King of Gods - Bölüm 267: Gizemli Emniyet

---

Çeviri:RassNt  Düzenleme:Berkay Lamba

Azur sembol yıldırımdan oluşmuştu, tıpkı bir ark gibiydi.   Zhao Feng’in Yüzen Taç Sınavından aldığı sembole benziyordu.   Bu mühürdeki yıldırım arkları derin bir arzu içeriyordu ve Zhao Feng’in Yıldırım Mirası kavrayışını temsil ediyordu.   Aynı zamanda.   Zhao Feng’in zihninde Yıldırım Mirasının ilk katı tamamen aydınlandı ve ikinci kat uyanma belirtileri gösterdi, eskiden olduğu gibi sönük değildi.   3.kat ise hala karanlıktı.   “Yıldırım Mirası 3 kata ayrılıyor. Yükselme Alemindeki yetişimciler sadece birinci katı kavrayabiliyorken ikinci kat için Gerçek Ruh Alemine ulaşmak gerekiyor. Üçüncü kat içinse bir kişi en az Gerçek Ruh Aleminin üçüncü seviyesi olan Gerçek Lord Derecesinde olması gerekiyor. Eğer Yıldırım Mirasını tamamen kavrayabilirsem Çekirdek Kökeni Alemine ulaşma şansım olacak.”   Zhao Feng hafifçe nefesini verdi ve avcundaki azur yıldırım mührü kaybolmadan önce havada yumruk büyüklüğünde bir çiçeğe dönüştü.   O anda.   Birinci kat Zhao Feng tarafından tamamen kavranmıştı ve ikinci katın girişi açılmıştı.   Tek problem ikinci katı kavrayabilmek için Gerçek Ruh Alemine ulaşmak gerekiyordu, üçüncü kat içinse Gerçek Lord Derecesi.   Zhao Feng’in bilinci ikinci kata girmeye çalıştı, ama buradaki resimler ve sahneler nefesini kesti.   Buradaki herhangi bir sahne Zhao Feng’in kalbini titretiyordu ve onu kavraması son derece yorucuydu.   Fakat Zhao Feng yine de şaşırdı.   İkinci katı kavramak zor olsa da, imkansız değildi.   Zor ve imkansız tamamen farklı şeylerdi.   “Yarım adım Gerçek Ruh Alemine bile gelemedim, o halde nasıl ikinci katı kavrama ihtimalim var?”   Zhao Feng düşündü.   Aklına gelen tek cevap Tanrının Ruhani Gözüydü.   Tanrının Ruhani Gözü ona zihinsel enerji gücünün yanı sıra algı ve kavrama becerisi veriyordu.   Zhao Feng’in zihni sol gözüyle bütünleşti.   Sol gözünde azur uçurum 7.7 fite ulaşmıştı. Sanki bir limite ulaşmış gibiydi.   Zhao Feng’in yetişimi daha 6.Semada olsa da sol gözünün içindeki azur uçurum 7 fiti geçmişti.   Zhao Feng Hayalet İzini silerken yetişimi düşmüştü. Fakat, kavradıkları ortadan kaybolmamıştı ve zihinsel enerji yeteneğini öğrendikten sonra onun gelişmesine neden olmuştu.   Gizlenen Ejderha Harabelerini düşününce, o zaman zihinsel enerji seviyesi bazı yarım adım Gerçek Ruh Alemi yetişimcilerine denkti.   Şuan ise zihinsel enerji seviyesi o zamana göre daha güçlüydü.   Zhao Feng şaşkınlık içindeyken gizemli zayıf bir mavi ışık azur uçurumun ortasında belirdi ve vücudunu soğuk bir aura kapladı.   “Bu…”   Zhao Feng’i kalbi sarsılırken zayıf mavi ışık hızlıca söndü, fakat bu daha önce hiç görmediği bir güçtü. Sadece ufak bir miktarı Zhao Feng’in kalbinin sarsılmasına neden olmuştu.   Tanrının Ruhani Gözü başka bir uyanışın eşiğinde olabilir miydi? Yoksa bir kırılma noktasına mı ulaşmıştı?   Zhao Feng ister istemez düşündü.   Zihinsel enerji seviyesinin yarım adım Gerçek Ruh Alemindeki normal yetişimcileri geçtiğinden emindi.   Bu Çekirdek Kökeni Harabelerinde kazandığı kavrayıştan dolayıydı ve aynı zamanda Yıldırım Mirasının ilk katını tamamlaması da etkiliydi.   Yani Zhao Feng’in zihinsel enerji seviyesi yetişimini aşmıştı ve bu nedenle ikinci katın bir kısmını kavrayabilme şansına sahipti.   Zihinsel enerji seviyesindeki artış onun Gerçek Güç kontrolüne dair içgörü kazanmasına olanak sağlıyordu.   Aynı gece.   Zhao Feng temelini sağlamlaştırmaya devam etti ve Gerçek Gücünün hareketlerinin daha da pürüzsüz hale geldiğini hissetti.   Gerçek Güç iplikçikleri artık bir iğneden daha kalındı ama son derece yoğundu ve ara sıra yıldırımla birlikte parlıyordu.   Yarım gün sonra.   Zhao Feng ne zaman isterse 7.Semaya geri dönebileceğini hissetti.   Dahası, aştığı zaman temeli ve Gerçek Güç kuvveti Dökülen Ruhani Hapı kullandığı zamana göre çok daha güçlü olacaktı.   O zaman yaşadığı yetişim düşüşü ona daha güçlü olma şansı vermiş gibi görünüyordu.   Bu sefer yetişimi öncekine göre daha iyiydi ve tekrar aştığı zaman tamamen farklı bir alemde olacaktı.   Fakat Zhao Feng’in gözleri pırıldadı, 6.Semanın zirvesinde kalmak ya da hemen aşmak konusunda kararsızdı.   “Yin Gölge Pelerinim tamir edildiğinde, planım neredeyse tamamlanmış olacak.”   Zhao Feng Tanrının Ruhani Gözüyle etrafı taradı ve yarım adım Gerçek Ruh Aleminde olan 4 uzmanın onu gözetlediğini fark etti.   Bu 4 uzman tamamen siyahlar içindeydi ve saklanmayla iz sürme konusunda uzmanlaşmıştı.   Onların vücudundaki Gerçek Ruh Qi’si 50% civarına ulaşmıştı. Zhao Feng nişanlı savaşının yapıldığı zaman olsa bu uzmanlardan sadece biriyle bile dövüşürken zorlanırdı.   Bu dört uzmanın Zhao Feng’e bakıcılık yapmak için yeterli olduğu çok açıktı.   3 gün sonra.   Tiegan Sarayının bir yeraltı odasında.   “Yin Gölge Pelerinini tamir etme yöntemi tamamlandı. Şimdi geriye sadece tamir etmek kaldı.”   Tiegan Usta konuştu.   Zhao Feng Luohou Yayının arıtımını Şehir Lordundan saklamamıştı, ama bu sefer Yin Gölge Pelerini gizli gizli yapılıyordu.   Dolayısıyla Zhao Feng’in bizzat Tiegan Ustaya yardım etmesi gerekiyordu ve başka çıraklar yardım etmemeliydi.   “Evet, Yin Gölge Pelerininin tamir işlemi son derece karmaşık. Böyle bir kontrol normal bir çırağın yapabileceği bir şey değil.”   Tiegan Usta gülümsedi.   Bu sefer Tiegan Usta Zhao Feng’e daha karmaşık ve katı koşullar koydu.   Bu Zhao Feng’in şüpheye düşmesine sebep olmuştu, Tiegan Usta belli ki onu ya test ediyor ya da sıkıntı çıkarmaya çalışıyordu.   Fakat, daha yüksek koşulların başarısız olma şansını düşürdüğünü de biliyordu ve güçteki artış daha büyük oluyordu.   Tiegan Usta kayıtsızca bütün bu görevleri Zhao Feng’e veriyordu ve Zhao Feng tecrübe anlamında kısıtlı olduğundan, ara sıra Tiegan Usta tarafından düzeltilen hatalar yapıyordu.   Bazı ateşi kontrol etme ve düzenekleri kazıma gibi daha zor görevler bile Zhao Feng’in elinden geçiyordu.   Üçüncü günde, alnından terler dökülen Zhao Feng sonunda yorgun düştüğünü hissetti.   “Göz bandını çıkar, sınırlarını görelim.”   Tiegan Usta gülümseyerek konuştu.   Zhao Feng bir an duraksadıktan sonra göz bandını çıkardı ve keskin azur gözü ortaya çıktı.   Tiegan Usta Tanrının Ruhani Gözünü görünce kalbi hafiften titredi ve etkilendi.   “Göz bandın özellikle göz gücünü kullandığında onun gerçek aurasını gizleyemiyor. Günün birinde sana yepyeni bir göz bandı yapacağım.”   Tiegan Usta Zhao Feng’e devam etmesini işaret etmeden önce konuştu.   Bu sefer.   Zhao Feng Tanrının Ruhani Gözünü açtığı için herhangi bir endişesi yoktu ve görevleri tamamlamaya başladı.   Bu şartlar altında algısı ve kontrolü bambaşka bir seviyeye ulaşmıştı.   “Senin gözün demircilik için kusursuz. Eğer istersen seni bir Demirci Büyükustası olmak için yetiştirebilirim.”   Tiegan Usta ister istemez heyecanlandı.   “Benim yeteneklerimi test etmenin anlamı ne?”   Zhao Feng çalışmayı bıraktı.   Son günlerde Zhao Feng’in işleri normal çırakları aşmıştı ve hatta bazı yaşlı demircilerin sınırlarını bile.   Tiegan Usta parlak bir gülümsemeyle, “Artık saklamayacağım. Birisi bana iki demirci Ustasının beraber çalışmasını gerektirecek kadar güçlü bir Ruhani derece silah yapmamı istedi, hatta iki Usta bile onu yapmak konusunda başarısız olabilir.” dedi.   “Bunun benimle ne alakası var?”   Zhao Feng merakla sordu.   “Bu silah kadim bir şablondan geliyor ve son derece zor. İnanılmaz derecede bir kontrol ve kesinlik gerektiriyor aksi takdirde sonuç başarısızlık olacak.”   Tiegan Usta buraya kadar konuştuktan sonra hafiften duraksadı.   Zhao Feng’in gözlerinde bir ışık parladı ve belli belirsiz bir şekilde konuştu, “Görünüşe göre planlarınızı bu küçüğünüz daha Tiegan Sarayına ilk geldiğinde yaptınız.”   “Bu doğru, sen eşyaya sadece bir bakışınla onun zayıflığını bulabiliyorsun. Bu benim bile b üzerinde biraz zaman harcamam gereken bir şey.”   Tiegan Usta dürüstçe konuştu.   Bunun üzerine Zhao Feng ister istemez düşündü. Tiegan Ustaya yardım edebilirdi ama bundan ne kazanacaktı?   Liu Qinxin ile evlenmesine 2 aydan biraz fazla bir süre kalmıştı, çok zamanı yoktu.   “Hehe, bu silahı tamamladıktan sonra elde edilecek kar hayal gücünün bile üstünde olacak. Sadece bunun için bile reddedemezsin.”   Tiegan Usta gizemli bir şekilde gülümsedi, kendinden oldukça emindi.   Oh?   Bu sözler üzerine Zhao Feng hafiften meraklandı.   Tiegan Usta aniden Ruhani Duyusunu etrafa yaydı ve tüm odayı kapladı.   Zhao Feng hafif sıra dışı bir aura hissetti.   “Bu silahın şablonu 4 büyük miras mekanlarından birinden geliyor. ‘Göklerin Kalıt Mirası’.”   Tiegan Usta Zhao Feng’e temkinli bir şekilde konuştu.   Göklerin Kalıt Mirası.   Zhao Feng ister istemez soğuk bir nefes aldı.   Göklerin Kalıt Mirası 4 büyük miras içinde birinciydi ve en gizemli olmasının yanı sıra en kadim olanıydı.   Hiç kimse şimdiye kadar Göklerin Kalıt Mirasını elde edememişti ve Miras sadece her on bin yılda bir ortaya çıkıyordu.   Kayıtlara göre Göklerin Kalıt Mirasının ortaya çıkışı kıtadaki durumları her seferinde değiştirmişti.   “İkincisi, bu kişinin kimliği son derece güçlü. Bu görevi tamamladığında bu kişi sana karşı borçlanacak ve Büyük Gök Kubbe Ülkesinde sana büyük yardımları dokunacak.”   Tiegan Usta ikinci ödülü söyledi.   Zhao Feng bir süre sessiz kaldıktan sonra Tiegan Ustanın teklifini kabul etti.   Bu gizemli emniyet sağlayıcı kişinin ona büyük yardımı dokunacaktı.   Tiegan Ustanın dediğine göre, şablon Göklerin Kalıt Mirasından geliyordu. Sadece bu nokta için bile kimse bunu reddedemezdi.   Böylece Tiegan Usta ve Zhao Feng anlaşmaya vardı.   Zhao Feng Tiegan Ustaya bu silahı yapması için yardım edecekti.   Daha sonra.   Bir kaç gün sonra Yin Gölge Pelerini tamir edildi ve yeni pelerin artık tamamen bir Miras eşyası haline geldi.   Zhao Feng Yin Gölge Pelerinini taktı ve ortadan kaybolmaya başladı.   Shua!   Odanın köşesinde bir gölge ortaya çıktı, Zhao Feng sanki bir hayalete dönüşmüş gibiydi.   Tiegan Usta ister istemez bağırdı, “Bu Miras eşya gerçekten de güzel bir sanat eseri. Görünmezlik ve hızın dışında gelen saldırıların bir kısmını absorbe edebilir. Eğer bir kişinin yetişimi yeterince yüksekse Yin Gölge Görsel İkizi yaratabilir.”   Yin Gölge Görsel İkizi mi?   Zhao Feng’in yüzünde meraklı bir ifade belirdi. Tiegan Usta gerçekten de miras eşyalarının gizli güçlerini görebilen bir kişiydi, demirci ustası sıfatını sonuna kadar hak ediyordu.