Bölüm 79: Savaşa Girmek

avatar
4237 8

God and Devil World - Bölüm 79: Savaşa Girmek


 

Çeviren ve düzenleyen: Arthas

 

Chen Yuan kapıya döndü ve “İçerdeki herkes beni dinlesin! Herkes dışarı çıkacak. Kardeş Xiang hepinizi görmek istiyor. Eğer dışarı hemen çıkmazsanız kabalığım için beni suçlamayın!”diye bağırdı.

 

Chi Yang soğukça “Bas git! Yue Zhong gelmeden önce kimse bu eve girip çıkamaz!” dedi.

 

Chen Yuan sinirlice emrindeki üç adama dönerek “Kırın!” dedi.

 

Militanlar kapının kilidine doğru yaylım ateşi açmaya başladı. Kapının kilidi küçük bir bom sesi ile patlayınca kilidi kırarak içeri girdiler.

 

Chen Yuan 79 tip hafif makineli silahını kavrayarak bir köşeye çökmüştü. Kap patladığı anda sakince silahının tetiğini çekmeye başladı. Silah ağzındaki ateş ile kurşunları militanlara gönderdi. İki militan savunmasız olarak yere düştü. Bir militan gözünden vurularak öldürülmüştü diğeri de dizinden vurulmuştu.

 

Chi Yang mesleğini asker olarak değiştirmişti. Ateş etme yeteneği büyük bir titizlikle eğitilmiş askerin ateş etme yeteneği ile kıyaslanabilirdi.

 

Chen Yuan korkmuştu. Hemen çöküp kenara yuvarlandı.

 

Diğer militan da aynı şekilde kendini hemen yana attı.

 

Dizinden vurulan adam acı bir şekilde ağlıyor ve arkadaşlarından yardım istiyordu. “Çok acıtıyor! Lütfen yardım edin!”

 

Chen Yuan “S*keyim onu! Çok tehlikeli!”diye diğerini azarladı ve ne yapacağını bilmeden villanın içine baktı.

 

Always Bright köyündeki militanlar askeri eğitimden geçmemiş kabadayılardı sadece. Silah tutan her hangi bir insandan bir farkları yoktu. Chen Yuan her hangi bir ağır silahı olmadan Chi Yang’ın olduğu yere nasıl saldıracağına dair her hangi bir fikri yoktu.

 

İki tarafta açmaza girmişti.

 

Diğer tarafta Zhang Xiang ve Lei Zhen’in birleşmiş kuvvetleri direkt olarak Chen Yan’ın kuvvetine doğru ilerlemeye başlamışlardı. Küçük bir çatışma ile neye uğradığını şaşıran Chen Yan’ın askeri kuvveti oldukça ağır kayıplar vermişti. Dört adam kaybetmişti ve kendisi, Chen Si ve kalan iki militanı ile batı tarzı küçük bir villaya girip orayı savunmaya başlamışlardı.

 

Zhang Xiang yanındaki adamlara saldırı emri verirken aynı zamanda aklından Chen Yan’ı “S*keyim onu! O çöp parçası hâlâ Yue Zhong’un grubunu getiremedi mi?” diye aşağılıyordu.

 

Chen Yan ile kıyaslanınca Zhang Xiang, Yue’dan çok daha fazla korkuyordu. Bir kere Always Bright köyünün tüm gücünü ele geçirme fırsatı olmuştu. Çoktan her yönden ele geçirmişti ki tek yapması gereken Chi Yang, Lu Wen ve diğerlerini ele geçirmekti. Ondan sonra Yue’yu iş birliği yapamaya zorlayabilirdi. Ve Tiger’ın yokluğunda elinde Yue gibi bir adam varken Zhang Xiang’ın diğer askeri güçlerden korkmasına gerek yoktu.

 

Tiger her dışarı çıktığında yanında en güçlü militanları götürürdü. Bu yüzden Zhang Xiang bir şey yapmaya cesaret edemezdi. Dürüst bir şekilde Tiger’ın köpeği olmaktan başka bir şey yapamazdı. Kendi a-kadınlarını bile gözünü kırpmadan öldüren bir adamın acımasızlığının karşısında sadece boyun eğilirdi.

 

Uzaklardan vahşice homurdanan motorların sesi geldi.

 

Zhang Xiang’ın yüzü değişti. Yue Zhong’un bu kadar hızlı geleceğini hesaplamamıştı. “Yue Zhong gerçekten bu kadar erken mi döndü?”

 

Zhang Xiang’ın bakış açısına göre mutant köpekler Yue’yu biraz oyalayacaktı bu sırada Zhang Xiang, Chen Yuan’ı temizleyip Chi Yang ve yanındakileri alacaktı. Bu sayede Yue’dan korkmasına gerek kalmayacaktı çünkü elinde rehineler olacaktı.

 

Lei Zhen’in gözleri kırmızıya dönerken “Yue Zhong geri döndü demek! Kardeş Tiger’ı beklenmedik biçimde öldüren onu şirinler s*ksin!”diye bağırmaya başladı. Beş takipçisini de alarak köyün girişine doğru ilerlemeye başladı.

 

Tiger, Lei Zhen’e inanılmaz derecede nazik davranmıştı. Ona borcunu ödemesi için cehenneme gitmesi gerekse bile gidecekti.

 

ÇN: Burası tam böyle değildi ve ben de tam anlamını anlamadım ama karışık bir cümle olduğu için ve inanılmaz derecede tembel olduğum için bırakalım öyle kalsın.

 

Zhang Xiang kafasından dumanlar tüten Lei Zhen’e baktı ve “Aptal!”dedi.

 

Zhang Xiang birkaç saniye düşündükten sonra adamlarına doğru dönüp benimle gelin emrini verip Yue’nun villasına doğru gitmeye başladı.

 

Bir jeepin içindeki çok uzaklardaki Yue silah seslerini duyunca kaşlarını çatıp “Bir problemimiz var. Arabayı durdurun ve aşağı inin. Size elinde silahla gelen herkesi öldürün.”dedi.

 

Sürücü hemen aracı durdurdu. Yue, beş militan, kızlar ve White Bones reis hemen aşağı indi.

 

Jeepler kurşunları durduramazdı. Aksine direk arabalarla içeri dalarlarsa açık hedef hâline gelirlerdi. Ayrıca Yue savaş yeteneklerini arabanın içinde kullanamazdı.

 

Yue’nun gözlerinde keskin bir ışık yandı ve White Bones’a dönerek korkutucu emirlerini açıkladı “Git ve benimle yolculuk edenler hariç elinde silah bulunan herkesi öldür.”.

 

Yue’nun yeminli takipçileri ve kadınları, hepsi Always Bright köyündeydi. Oldukça sinirlenmişti ve düşündükçe daha farklı öldürme teknikleri buluyordu.

 

Yue’nun emirlerini alan White Bones gözlerindeki keskin ruh büyüsü ile ileri doğru fırladı.

 

Yue, yirmi beş yirmi altı yaşlarında uzun boylu bir genci işaret ederek “Liu Yan, seni bu küçük grubun lideri yapıyorum. Her ne olursa senin emirlerini dinleyecekler. Köye girdikten sonra size silahla gelenleri, tecavüzcüleri, erzak çalmaya çalışanları vurun. Ben önde gidip o p*çlerden kurtulmaya bakacağım.”dedi.

 

Liu Yan kalbinde oldukça mutluydu. Ayakta durup direkt karşıya bakarak “Tamam kardeş Yue! Sana görevin başarısını garanti ederim!”dedi.

 

Ji Qing Wu ve Chen Yao iki kadın olarak yumuşak kalpliydi. Z-Çağından önce yüksek kaliteli insanlardı. Fakat Yue’nun verdiği emirleri yerine getiremezlerdi. Bu ikili insan öldüremez veya Yue’nun emirlerini yerine getiremezdi.

 

Yue da görevi sadece daha önce Tiger’ın emri altındaki adamlara vermişti. Güvenilir oldukları sürece hiç önemi yoktu sonuçta ellerinde başka kimse yoktu.

 

Yue’nun görüntüsü titredi ve White Bones’un arkasından bir gölge gibi ilerledi.

 

“Ateş açın!”

 

White Bones daha yeni köye varmıştı.

 

Lei Zhen kükredi ve emri altındaki adamlara bağırdı. Altı militan 81 ve 79 tip silahlarını kavrayarak White Bones’a ateş açmaya başladı.

 

White Bones bir maymun gibi zikzaklar çizerek ilerledi ve kurşunlardan kaçındı. İsabet eden birkaç kurşun kemikleri kırmak için yeterli değildi.

 

White Bones’un fiziksel özellikleri normal bir insanınkinden üç kat daha fazlaydı. Hareketleri çok çevikti ve bir göz kırpması sürede aradaki yüz metreyi kapadı. Lei Zhen’in grubuna doğru ilerledi ve bir zıplayışta Lei Zhen’in önüne geldi. Baltasını bir sallaması ile Lei Zhen’in kafası uçtu. Lei Zhen’in kafasız cesedi yere çarptı.

 

“AHHHH! AAAAHHHH!”

 

Lei Zhen’in yanında siper almış bir militanın yüzüne kan sıçradı ve bağırmaya başlayarak White Bones’un üzerine deli gibi ateş açmaya başladı.

ÇN: Bu bölüm Cuma günü gelecekti ama tam bölümün sonuna gelmişken sayfayı kaydetmeden kapattım ve bugün geldi.

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44351 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr