Bölüm 8 : Hepimiz Canımızı Dişimize Takacağız!

avatar
9460 43

A Will Eternal - Bölüm 8 : Hepimiz Canımızı Dişimize Takacağız!


Çevirmen : Clumsy 

 

Xu Baocai’nin geldiğini sezen Bai Xiaochun hızlıca ayağa kalktı.

 

“Ehh, beklediğimden erken oldu…” diye düşünürken gözleri tereddüt doluydu. Yarım yıllık süreçte gelişmek için elinden geleni yapmış olmasına rağmen hala hazır hissetmiyordu. Aslında bu mücadeleye girişmeden önce dördüncü seviyeye ulaşması gerektiğine karar vermişti. O zaman güvende hissedebilecekti.

 

Ama Xu Baocai’nin yedi kişilik bir grupla beraber geldiğini gördükten sonra artık saklanmak gibi bir opsiyonu olmadığının farkına vardı. Dişlerini sıkarak, “İyi! Gidelim bakalım!” dedi.

 

Derin bir nefes alarak hızlıca sekiz kat deri ceketini giyindi, tavasını da sırtına attı. Ancak bu hamlelerden sonra gergin bir şekilde kapıyı açıp dışarı adım atabilmişti.

 

Gördüğü ilk şey Büyük Şişman Zhang ve diğerlerinin, ellerinde et satırları ve iri kepçelerle Xu Baocai ve arkadaşlarının önünü kesmiş olduğuydu.

 

“Ben de kargalar bu sabah neden dırdır ediyor diye merak ediyordum.” diye kükreyen Büyük Şişman Zhang, uzun bir dağ gibi orada dikiliyordu. “Meğer Denetim Departmanının bir avuç veledi Fırınlara olay çıkarmaya gelecekmiş!”

 

“Diğer insanlar Fırınlardan korkabilir Büyük Şişman Zhang; ama Denetim Departmanının umurunda bile değilsiniz. Küçük Kardeş Xu’dan bir şikâyet aldık ve buraya Denetim Departmanının yetkisiyle geldik. Cidden bize karşı koymaya cüret edecek misin?” Yedi kibirli görünümlü erkek Xu Baocai’nin etrafında toplanmıştı. Hizmetli üniformaları giyseler de yakalarına işlenen ‘Denetmen’ yazısı bariz bir şekilde dikkat çekiyordu ki bu da sıradan hizmetlilerin çok daha ötesinde güçleri olduğunun kanıtıydı.

 

İçlerinden biri iriyarı bir herifti, bir kaplan kadar sert, bir ayı kadar sağlam görünüyordu. Üçüncü Qi Yoğunlaşma seviyesini yansıtan ruh baskısını salarak soğuk bir şekilde Büyük Şişman Zhang’a bakmaktaydı. Lakin Büyük Şişman Zhang ve diğerlerinin gözünü korkutmadığı belliydi.

 

“Saçmalık!” diye yanıtladı Büyük Şişman Zhang. “O benim Küçük Kardeşimi öldürmeye çalışıyordu. Bunu nasıl açıklayacaksın peki!?” Ardından soğuk bir kahkaha atarak elini salladı, iri siyah tavası da havalanmış ve görkemli bir görüntü sağlamıştı. İriyarı adamın topluluğu bu manzaraya şaşkınlıkla baktı, iriyarı adam da gözleri büyüyerek bu tepkiye katıldı. O da bir elini kaldırarak kendi büyüsünü sergiledi ve küçük bir bayrak çıkarttı. Bayraktan yayılan sese vahşi bir canavarın kükreyişi de eşlik etti.

 

Kılıçlar da tek tek piyasaya çıkarken Xu Baocai, Bai Xiaochun’un kulübesinden dışarı çıktığını gördü, içindeki öfke yeniden tüm canlılığıyla su yüzüne çıkmıştı.

 

“Bai Xiaochun!!” diye kükredi.

 

Sözler Xu Baocai’nin ağzından çıktığı anda ellerinin dalgalanışıyla ahşap kılıcı da havalandı.

 

Büyük Şişman Zhang ve diğerlerinin yüzlerindeki şaşkınlık görülmeye değerdi. Tam ahşap kılıcı durdurmak için sıçrayacaklardı ki Denetim Departmanının iriyarı herifi soğuk bir kahkahayla önlerini kesti.

 

Ancak aynı anda gözleri kanlı Bai Xiaochun’un kükreyişi de yankılandı: “Xu Baocai, fazla ileri gittin! Sen ve ben bu işin sonunu getireceğiz!”

 

Bai Xiaochun’un kalbi deli gibi atıyordu. Tüm hayatı boyunca hiçbir kavgaya girmemişti, haliyle herhangi bir yetişimciyle mücadelesi de olmamıştı.

 

O kadar gergindi ki titreyişini engelleyemiyordu. Kükreme sebebi kendisini cesaretlendirmekti, bir yandan da üçüncü seviye Qi Yoğunlaşma gücünü salmış, hiçbir şeyini esirgememişti. Bu şekilde tüm ruhsal enerjisini ahşap kılıcına yansıttı ve Xu Baocai’ye doğru havalanması için parmağını salladı.

 

Havalanan ahşap kılıcın üzerindeki iki dizayn, yoğun boyaların altında hafifçe parıldıyordu. Kılıç bir anda genişledi ve yoğun bir soğukluk saçarak Xu Baocai’ye doğru atıldı.

 

Hızı ve haşmeti hem Büyük Şişman Zhang’ı hem de Denetim Departmanı üyelerini şaşkına çevirmişti. Kılıcın baskıcı aurası havayı doldururken tüm kalpler de şokla doluydu, artık hiç kimse mücadeleyi umursamıyordu, tüm gözler kılıçtaydı.

 

Xu Baocai Bai Xiaochun’a yaklaşmamıştı bile. Ama yine de enerjinin dehşetiyle vurulmuş haldeydi. Şu anda karşılaştığı Bai Xiaochun’un birkaç ay öncekinden çok daha farklı olduğunu rahatlıkla söyleyebilirdi. Dişlerini sıkışı ve sarf ettiği sözler kendisini kesinlikle çok şaşırtmıştı.

 

Bai Xiaochun’un kendisine yaklaşan ahşap kılıcını gördüğündeyse tamamen şaşkına dönmüştü. Kılıç beyaz bir ışık kümesi gibiydi, yalnızca Dış Kesim çıraklarının arasındaki mücadelelerde görülen bir manzaraydı bu. O kadar hayrete düşmüştü ki adeta kafatası uyuşmuştu.

 

Bir patlama sesiyle birlikte Bai Xiaochun’un ahşap kılıcı Xu Baocai’ninkiyle buluştu. Xu Baocai’nin ahşap kılıcı bu darbenin kuvveti karşısında sağlam kalamadı, ucundan başlayarak parçalara ayrıldı. Göz açıp kapayıncaya dek tamamen dağılmış, sayısız parçacığa dönüşmüştü.

 

Bai Xiaochun’un ahşap kılıcı ise duraksamamıştı bile. Şimdiye dek saf bir korkuyla harmanlanmış olan Xu Baocai’ye doğru ilerlemeyi sürdürüyordu. Xu Baocai tüm gücüyle yoldan çekildi, ahşap kılıçsa omzunu keserek ilerledi ve yakınlardaki bir ağaca ulaştı.

 

Patlama sesinin ardından ağaç tamamen ikiye bölünmüş, üst yarısı bir toz bulutuyla birlikte yere yığılmıştı. Xu Baocai ise kolundan kanlar fışkırırken acınası bir çığlık attı. Soluk yüzüyle hiç vakit kaybetmeden gerilemişti.

 

Neyse ki Bai Xiaochun objeleri kontrol etme konusunda pek iyi değildi. Aksi takdirde kılıç onu kolaylıkla öldürebilirdi.

 

“Üçüncü seviye Qi Yoğunlaşma! İmkânsız! Mümkün değil!” Xu Baocai, Bai Xiaochun’a bakarken hayalet görmüş gibi davranıyordu. Ahşap kılıca böyle bir güç uygulatmak için en az 3. Seviye Qi Yoğunlaşmada olmak gerekirdi ancak Bai Xiaochun’un birkaç ayda bunu başarabilmesine ihtimal veremiyordu. İşler hayal ettiğinin tam tersi şekilde gelişiyordu, bunu kabullenmesi imkânsızdı. Bir kâbusun içerisinde gibiydi.

 

Şok olan tek kişi o da değildi. Denetim Departmanının iriyarı herifi ve arkadaşlarının da Bai Xiaochun’a yönelik ifadeleri ciddileşmişti.

 

“Ruhsal enerjiyle keskinlik sağlamak ve kılıç ışığını salmak! Bu yalnızca Menekşe Qi Kazanı Kontrol Sanatının Ağırlıktaki Hafiflik Âleminde yetişimiyle mümkün olabilir! Böyle ilahi bir yeteneği salmanın başka bir yolu yok!” Denetim Departmanının iriyarı herifi soluk soluğaydı, artık Bai Xiaochun’a bakan gözlerinde belirgin bir korku vardı.

 

Yoldaşları da aynı şekildeydi, tabii Büyük Şişman Zhang ve diğerlerinin şaşkınlığından bahsetmeye gerek bile yoktu. Bai Xiaochun’un üçüncü seviye Qi Yoğunlaşmasına girdiğini sezmişlerdi ama ahşap kılıcını ışıklandırabilmesi ve büyütebilmesi gerçekten de Ağırlıktaki Hafiflik Âlemine girdiğini kanıtlıyordu ki bundan hiç haberleri yoktu.  

 

Bai Xiaochun’un kendisi bile ahşap kılıcın yaptıkları karşısında sarsılmış haldeydi. Önce ağaca, sonra da kül suratlı Xu Baocai’ye baktı ve kafasını geriye atarak kahkahalara boğuldu.

 

“Ee, Xu Baocai, görünen o ki zayıf olan senmişsin! Kılıcımı ye bakalım!” Bariz bir şekilde Xu Baocai’den güçlü olduğunu fark etmek onu çok eğlendirmiş, bu şekilde Xu Baocai’yi kovalamaya başlamıştı, tüm bu süreç boyunca kahkaha atmayı da hiç kesmiyordu.

 

Bai Xiaochun’un bakışları Xu Baocai’yi titretmişti, hele kahkahalar atarak kendisine koşuşu kesinlikle dehşete düşürücüydü. Haliyle hiç vakit kaybetmeden tabanları yağladı.

 

Ancak daha birkaç adım atabilmişken Bai Xiaochun’u karşısında buldu. Bai Xiaochun, Xu Baocai’nin zamanında kendisini kovalayışını, onun yüzünden yetişim yapmakla geçirdiği acı günleri hatırlıyordu. Bu acı da onu güçlendiriyordu. Şimdi o gücü Xu Baocai üzerinde kullanma zamanıydı.

 

“Bakalım beni nasıl öldürecekmişsin!” diye bağırarak Xu Baocai’nin gözüne yumruğunu geçirdi. Xu Baocai acınası bir çığlıkla yere yığıldı. Karşılık vermek istiyordu ama yetişimi daha 2. Seviye Qi Yoğunlaşmadaydı, Bai Xiaochun’a karşı savunmasızdı.

 

“Genç Efendiyi kışkırttın, o da şimdi sana, ona bulaşmaman gerektiğini anlatacak!” Öfkesi kabaran Bai Xiaochun, ıstırap içindeki Xu Baocai’yi tekmelemeye ve yumruklamaya devam ediyordu.

 

Çatlama sesleri iriyarı adamı ve diğer Denetim Departmanı üyelerini olduğu gibi Büyük Şişman Zhang ve diğerlerini de şok etmişti. Xu Baocai dövülüyor, Bai Xiaochun bu görevi memnuniyetle yerine getiriyor, diğerleri de kalpleri korkuyla karıncalanarak olanları izliyordu.

 

Kalbi kederle dolan Xu Baocai’nin gözlerinden yaşlar gelmeye başlamıştı. Bai Xiaochun’un bu birkaç aylık kısacık süreçte böyle köklü bir değişim yaşadığına hala inanamıyordu. Daha da inanılmaz olansa Ağırlıktaki Hafiflik ilahi yeteneğini kullanabiliyor oluşuydu. Bu, yıllarca çalışmadan elde edilmesi imkânsız bir kabiliyetti.

 

Ona kalırsa Bai Xiaochun kesinlikle kuvvetli birinden yardım almış olmalıydı. Ayrıca daha önceki karşılaşmalarında utanmaz karakteri yüzünden kendisini olduğundan güçsüz göstermiş olsa gerekti. Xu Baocai’yi en çok sinirlendirense kendisinin buna tamamen kanmasıydı. Ve sonunda, kederiyle acısının birleşimi onu kendinden geçirdi.

 

Xu Baocai’nin bilincini yitirdiğini gören Bai Xiaochun, kıyafetlerindeki tozları silkeledi ve elini sallayarak ahşap kılıcını geri çağırdı. Tam bir yalnız kahraman edasıyla durmak ve gözlerindeki heyecanı gizlemek adına elinden geleni yapıyordu.

 

O anda Denetim Departmanından gelen iriyarı adamın gözlerindeki ifade çok karmaşıktı. Sonunda ne yapacağına karar vererek ellerini çırptı ve eğilerek selam verdi.

 

“Küçük Kardeş Bai, gerçek gücünü gizleyerek iyi bir iş yapmışsın.” dedi ifadesiz bir yüzle. “Bizim takdirimizi kazandın.” Ardından yerdeki baygın Xu Baocai’yi tutup yanında yoldaşlarıyla birlikte geri dönüş yoluna koyuldu.  

 

Onlar gittikten sonra Büyük Şişman Zhang ve diğer şişmanlar kocaman gülümseyişleriyle Bai Xiaochun’un yanında toplandı. Sonuçta Denetim Departmanından gelenler yabancıydı ve Bai Xiaochun’un da uzun zamandır ne kadar sıkı çalıştığına şahit olmuşlardı. Bu yüzden karşılaştıkları sonuçtan bir hayli memnun haldeydiler.

 

“İyi işti evlat. Yarım yılını boşa harcamamışsın!” Büyük Şişman Zhang bu sözlerle birlikte Bai Xiaochun’un omzunu sıvazladı.

 

“Aynen öyle. O kadar çok çalıştım ki kendimi bile korkuttum!” Bai Xiaochun kendini beğenmiş bir horoz gibi çenesini kaldırdı. Büyük Şişman Zhang ve diğerlerine, sıkıyorsa bana bir daha gülün bakalım der gibiydi.

 

#Böylece 'yalnız kahramanımız' ilk galibiyetini aldı. Aylarca deliler gibi çalıştıktan sonra bunu hak etmişti. Zaten onu hep bu çılgın çalışma seanslarıyla takip edeceğiz.
Bir sonraki bölümde görüşmek üzere!






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43988 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr