Bölüm 2.18 Savaş Hileleri(1)

avatar
5422 4

Stellar Transformations - Bölüm 2.18 Savaş Hileleri(1)


 

Bölüm 2.18 Savaş Hileleri(1)

 

Chu Krallığı Qian Long kıtasındaki bir numaralı krallıktı. Şu anda, krallıktaki en güçlü dört klandan olan Qin Klanı ve Shangguan Klanının liderleri tenha küçük bir avluda oturuyordu.  

Qin De yüzünde sakin bir ifadeyle taştan yapılma bir masada oturuyordu. Xu Yuan ise onun gibi sakince beklerken Qin De’nin yanında oturuyordu.

“Haha… Erkek kardeş Qin De. Uzun zamandır görüşmüyoruz.” Beyaz saçlı yaşlı bir adam adım adım ona doğru yürüdü. Bu yaşlı adam beklenmedik bir şekilde bir çift altın küpe giyiyordu. Onun gözleri çok soğuk ve kötü niyetliydi. Ama bu sırada onların hepsi tamamen heyecan doluydu.

Qin De ayakta durdu, bir tarafı gösterdi ve gülümserken konuştu: “Erkek kardeş Shangguan, lütfen oturun.”

Shangguan Hong, Chu Krallığının Kuzey Fatihi Prensi, iki tane kuzey bölge vilayetini kontrol ediyordu. Şu anda Qin De ve Xu Yuan ile beraber avluda dört kişilerdi. Diğer iki kişi Shangguan Hong ve onun emrindeki astı Zhuang Jun’du. Ama avlunun dışında fazla sayıda uzman gizlice onları koruyordu.

“Erkek kardeş Qin De, bu sefer neden benim gibi yaşlı bir adamı arıyorsun?” Shangguan Hong sadece gümüş renkli saçlarını hafifçe düzeltti ve oturdu. Açıkça belliydi ki saçlarını çok umursuyordu. Onun emrindeki Zhuang Jun onun arkasında durdu.

Qin De gülümserken: “Seni fazla yormayacağım ve direk konuya giriyorum. Lütfen bana yardım et. Biz Chu Krallığını ele geçireceğiz.” dedi.

Shangguan Hong şaşkına döndü. Qin De ile bu sefer ki görüşmesinin sebebinin ne olduğunu tahmin ediyor olsa da Qin De’nin bu kadar doğrudan konuşmasını beklemiyordu. Ardından Shangguan Hong kahkaha atarken patladı: “Erkek kardeş Qin De, böyle şakalar yapmamalısın. Bu kafanın kaybolmasına sebep olabilir. Bu meseleyi hiç duymamış gibi davranmaya devam edeceğim.”

Qin De yavaşça başını salladı ve konuştu: “Sana soruyorum, yapacak mısın yoksa yapmayacak mısın?”

Ama Shangguan cevap vermez. Sadece uzunca bir süre düşündükten sonra başını kaldırdı ve sordu: Eğer seninle güçlerimizi birleştirsek bile bunu yapma olayım ne kadar kesin olacak?”

“Yüzde seksen!” Qin De değişik bir şekilde konuşmuştu.

Ama Shangguan Hong kahkaha atarak konuştu: “Erkek kardeş Qin De benimle dalga geçme. O Mu Klanı 600,000 askere sahip. 4 Batı Bölge Vilayeti ise bundan bile fazlasına sahip, 800,000 asker. Onların toplamı 1,400,000 ediyor. Benim 2 Kuzey Bölge Vilayetimde hepsini bir araya getirince bile sadece 400,000 asker var ve senin asker sayın ise 600,000’den fazla değil. Bu yüzden nasıl yüzde seksen emin olabilirsin?”

“Xiang Klanını yok etmek istiyorum bu yüzden sadece 600,000 askerimin gösterilmesine izin verebilirim.” Qin De gülümserken konuşmuştu.

Shangguan Hong’un gözleri parladı: “Oh? Kardeş Qin De’nin gizlediği baya yüksek sayıda askeri varmış gibi duruyor. Ama Xiang Klanı ve Mu Klanı beraber 1,400,000 askere sahip. Gizlilerde sakladığın ne kadar askerin var ki, yüzde seksen emin olacağını söylüyorsun? Daha da fazlası asker sayısını gizlice arttırırken bunu Xiang Klanının gizli istihbarat servisinden nasıl gizleyebildin?” Shangguan açıkçası çok ikna edilmiş gibi durmuyordu.

“Hala gizlide sakladığım 200,000 asker var.” Qin De gülümsemeyle konuşuyordu. “Bu toplam sayıyı 800,000’e getiriyor. Benim Kızgın Kaplan Kolordum sadece 50,000 kişi gücünde ama onlar gerçek savaş gücü bakımından 200,000 ile 300,000 arasındaki askeri güce eşit.”

Shangguan Hong’un gözleri parlıyordu.

O kesinlikle Kızgın Kaplan Kolordusunun ne kadar güçlü olduğunu biliyordu. Aklında hesaplar yaptı ve ardından gülümserken sordu: “Eğer sadece kalite hakkında konuşuyorsak senin 3 Doğu Bölge Vilayetininki en iyisi. Eğer gerçekten gizlide sakladığın 200,000 askere sahipsen, o zaman hala biraz umudumuz var. Ama bildiklerime bakarak senin 200,000 askerinin Siyah Su dağındaki haydutları tehdit etmek için kullanılmalı. Diğer türlü o haydutlar 3 Doğu Bölgesi Vilayetlerine zarar verecekler ve senin bölgeni kaosa sürükleyecekler.”

Qin De tamamen kaygısız bir davranışla konuştu: “Senin bu konuda endişelenmene gerek yok. Onlar sadece haydutlar. Onları yok etmemizin zor olmasının sebebi Siyah Su Dağının alanının çok geniş olması. Ama olay şu ki… Siyah Su Dağının Haydutları sadece haydutlardan başka bir şey değiller. Sadece onlarla görüşmeli ve onlara bazı yararlı şeyleri vaat etmeliyiz. Bu sayede onlar susacaklardır.”

Qin De’nin gözleri aniden parladı: “Bu yüzden benim bütün ordum saldırabilecek. Benim 3 Doğu Bölgesi Vilayetimin çölün hemen yanında olduğunu ve ordumun sürekli orada antrenman yaptığını bilmelisin. Çöldeki şeytani yaratıkların saldırısına kıyasla 100 yıldır hiçbir savaşa girmemiş olan 4 Batı Bölge Vilayetinin ordusu, onların saldırılarının hiçbir anlamı yok.”

Qin De kendine çok güveniyordu.

Shangguan Hong başını onayladığını belirtecek bir şekilde salladı.  

Açıkçası 4 büyük klanların orduları arasında 3 Doğu Bölgesinin Vilayetlerinin ordusu savaş gücü bakımından en güçlü olanıydı. Bunun sebebi 3 Doğu Bölge Vilayetinin ordusunun Engin Vahşi Doğa’da yaşaması ve genellikle Vahşi Doğanın yırtıcı hayvanlarıyla dövüşmeleriydi. Bu yüzden de onun askerleri gerçekten kan dökme konusunda deneyimliydi.

Buna karşın Xiang Klanının, Mu Klanının ve Shangguan Klanının orduları 100 yıl kadar uzayan bu sürede gerçek bir aksiyon yaşamamıştı.

Shangguan Hong kesintisiz düşünmeye devam etti. Bir süre sonra başını kaldırdı ve konuştu: “O zaman benim bundan kazancım ne olacak? Xiang Klanını yok ettikten sonra benim klanımım da yok etmeyeceğinden nasıl emin olacağım?”

Qin De hafifçe gülümsedi: “Çok basit, 4 Batı Bölge Vilayeti arasından, kuzeydeki okyanus tarafındaki iki tanesi sizin olacak. Sahip olduğunuz iki orijinal vilayetleriyle beraber toplamda 4 vilayete sahip olacaksınız. Bu vilayetlerin hiç biri diğerinden ayrı değil ve dahası onların arkasında okyanus var. Bu 4 vilayete sahip olacaksın ve okyanusu arkana alacaksın bu yüzden benim sözümden döneceğime dair herhangi bir endişen olmayacak. Ne düşünüyorsun?”

“Okyanusun yanındaki 4 vilayet mi?” Shangguan Hong’un gözleri parlıyordu. Açıkça belli oluyordu ki onun ilgisi uyanmaya başlamıştı.

Bu 4 vilayet birbirine bağlıydı. Eğer hepsi ona giderse, sonradan Qin De onun işini bitirmek istese bile bu yapılması zor bir şey olacaktı. Sonuç olarak arkana okyanus gibi doğal bir bariyer koyarsan ve ellerinde 4 vilayeti bulundurursan en azından kendi bölgelerini savunmak sorun olmayacaktı. Dahası savaştan sonra Qin Klanının muhtemelen onunla uğraşmak için yeterince gücü olmayacaktı.

“Han Hanedanı bundan istifade edip bize saldırırsa, biz ne yapabiliriz?” Shangguan sormaya devam etti.

Qin De ayağa kalktı ve elini sallayarak konuştu: “Bunun hakkında endişelenmene gerek yok. Han Hanedanlığının kesinlikle müdahale etme şansı olmayacaktır. Ming Hanedanı içinse onlar gibi sürekli saldırıya uğramış ve hiç saldırmaya cesaret edememiş güçsüz bir hanedanlıktan ise hiçbir şey beklemeyeceğiz.”

Shangguan Hong düşündü.

Uzun bir süre sonra başını salladı: “Sana seni destekleyeceğimize dair söz veririm. Ama benim 2 Kuzey Bölge Vilayetlerimin askerleri kesinlikle öncüler olmayacak.”

“Güzel, bu kararlaştırıldı.”

Qin De ve Shangguan Hong birbirlerine bağlılık sözü vermek için birbirlerinin ellerini sıkıtılar.

“Haha…” Qin De ve Shangguan birbirlerine bakıyorlar ve kahkaha atıyorlardı. Ama hiç kimse bu iki adamın aslında ne düşündüklerini bilmiyordu. El tokalaşmayla yapılan bir bağlılık sözü kesinlik getirilir mi? Qian Long Kıtasında hiç kimse tokalaşmayla yapılan bağlılık sözlerine inanmazdı.

Diğer gün, bir köşkte, Shangguan bir yazı masasının üstünde oturuyor ve hızlıca yazı yazıyordu. Zhuang Jun saygılı bir şekilde onun yanında ayakta duruyordu.

Bir süre sonra Shangguan Hong yazmayı bitirdi. Yazdığı her şeyi dikkatli bir şekilde tekrar kontrol etti ve memnun hissetmekten kendini alamadı.

“Hmph, o aptal Qin De aslında bir isyan çıkarmak istiyor. Hatta suyun içine beni bile çekmek gibi bir derdi var. Eğer Kuzey Fatihi Prensi olarak kalmaya devam etsem benim için yeterince iyi olmaz mı? 4 Vilayet de ayrıca çok ilgici olmasına rağmen. Ne kadar yazık.” Yazı masasının sütündeki kâğıda bakarken Shangguan Hong bir kahkaha patlatmadan edemiyordu.

Yanındaki Zhuang Jin konuştu: “Majesteleri, bu Qin Klanının teklifi kötü değil. Dahası, bu teklif samimi. Gerçekten onlara herhangi bir şans vermeyecek misiniz?”

Shangguan kafasını çevirdi ve Zhuang Jun’a baktı. Ardından tekrar bir kahkaha patlattı: “Zhuang Jun. Biz kaybedemeyiz. Anlıyor musun? Bu yüzden paramızı iki tarafa da koymalıyız. Qin Klanı ya da Xiang Klanı, hangisinin kazandığı önemli değil biz bundan kesinlikle yararlı çıkacağız.”

Zhuang Jun hala durumu anlamamıştı.

Shangguan bir gülümseme bıraktı. Zhuang Jun onun en sadık astıydı ve o ayrıca 2 Kuzey Bölge Vilayetindeki iki numaralı adamdı. O Shangguan Hong’un hayatını iki defa kurtarmıştı bu yüzden Shangguan Hong doğal olarak ona en üst derece de değer biçiyordu.

“Zhuang Jun, bu konuda emin hissediyorum. Endişelenmene gerek yok. Sen şimdi ayrılabilirsin.” Shangguan Hong farklı bir gülümsemeyle konuştu.

“O zaman ben ayrılıyorum.” Zhuang Jun hemen odadan ayrıldı.

Shangguan Hong’un yüzünü aniden soğuk bir ifade aldı: “Bu mektubu İmparatora ilet.” Siyah bir figür aniden belirip kayboldu ve Shangguan Hong’un yazı masasının sütündeki mektup çoktan artık eski yerinde durmuyordu.

Shangguan Hong gözlerini daralttı ve pencereden dışarıya doğru baktı. Kendine kendine düşündü: “Qin De, sen benim Shangguan Klanım ile Xiang Klanı arasındaki ilişkiyi hayal edemezsin. Ve sadece kendi kötü şansını suçlayabilirsin. Eğer iki tarafa da yardım etmesem bile, senin klanın Mu Klanına karşı nasıl savaşabilir? Belki 3 Doğu Bölge Vilayeti tamamen imha edildikten sonra biraz yarar sağlayabilirim.”

Shangguan Hong’un düşünceleri çok iyimserdi ancak Qin Klanı bütün umudunu sadece onun üstüne mi kurmuştu?

Çevirmen Notu;

[1] 2. Kitabın sonuna kalan bölüm sayısı; [6]

[2] Sınırsız Vahşi Doğa diye çevirdiğim yer önceki çevirilerde çöl diye çevrilmiş sanırım, kelimenin bir diğer anlamı da çöl anca ben böyle olmadığı kanısındayım. Gelecekte daha net bilgiler görünce hatalıysam, düzeltirim. İyi okumalar arkadaşlar…

[3] Bundan sonra her küçük arkın bitiminde yeni küçük arkın ismini vereceğim. Bu küçük ark bir sonraki bölümde devam ettiği için, şu anlık devam ediyoruz. Adım adım 2. Kitabın sonuna doğru…

 

Fullbringer Notu: Seziyorum bu işte bir ipnelik.

 

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44237 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr