Bölüm 64: Yeşil Söğüt Okulu

avatar
2527 0

Upgrade Specialist in Another World - Bölüm 64: Yeşil Söğüt Okulu


 

Çeviri: 8De4thTheKid8 Düzenleme: Tiantuga

 

 

Basitçe döşenmiş fakat bir zarafetli ve rahatlacı bir havası olan  küçük bir salonda,

Bai Yunfei ve Qiu Luliu, Yunfei solda ve Qiu Luliu sağda olmak üzere karşılıklı oturuyorlardı. Bai Yunfei bir elinde çay fincanını tutuyor, dikkatlice Qiu Luliu’nun Yeşil Söğüt Okulu’nu ve Yeşim Söğüt Şehri’ndeki durumu anlatmasını dinliyordu.

“Doğru ya, Luliu, Yeşim Söğüt Şehri’nde Buz Okulu’nun güçleri var mı biliyor musun?” Bai Yunfei aniden bir şey düşündü ve sordu.

“Oh? Niçin bu soruyu soruyorsun?” Qiu Luliu bir süreliğine şaşırdı ama sonra hemen cevap verdi, “Yoksa… Zhang Zhenshan’ın Buz Okulu’nun güçlerini seni aramak için kullanacağından mı endişeleniyorsun?”

Bai Yunfei kafasıyla onayladı.

“Ha ha, bu konuda endişelenmene gerek yok.” Qiu Luliu hafifçe güldü, “Eğer burası başka bir yer olsaydı hiçbir şeyin garantisini veremezdim ama Yeşim Söğüt Şehri’nde Buz Okulu kesinlikle istediği gibi davranmaya cüret edemez. Bu yer benim Yeşil Söğüt Okulumun merkezi. Nasıl olur da benim okulum onların burada iş koymalarına izin verebilir?”

Dn:İş koymak yapmayacaktım ama içimden geldi. Kusura  bakmayın.

Bai Yunfei bir süre kafasını eğip düşündü ve ardından tekrar sordu, “Son iki gündür, sürekli bir şeylerin yanlış olduğunu hissettim ama hiçbir şey tespit etmedim. Buz Okulu… Eğer zaten benim burada olduğumu biliyorlar da şehirde sorun çıkartmaya cesaret edemiyorlarsa, o zaman korkarım ki Yeşim Söğüt Şehri’nden ayrıldığımda, onlar tarafından tuzağa düşürüleceğim. Yalnızca beni şu ana kadar bulup bulmadıklarından emin değilim…”

“Anlıyorum…” Qiu Luliu’nun yüzü biraz ciddiyet gösterdi. Biraz düşündükten sonra dedi, “Benim bildiğime göre, bu şehirde Buz Okulu’nun bir gücü yok. Ama Long ailesi ve Buz Okulu arasında galiba bazı bağlantılar var…”

“Ne? Long ailesi mi?!” Bai Yunfei şaşkınlık içinde sordu.

“Oh? Yoksa sen Long ailesini biliyor musun?” Qiu Luliu kuşkuyla sordu. Yunfei’den böyle bir tepki beklemiyordu.

“Geçen gün Long ailesinin iki genç efendisi ile benim aramda bir çatışma oldu. Onlar…” Bai Yunfei normal bir şekilde konuşuyordu ama birden duraksadı. Aniden bir şey hatırlamış gibi, hafifçe kaşlarını çattı ve kafasını eğip düşünmeye başladı.

Onu bu halde gören Qiu Luliu onu artık rahatsız etmedi. Çayını yudumlayarak yan tarafta sessizce oturdu.

“Usta, kardeş Yunfei içeride…” Dışarıdan Chu Yuhe’nin sevimli sesi geldi. Buraya daha erken gelebilmek için ustasını davet etmeye gitmişti. Şu anda birlikte geliyor olmalıydılar.

Chu Yuhe’nin sesi kaybolduğunda, kapıda iki kişi belirdi. Bunlardan biri Chu Yuhe diğeri ise zarif bir duruşu olan fakat aynı zamanda heybetli bir hava taşıyan orta yaşlı bir kadındı. Chu Yuhe ile beraber odaya girdi.

Aslında kadına orta yaşlı demek doğru olmazdı. Çünkü tombul ve olgun bir figürü olsa da oldukça genç görünüyordu. Yalnızca görünüşüne bakarsak, kesinlikle 30 yaşından daha yaşlı olamazdı: Bu kişi Yeşil Söğüt Okulu’nun müdürü, Mu Wanqing’den başkası değildi.

“Usta.” Gelenleri gören Qiu Luliu hemen ayağa kalkıp selam verdi.

Chu Yuhe’nin sesi duyulduğu an, Bai Yunfei derin düşüncelerinden uyandı. Şimdi o da ayağa kalkmıştı. Qiu Luliu’nun ‘usta’ dediği kişinin çok genç olmasından dolayı biraz şaşırmış olsa da, bu şaşırma yalnızca bir an sürmüştü. Yunfei de selam verip dedi, “Ben Bai Yunfei. Sizinle tanışmak benim için bir onurdur, kıdemli.”

Mu Wanqing o ikisine gülümsedi ve Bai Yunfei’ye “Resmi davranmaya gerek yok, genç kahraman Bai. Hepimiz oturalım. Çok resmi olmayın.” dedi.

Herkes oturduktan sonra, Mu Wanqing beş on saniye boyunca Bai Yunfei’yi iyice gözlemledi ve sonra gülümseyen gözlerle dedi, “Genç kahraman Bai, geçmişte Yuhe’yi kurtardığın için sana yüz yüze teşekkür etmeyi gerçekten de istemiştim. Bu nedenle bu sefer sana haber vermeden seni okuluma misafir olarak davet ettim. Umarım kusuruma bakmazsın.”

Onun gibi bir okul müdürünün ve Ruh Atası’nın kendisine karşı bu kadar kibar davranması Bai Yunfei’yi oldukça rahatsız hissettirmişti. Ellerini sallayarak kibarca dedi, “Lütfen resmi olmayın, müdürüm. Ben buna değecek bir şey yapmadım. O zaman benimle Zhang Yang arasında zaten bir kin vardı, bu yüzden Yuhe’yi sadece şans eseri kurtarmış oldum. Bana bunun için teşekkür etmenize gerek yok…”

“Oh, genç kahraman Bai böyle mütevazı olduğuna göre, ben de bu konudan daha fazla söz etmeyeceğim.” Mu Wanqing biraz duraksadı ve sonra devam etti, “Buz Okulu’na gelince, Yeşim Söğüt Şehri’nde olduğun sürece bu konuda endişelenmene gerek yok. Eğer şehirde sorun çıkartmaya cüret ederlerse benim Yeşil Söğüt Okulum oturup izlemeyecektir.”

Bai Yunfei içten içe oldukça mutluydu çünkü müdür net bir şekilde ona yardım edeceğini söylemişti. Müdürün neden bu kadar istekli olduğunu bilmese de arkanın sağlam olması her zaman iyi bir şeydi.

“Oh, yardımınız için teşekkürler, müdürüm. Ben Masmavi Bulut Eyaleti’nden yarın ya da bir sonraki gün ayrılmayı planlıyorum. Kuzey Uçurumu Eyaleti’ne vardığımda, hareketlerime dikkat ettiğim sürece sanırım Buz Okulu bana bir şey yapamaz.”

“Oh? O kadar erken mi ayrılıyorsun? Ee… Gençler uzaklara yolculuk edip başarılarını kanıtlamak konusunda çok istekliler. Genç kahraman Bai Kader Okulu’ndan bir kıdemliden öğretilecek kadar şanslı olduğundan gerçekten de kendini Masmavi Bulut Eyaleti gibi küçük bir yerle kısıtlamamalısın. Dışarı çıkıp adını dünyaya duyurmaya çalışmalısın.”

Onun aniden Kader Okulu’ndan bahsetmesi Bai Yunfei’yi şaşırttı. Yan taraftaki Qiu Luliu’ya bir bakış attı ve ardından mütevazı bir şekilde dedi, “Beni çok övüyorsunuz, kıdemli. Yalnızca dış dünyayı tecrübe etmek istiyorum. Kader Okulu’ndan kıdemli Ge Yiyun tarafından ders almama gelince, bu gerçekten de biraz şans eseriydi.”

Bai Yunfei’den ‘Ge Yiyun’ sözcüklerini duyan Mu Wanqing güzel kaşlarını hafifçe kaldırdı ama sonra hemen normale döndüler. Bir şey düşünüyormuş gibi yan taraftaki Chu Yuhe’ye baktı ve dedi, “Evet, genç kahraman Bai, bu küçük kız Yuhe hakkında ne düşünüyorsun?”

“Oh?" Bai Yunfei onun ani konu değişikliğine ayak uyduramadığından dolayı afallamıştı. Ancak uzun bir süre aptal aptal durduktan sonra sonunda biraz tereddütle dedi, “Yuhe… Çok iyi. Luliu’dan onun iyi huylu, duyarlı ve gelişim için çok yetenekli olduğunu duydum…”

“O zaman… onu yeminli küçük kız kardeşin olarak kabul etmeye istekli misin, genç kahraman Bai?” Mu Wanqing gülümseyerek başıyla onayladı ve ardından orada bulunan diğer üç insanı şaşkına çeviren bir cümle söyledi.

ÇN=yeminli kız kardeş dediği, yani… Bundan sonra daima birbirlerini kardeş gibi kabul edecekler. Yeminli yerine başka bir kelime bulabilirse editör değiştirsin benim aklıma gelmedi. İngilizcesi ‘sworn sister’

Dn: Yemimli kız kardeş ne ya etme eyleme

Bai Yunfei gerçekten de kendi düşünme hızının bu kıdemlinin düşünme hızına yetişemediğini hissetti. Kısa bir süreliğine öylece kalakaldı ve hiçbir tepki vermedi. Mu Wanqing hafifçe kaşlarını çattı, “Sorun ne, genç kahraman Bai? Acaba Yuhe’nin senin küçük kız kardeşin olmayı hak etmediğini mi düşünüyorsun?”

“Ah? Hayır, hayır, öyle demek istemedim.  Bayan Yuhe akıllı ve sevimli. Nasıl…”

“Oh, yani bunu kabul ediyorsun?” Mu Wanqing hafifçe gözlerini kıstı, gülümseyen bir ifadeyle, “O zaman bu iş oldu. Şu andan itibaren siz ikiniz abi ve küçük kız kardeş olacaksınız. Böylece Yuhe senin onun hayatını kurtarmanın karşılığını ödeyemediği için artık suçlu hissetmeyecek.”

Dn: Harcadılar çocuğu yazık.

“Yuhe, genç kahraman Bai’yi abin olarak kabul ediyor musun?” Mu Wanqing, Chu Yuhe’ye döndü ve kibarca sordu.

Başlangıçta, Chu Yuhe Mu Wanqing’in kendisinden bahsettiğini duyunca, biraz karmaşık bir ifadesi vardı. Daha sonra ustası Bai Yunfei’ye onun kendisi hakkındaki görüşünü sorunca yüzü hafiften kızardı. Daha sonra ustasının Bai Yunfei’ye kendisini onun yeminli kız kardeşi olarak kabul etmesini istediğinde, yüzü hayretle doldu. Ama araya girmeye cesarete edemedi. Şimdi Mu Wanqing’in sorusunu duyunca, biraz afalladı ve ardından kısık sesle dedi, “Tabii ki, tabii ki istiyorum. Ben de kardeş Yunfei’nin yeminli abim olmasından mutluluk duyarım.”

“Oh, iyi öyleyse. Şu andan itibaren, genç kahraman Bai senin abin. Yeminli abine saygı göstermek zorundasın, tamam mı?” Mu Wanqing memnun olmuş bir tavırla kafasıyla onayladı ve gülerek dedi.

“Evet, bunu unutmayacağım…”

…..

İşte bu şekilde, kelime oyunlarıyla, sembolik bir kız kardeşi oldu.

Şimdi yanakları hafif kızarmış ve mutlu bir ifadeye bürünmüş olan Chu Yuhe’ye bakan Mu Wanqing fark ettirmeden rahat bir nefes aldı.

Aslında bu ‘ani’ öneriyi ortaya atmanın Mu Wanqing’i çok zorladığı söylenebilirdi. Bai Yunfei’nin Chu Yuhe’yi kurtardığını öğrendikten hemen sonra, Chu Yuhe’nin ona belli belirsiz aşık olduğunu fark etmişti. Ama küçük kız hala bunun farkında değil gibiydi. Bu nedenle Mu Wanqing bu fırsatı, onun yeni yeni tomurcuklanan aşkını bir abiye olan hayranlığa çevirmek için kullandı. Tek gerekli olan şey Chu Yuhe için birkaç tavsiye oldu. Mu Wanqing amacına ulaşmıştı. Artık küçük kız ustasının sözlerini dinlemişti ve Bai Yunfei’ye abisi gözüyle bakıyordu…

Aslında Mu Wanqing de o ikisi arasında bir aşka olanak sağlamak istemişti. Özellikle az önce Ge Yiyun ve Bai Yunfei arasında bir bağlantı olduğunu öğrendikten sonra. O zaman kalbinin hevesle heyecandan titremesine engel olamamıştı. Çünkü Ge Yiyun tarafından kabul edilen bir gencin, gelecekte olağanüstü başarılara imza atacağı kesindi. Ve eğer onunla iyi ilişkiler kurabilirse, bu kesinlikle Yeşil Söğüt Okulu’na yarar sağlardı. Ama Bai Yunfei’nin Chu Yuhe için bu tarz hisleri olmadığını söyleyebilirdi. Bu nedenle küçük öğrencisinin gelecekte acı çekmemesi için böyle karmaşık bir yöntemle onları yeminli abi ve kız kardeş olmaya yönlendirmekten başka şansı yoktu.


Şu an diğer üç kişinin hala oldukça şaşkın ve düşünceli olduğunu görünce, Mu Wanqing hafifçe güldü ve Bai Yunfei’ye dedi, “Evet, genç kahraman Bai, bu Yeşim Söğüt Şehri’nde sen…”

“Müdürüm, bir misafirimiz var!” Daha söylediği şeyi bitiremeden, dışarıdan gelen bir rapor sesi onun konuşmasını böldü.

Mu Wanqing hafifçe kaşlarını çattı ve dışarıdaki rapor veren öğrenciye bakıp sordu, “O kim? Onları batı taraftaki yan salona al. Bir süre sonra geleceğim.”

“Müdürüm, bu kişi Tahta Okulu'ndan You Qingfeng.” Kapının dışındaki öğrenci bir süre tereddüt etti ve sonra ihtiyatla dedi.

ÇN=Bu Tahta Okulu dünyadaki en iyi 10 okul arasında olan Beş Element Okulu’nun beş okulundan biriydi. 30.bölümde geçiyor tekrar bakmak isterseniz.

Dn: Kharsmi link lütfen

Bebe Notu: Link yok küfür var istersen.

Mu Wanqing bu sözleri duyduktan sonra, normalde ilgisiz olan yüzü bir anlığına dondu ve ardından mutlu bir ifadeye büründü. Her ne kadar onun tarafından hemen gizlense de, bu kaybolup giden kızlara özgü gülümseme yine de Bai Yunfei tarafından fark edilmişti.

“Genç kahraman Bai, sen Qiu Luliu ve Chu Yuhe ile sohbet etmelisin. Sanıyorum siz üçünüzün konuşacak çok şeyi vardır. Daha sonra onlar seni okulumda dolaştırabilir…” Mu Wanqing ayağa kalktı ve gülümseyerek Bai Yunfei ‘ye dedi.

Yunfei başıyla onayladı, “Oh, elbette. Lütfen gidip misafirinizi karşılayın. Benimle ilgilenmenize gerek yok.”

Ancak Mu Wanqing gittikten sonra, Bai Yunfei tereddütle Qiu Luliu’ya sordu, “You Qingfeng isimli kişi kim…?”

“Kıdemli You Qingfeng Beş Element Okulları arasında Tahta Okulu’nun öne çıkan bir öğrencisi. Son seviye bir Ruh Atası olarak, benim ustamdan bile daha güçlü!” Qiu Luliu açıkladı ve ardından sessizce kapıdan dışarı baktı. Görünüşe göre ustasının gerçekten de iyice uzaklaştığını doğrulamak istiyordu. Daha sonra sesini iyice kısarak dedi, “O benim ustamın kuzeni! Eğer ustamın Yeşil Söğüt Okulu’nu terk etmeye gönlü elverseydi, büyük ihtimalle onunla birlikte Tahta Okulu’na giderdi. Onlar…”

Bu esnada sanki aniden bir şeye tepki vermiş gibi aniden doğruldu ve dürüst bir yüzle dedi, “Biz küçükler olarak, kıdemlilerin meselelerini tartışamayız.”

Ama yüz ifadesi besbelli Bai Yunfei’ye şunu diyordu, “Sen meseleyi anladın…”

Dn: Ben anlamadım…

Dn: Ayrıyeten bölüm pek güzel olmadı. Yolda düzenledim kusura bakmayın.

 

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43991 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr