Bölüm 13: Buluşma

avatar
6793 21

The Dark King - Bölüm 13: Buluşma


 

 

Çeviri: Çıngıraklı Düzenleme: Sapphire

 

***********************************************

 

Dudian mahalleye geri döndü. Duvarın yanında Lin Kang sokağına direk olarak gidebilmek için beş bakıra bir araba çağırdı. Bugün, saat geç olduğundan, gidip sülfür ve güherçile alacak vakti yoktu. Ayrıca, bir kaç gün içinde Dudian Toplayıcı kampına görev raporu vermek zorundaydı. Gizliliği sağlamak adına kampa getirilen her eşya dikkatlice kontrol ediliyordu bu yüzden onları almamıştı.

 

Jura ve kocası endişeyle Dudian'in dönmesini bekliyordu. Geldiğini görür görmez rahatlamışlardı. Ama üstündeki yoğun koku yüzünden, Gray kaşlarını çattı ve biraz geri çekilip "Vücudundan gelen bu iğrenç koku da neyin nesi?" diye sordu.

 

Dudian öksürdü ve "Kenar mahallenin normal kokusu." dedi.

 

Jura burnunu sıktı ve "Gidip yıkanmalısın. Bekle biraz, sana sıcak su getireyim." dedi ve direk mutfağa gitti.

 

Dudian banyoya gitti. Ufak çipi zemini duvara bağlayan köşedeki çatlağa sakladı. Çok geçmeden Jura sıcak su getirdi ve "Kendini düzgünce yıkamalısın. Yardım ediyim mi?" diye sordu.

 

Dudian hemen "Hayır." diyerek reddetti.

 

Jura su leğenini yere bıraktı ve "Tamam. Düzgünce yıkan, acele etme." dedikten sonra kapıya doğru gitti.

 

Dudian küçük su leğenine baktı. Yüzünde hafiften bir gülümseme vardı. Eski dünyanın duşlarını özlemişti. Ne yazık ki, bu dünyada, şu anda sudaki radyasyon bile temizlenemiyordu. En azından yerleşim bölgesinde böyleydi, işte bu da Dudian'in ticaret bölgesine çok geçmeden taşınma isteğini arttırmıştı.

 

...

 

...

 

Üç gün sonra.

 

Uzun bir at arabası Jura çifinin evinin önüne geldi. Güçlü bir siyah at arabayı çekiyordu. İki metre boyundaydı ve ihtişamlı bir zırh giyiyordu.

 

At arabasından genç bir adam aşağıya atladı. Evin numarasına bakıp kapıyı çaldı.

 

Jura çifti ve Dudian beraber kahvaltı yapıyorlardı. Pencereden at arabasını görünce misafirin neden geldiğinin hemen anladılar. Jura kapıyı açtı ve sıcak bir şekilde "İçeri girin." dedi.

 

Yumuşak saçlı genç adam Jura'nın ziyaretinin nedenini anladığını farkındaydı. Ama, girmek yerineyse "Muhafız" kimliğini temsil üstünde birbirine geçmiş çift kılıçlı madalyonu gösterdi. Odaya girmedi ama "Hayır. Üzgünüm ama programım sıkışık.Oğlunuzu askeri eğitim için ticari bölgeye götürmek zorundayım. Önceden haber verilmiş olmalı bu yüzden biraz hızlı olun çünkü acelem var.

 

Jura endişeli ve meşgul olduğunu düşünmemişti.

 

"Sayın memur bey, çocuk ne kadar süre askeri eğitim için ayrı kalacak?"

 

"Eğitim süreci üç yıl kadar sürer."

 

"Bu üç yıl boyunca sadece tatillerde eve gelebilecek. Ama ben bu hakkını kullanmayıp derslerine çalışmasını tavsiye ederim, tabi eğer derslerini üç yıl içinde tamamlamak istiyorsa."

 

Jura'nın yüzü değişti ve "O kadar mı zor? Ya tamamlayamazsa?" diye sordu.

 

Genç adam umursamaz bir ses tonuyla "Endişelenmenize gerek yok. Başarısız olsa bile ufak bir pozisyona yerleştirilir." dedi.

 

Gray konuşmalarına kulak misafiri olmuştu. Kafısını çevirdiğinde Dudian'in yavaşça kahvaltı yaptığını gördü. İstemese de "Hazırlanmayı düşünüyor musun?! Memur Beyi fazla bekletme. Hadi çabuk!" diye çıkıştı.

 

Dudian iç çekti. Yemek yerken rahatsız edilmekten son derece nefret ederdi. Direk Gray'in gözlerine baktı, istemeye istemeye elindekileri bırakıp, çırptıktan sonra odasına geri döndü. Çoktan iki çift kıyafet katlamıştı ve keten sırt çantasını almıştı. Tabiki de, en önemli şey önceden aldığı üniformasıydı.

 

Dudian sırt çantasını kapıya taşıdı. Genç adama baktı ve "Hadi gidelim." dedi.

 

Jura endişeli bir şekilde "Her şeyi aldın mı? Kıyafetler, ayakkabılar..." diye sordu.

 

Dudian elini salladı ve "Her şey çantada. Endişelenme." diye cevap verdi.

 

Jura "Oraya gittiğinde dikkat et. Sakın diğer çocuklarla kavga etme." diye ekledi.

 

Dudian'in içi ısınmıştı. Önceden, onu Avril hanesindeki kızla evlendirmeye çalıştıklarında onlara karşı soğumuştu. Ama, Jura'nın ona karşı sanki kendi oğluymuş gibi çok içten ve sevecen olduğunu görünce, önceki negatif düşüncüleri değişmişti. Ne deolsa o evlat edinilmişti. Onun için yaptıkları her şey için minnettardı.

 

"Ederim." diye cevap verdi.

 

"Sen de kendine iyi bakmalısın, 'Kara Ölüm Mevsimi' geliyor sıcaklık tavan yapıcak. Evi sık sık havalandır yoksa hastalanırsın!"

 

Jura hem mantıksal hem de duygusal biriydi. Dudian'i bir daha ne zaman göreceğini bilmiyordu. Gözlerinden yaşları akmaya başlamıştı.

 

"Gidelim."

 

Genç adam arabaya doğru gitti. Dudian'e çantasını arabaya koyması için yardım etti.

 

Dudian arabaya bindi ve Jura'yla Gray'e baktı. Elini salladı, kalbinde ufak da olsa korku vardı. Bu his kalbinin derinliklerinde bastırılmıştı. Eliyle çantasını kavradı ve soğuk gözleriyle geleceğe doğru baktı. Yumuşak kalbi, sertleşti ve güçlendi.

 

...

 

...

 

At arabası ticari bölgeye doğru hızlandı. Gözlerden uzak küçük bir sokağa girmeden önce bir çok sokağı geçti. Araba duvarın önünde durana kadar hareket etmeye devam etti. Büyük demir kapı açıldı ve araba içeri devam etti. Kapının iki tarafında da koskocaman büyük kılıç oyması vardı. Kılıçların üzerinde oyulmuş iki kelime vardı.

 

"Sadakat" ve "Muhafız"!

 

Genç adam, Dudian'e "İn aşşağı!" diye emir verdi.

 

Dudian arabadan inip, sessizce etrafı inceledi.

 

"Benimle gel."

 

Genç adam atların dizginlerini bırakmadan önce Dudian'e baktı, sanki atların kaçmasından korkmuyor gibiydi. Küçük bir kapıya doğru yürüdüler.

 

Kapıyı geçtikten sonra önlerinde büyük bir okul sahası gözüktü. Sahanın etrafında okul binaları vardı. Sahayı geçtikten sonra ücra bir binaya geldiler. Salondan geçerken hafiften bir bağrış sesi duydular.

 

Dudian'e eşlik eden genç kaşlarını çattı. Kapıyı açtı. Dudian'le neredeyse aynı yaşta yedi veya sekiz çocuk vardı.Küçük kızlardan biri dizlerini tutmuş yerde, yerde çömelmiş bir şekilde ağlıyordu. Onun yanındaysa bir kaç oğlan yüzlerinde utanmış bir ifadeyle ne yapacaklarını bilmiyormuş gibi duruyorlardı.

 

Genç adam sert bir sesle "Burada ne oldu?" diye sordu.

 

Çocuklardan biri genç adamı gördüğüne şaşırmıştı.

 

"Mi, mi, Minnie evini özlediğini söyledi."

 

Genç adam kaşlarını çattı ve "Öyle mi?" dedi. Küçük kızın önüne geldi ve "Sana iki saniye vereceğim. Ağlamayı kes ve ayağa kalk!" diye emretti.

 

Küçük kız onun sert sözlerini duyunca ürkekçe ayağa kalktı. Titriyordu ve hala gözlerinden yaşlar akıyordu.

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43989 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr