu metodu test edecek zamanı yoktu ve bitkileri öylece ekmek ve beklemekle yetiniyordu.

“Çok yavaş büyüyorsunuz.” dedi ruh tarlasına bakarak. Yeşim kâğıt sayesinde ruhkışı bambusunun doğru düzgün büyümek için yüksek miktarda ruhsal enerjiye ihtiyaç duyduğunu biliyordu. Eğer büyüdüğü toprakta yeterli ruhsal enerji yoksa bu enerjiyi katma işi bizzat yetişimciye düşüyordu.

Bai Xiaochun eğilerek ruh tarlasından bir avuç dolusu toprak aldı. Ardından kendi kendine mırıldanmaya başladı:  “Bahse varım bu ruh tarlasında yeterli ruhsal enerji yok ve ruhkışı bambuları da bu yüzden böyle yavaş büyüyor. ” 

“Ruh tarlasının ruhsal enerjisini nasıl biraz daha güçlendirebilirim acaba…?” Bir an sonra ifadesi canlandı ve kaplumbağa tavasını çağırabileceği sağ elini uzattı.

Önce tavaya, sonra da ruh tarlasına baktı, gözlerinin parıltısı artıyordu.

“Eğer bu tava her şeyi güçlendirebiliyorsa, o zaman… Ruh toprağına da güçlendirme yapabiliyor olmalıyım, değil mi?” Bir anda meraklanarak ruhkışı bambusu tohumlarını çıkarttı ve bir miktar ruh toprağını tavaya alarak tek renkli alevini canlandırdı.

Çok geçmeden gümüş ışık parıldamış ve kaplumbağa tavadaki ruh toprağında basit ruh güçlendirilmesi dizaynları çıkmıştı. Işık hızlıca silinse de ruh toprağının artık çok daha güçlü bir ruhsal enerjiye sahip olduğu açıktı.

Bai Xiaochun keyiften dört köşeydi. En ufak bir tedirginlik hissetmeden bir tava toprak üzerine bir tava daha güçlendirmeye başladı. Bir saat sonra, tek renkli ateşleri bitmek üzereyken tüm ruh tarlası güçlendirilme işleminden nasibini almıştı.

Tabii ki toprağın yalnızca üst kısmıyla ilgilenebilmişti. Daha derinlere inecek kadar odunu yoktu. Bu yüzden ruh toprağı yeterli bir süre geçtiğinde normal haline dönecekti.

Yine de ruh tarlasının güncel ruhsal enerjisi cennetleri sarsıcı, dünyayı alt üst edici bir değişime uğramıştı, öyle güçlenmişti ki artık belli bir koku yaymaktaydı.

Bai Xiaochun, ruhkışı bambusu tohumlarını yeniden dikti ve kenara çekilip izlemeye başladı. Ufak filizlerin çıkıp büyümeye başlaması çok sürmemişti.

Bambular göz açıp kapayıncaya dek bir metreye ulaştı. Öyle ki tıbbi bitki üretmekle ilgilenen çıraklar bunu görseydi dilleri tutulurdu. Ruhsal enerjiyle bitkilerini büyüten bir yetişimci bile bu hıza erişemezdi.

Sonuçta… yetişim dünyasında hiç kimse yalnızca on ruhkışı bambusu büyütmek için toprağa ruh güçlendirme gerçekleştirecek kadar ileri gitmezdi…

En ünlü büyükusta ruh güçlendiriciler bile böyle bir şeyi düşünmezdi; çünkü bu müsriflikti.

Ruhkışı bambularının güzelce büyüdüğünü gören Bai Xiaochun ise fazlasıyla mutluydu. Böylece arkasını dönerek avluda koşmaya ve yeşim kâğıttaki bitkileri çalışmaya devam etti.

Güneş batıyor, gökyüzü kararıyordu. Ruhkışı bambuları şimdiden bir metreyi geçmişti, yine de maksimum yüksekliğe erişmedikleri belliyken üç ay sonra nereye erişeceklerini söylemek çok zordu…

O gece Bai Xiaochun sonunda yeşim kâğıdını bir kenara bıraktı. Sıkı çalışmalar sonucunda 10,000 tip bitki ezberleme görevini tamamlamıştı. Hatta tıbbi bitkilerin tanımlanma kısmında diğer bitkilerle çeliştiği noktaları bile yakalamış haldeydi.

“Yarın sabah gidip ikinci kâğıdımı alacağım. Acaba 10,000 İlaç Tesisinde nasıl bir test olur. Geçebilir miyim ki?”

Bai Xiaochun çenesini kaldırmış, kollarını sıvamıştı. Bir an için cesur davranmış ve büyük planlar yapmış ancak hemen sonrasında gerginleşmeden edememişti. Ve tabii ki boğazını temizleyerek daha fazla çalışmak için kâğıdını geri aldı. Nasıl bir testle karşılaşacağı korkusuyla yanıp tutuşuyordu.

#Keşke bir işe kendimizi adama konusunda Bai Xiaochun gibi olabilsek, her şeye çılgınlık aşamasında detaylı çalışıyor ve hiç pes etmiyor. Tabii emeğinin meyvelerini yiyeceği kesin!
Okumaya devam!