8. Ejderin kanlı hükmü - Bay 6


Lolan müşterisini cezbetmeyi iyi bilen bir kadındı. Ayrıca o gece her zamankinden daha iç gıcıklayıcı bir şekilde giyinmişti.



Hafif etine dolgun olan Lolan göğüs üstünden başlayıp diz kapağının hemen üstüne kadar inen tek parça ve kırmızı bir ipek abiye giymişti.



Elbisenin yan tarafları derisini gösterecek şekilde açıktı. Ancak açıkta kalan yerler minik bağcıklarla tutturulmuştu. Dudaklarına kan kırmızısı bir boya sürmüştü.



Kara kalemle kaş ve kirpiklerini olduğundan daha büyük göstermişti. Simsiyah saçlarını başının üstünden boğup at kuyruğu şeklinde bağlamıştı. Hanın duvar diplerindeki bir masada kahkahalar atarak içki içiyordu.



Masada tam altı erkek ağızlarının suyunu akıtarak bizzat servis yapıyorlardı. Babalık ipek siyah gömleği, siyah pelerini, siyah keten pantolonu ve siyah çizmeleriyle asil bir duruş sergiliyordu.



Kafasındaki siyah sivri şapka ise görenlerde üreperti hissettiriyordu. Belinin sol tarafındaki iki kılıç ise her an can almaya hazır şekilde kınlarında bekliyordu.



Babalık ağır adımlarla lolanın masasına yanaştı. Masanın yanına geldiğinde iğrenti dolu bir yüz ifadesiyle masadaki adamlara bakıyordu. Adamlar birer birer babalığı fark ettiler. Ve hızlıca bahaneler uydurup masayı terk ettiler.



Lolanın tam karşısına oturan babalık iki ayağını masanın üstüne atıp bacak bacak üstüne attı. O sırada parpetia güler yüzlü bir şekilde yanına geldi.



''Hoş geldin babalık. Bu gece ne içeceksin?'' diye sordu. Babalık yüzünü örten şapkasının altından kesin bir ses tonuyla konuştu. ''Bana kızıl karınca şarabı, lolan hanıma da hafif bir şeyler getir.'' dedi ve kuşağından çıkardığı minik keseyi masaya attı.



Parpetia bu cömert müşterisinin minik kesesini masadan aldı ve ona karşı bir gülücük attı. Ancak hemen sonra başını Lolana dönüp öldürecek gibi bakarak



''Sana da sinek likörü getireyim. Ziftlenirsin'' dedi. Lolan kızmıştı. Ama kızgın halinde bile asaletinden ödün vermeyen bir kadın olduğu için tepki vermedi.



Parpetia gittikten sonra babalığa bakarak ''Bu yelloz da kocasında gözüm var sanıyor. İşim gücüm yok yağ tulumu kocasının peşinden koşacağım!''.


Başını hafifçe kaldıran babalık sırıtmaya başladı. Lolan tepkili bir şekilde ''Neee?'' dedi. Babalık



''Kabahat sen de, kim dedi sana Issız arazinin en güzel kadını ol diye?'' dedi. Lolan bir anda yelkenleri suya indirdi.



''Oooo senden iltifat almak çok ender görülen bir durum. Teşekkür ederim baaayyyy, baayy... Altı''.



Babalığın sırıtması bir anda kesildi ve ayaklarını masadan indirip ciddileşti. ''Lolan, seni şaşkın kadın! Sana kaç kere söyledim bana o isimle hitap etme diye''. Lolan babalığı zayıf damarından yakalamıştı.



Bilerek gerçek adıyla hitap etmişti Lolan.  ''Madem beni bu kadar güzel buluyorsun, madem etrafımdaki erkeklerden iğreniyorsun, o zaman yirmi yıldır yalvarmama rağmen


neden beni kadının yapmıyorsun? Tanrılar senin cezanı versin aptal herif. Kraliyet ailesinden bile peşimde koşanlar var. Ben hepsini reddettim. Kimin için haaa kimin için?''.



Babalığın yüzü bir anda yere düştü. ''Lolan, ben de yirmi yıldır sana aynı şeyleri anlatmaktan yoruldum. Senin bilmediğin şeyler var. Benim karanlık bir geçmişim var. Ben yer yüzündeki en tehlikeli adamlardan biriyim. Seninle kutsal birliktelik yemini edersem, sana acılı bir ölümden başka bir şey getirmem''.



Lolan göğüs kısmına elini attı ve demir bir tabaka çıkardı. Aynı yerden bir de tahta bir ağızlık çıkardı. Tabakanın içindeki ince tütün sigaralardan birini tahta ağızlığa yerleştirdi.



Ardından belinde asılı duran bir çift minik çakmak taşını birbirine vurarak sigarasını yaktı. Derin bir nefes çekti ve sinirli bir şekilde fledikten sonra konuştu.


''Aptal herif, benim hayatım çok mu güllük gülistanlık sanıyorsun. Hem sana ölümden korktuğumu kim söyledi.'' Lolan ve babalık atışırken parpetia hanın içki deskine gelmiş babalığın içkisini hazırlamıştı.


Sıra lolanın içeceği sinek likörüne gelince sinsice etrafına bakındı. Elbette bu sinsi hareket kocası Opakın gözünden kaçmadı. Yan gözle karısını dikizledi Opak.


Parpetia Lolanın içki bardağının içine ağız dolusu tükürdü. Bunu gören opak hafiften iç çekip Abdora ile olan konuşmasına devam etti.



''Bu velet kim Abdora, köle mi?''. Abdora bir anlığına FEyzaiye bakıp opaka döndü. ''Evet, aslında çocuk kölelerle uğraşmam ama bunu hatırı sayılır bir arkadaş gönderdi. Onu bizzat yetiştirmeyi düşünüyorum.''.



Abdora ve opak muhabbetlerine devam ederken minik Feyzai demir bir tasın içinden leziz elma suyunu içiyordu. Köle olarak alındığından beri başına gelen en iyi ve tek güzel olay bu elma suyuydu.



Abdora ve Opakın konuşması sürerken içeriye leş gibi kokan iri yarı bir adam girdi. Bu adam pislik lakabıyla tanınan haydut Zanderdi.


Zander içeri girer girmez çoğu müşterinin suratı ekşidi. Zander ise etrafına pişmiş kelle gibi bakıp sataşacak birilerini arıyordu. Bir anda minik Feyzai gözüne takıldı. Nedendir bilinmez Zander çocuğa doğru yürüyüp yanına geldi. Gelir gelmez de



''Sen ne şirin bir piçmişsin öyle'' diyerek çocuğun yanağını mengene gibi sıktı. Feyzainin canı öyle yanmıştı ki gözünden yaş geldi ve



''Bırak yanağımı kıç suratlı herif'' diye bağırdı. Bir anda bütün han kahkahalara boğuldu.



Zira FEyzainin yaptığı benzetme herkese komik gelmişti. Sinirlenen Zander çocuğa vurmak için elini kaldırdığında Abdora adamı koltuk altından sertçe yakaladı. Zander inleyerek kolunu indirdi ve ''Aaahhh Abdora kardeş, canımı yakıyorsun'' dedi.



Çoğu insan pislik Zanderden çekinirdi. Ama Abdora bunlardan biri değildi. Hatta tam tersine pislik Zander Abdoradan çekinirdi.



Abdora soğuk bir ifadeyle ''Eğer malıma dokunmaya kalkarsan o kolunu kökünden söker kıçına sokarım'' dedi. Ve usulca Zanderin koltuk altını bıraktı.



Bu sırada Lolan ve babalık gelecekleri hakkında hala tartışıyorlardı. Feyzai Zandere kin dolu gözlerle bakıyordu. Zander Abdora tarafından engellendiği için iyice tepesi atmıştı. Ama korkudan çocuğa dokunamıyordu.



Fiziksel olarak bir şey yapamayan Zander çocuğu kızdırmaya karar verdi. Feyzaiye sırıtarak bakıp ''Senin annen güzel mi velet?'' diye sordu.



Feyzai henüz 6 yaşında saf bir çocuk olduğu için sorunun altındaki iğrenç kinayeyi kavrayamadı. Ve yüksek sesle ''Benim annem gelmiş geçmiş en güzel kadındır'' dedi.



Aslında annesinin yüzünü bile hatırlamıyordu. Ama onun gönlündeki anne kavarmı yeri asla doldurulamaz kutsal bir kavramdı. Annesini hatırlayamasa da tatlı sesini ve kalbinde bıraktığı sıcak duyguyu hatırlıyordu.



Ve Zandere kendince cevap verdikten sonra Zander iğrenç bir ses tonuyla gülmeye başladı. ''Hahahahaha o zaman ananı bana satsana lan'' dedi.



Zander pislik ve kaba olduğu kadar espiri anlayışı da iğrenç biriydi. Ancak o anda, tam o anda, kimsenin beklemediği korkunç bir şey oldu.



Feyzai öfke krizine girdi. Midesinin hemen altında kaynayan cehennem gibi bir his yavaş yavaş beynine doğru hücum ediyordu.



Biricik annesine hakaret edildiğini anlayan Feyzai titremeye başladı. O sırada Lolana laf yetiştirmekte olan babalık olan biteni görüyordu.



Minik Feyzai oturduğu yüksek sandalyenin üstünden yıldırım gibi fırladı. Babalık ise sanki zaman ağır çekime girmişcesine bu inanılmaz manzaraya bakıyordu.



Feyzai hızla zıpladı. Çocuğun gözlerinden bir tanesinin kirpikleri inanılmaz şekilde uzamış ve o gözü resmen griye dönmüştü. Bu normal bir insanın yapabileceği bir şey değildi. Havaya doğru sıçrayan feyzai var gücüyle ''Bok kafalı heriiiiiiiiiiiiiiifffff'' diye haykırdı. 



Ve minik bir taşı andıran yumruğunu Zanderin çenesine indirdi. Feyzainin minik yumruğunu yiyen Zander yıldırım hızıyla giriş kapısının bulunduğu duvara uçtu. Duvara sertçe çarpıp külçe gibi yere düştü.



Feyzai ise yere kapaklanmış öfkeyle Zandere bakıyordu. Olanları gören Abdora ve opak ağzı açık şekilde kalakaldı.



O sırada bir müşteri için kadehe içki dolduran parpetia elindeki bardağı düşürmüş şarabı yere döktüğünü farketmeden donakalmıştı.



Salonda çoğu insan Zanderle muhattap olmamak için yüzlerini başka yöne dönmüştü. Ve bu yüzden müşterilerin çoğu olan biteni görememişti. Ancak Lolan ve babalık an ve an her şeyi görmüştü.



Özellikle babalık çocuğun sol gözündeki değişimi net bir şekilde fark etmişti. Bir müşteri yerde yatan Zandere seslendi.



''Heeey Zander iyi misin? Noooldu sana yaaaa'' diyerek adamı ayağa kaldırmaya çalıştı. Kucaklayıp doğrulttuğu anda zanderen kopmak üzere olan kafası sallanarak göğsünün önüne düştü.



Ayrıca alt çenesi doksan derecelik bir açıyla sola doğru kaymış ve iğrenç bir şekle girmişti. Bunu gören adam ''Ğııaaahhhh'' diyerek zanderi yere attı. Ve ''Ölmüş, ölmüş buuu'' dedi.



Ölmüş lafını duyan salonda bir an için zaman dondu. Herkes Zanderin cansız bedenine bakarken Abdora, Opak, Parpetia, Lolan ve Babalık Feyzaiye bakıyordu.           







Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44429 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr