Kumo S11: Elflerin Kızı

avatar
3597 0

Kumo Desu ga, Nani ka? - Kumo S11: Elflerin Kızı


 

Çeviri: Kharsmi Düzenleme: Sapphire

 

 

Babam beni çağırdı. Tek çağırdığı ben değilim, Katia da burada. İkimizin de neden burada olduğumuz hakkında bir fikri yok, bu yüzden baş başa verip fikir yürütmeye başladık.

 

“Bu sadece uç bir tahmin,” dedi Katia, “ama… belki de nişan hakkında konuşmak istiyordur?”

“Hah? Kimin nişanı?”

“Bilirsin… senin. Ve benim.”

 

Katia’nın gülünç fikri beni tamamıyla hayrete düşürdü. .

 

“Hayır… bu imkansız...”

“Evet, dostum bu bizim için cidden çok garip olurdu. Ama diğer herkesin gözünde olay çok farklı. Biz çok iyi geçinen aynı yaş ve statüdeki bir kız ve erkeğiz. Bizi evlendirmeyi düşünmemeleri daha garip olurdu.”

 

Onu dinleyince bunun o kadar da garip bir fikir olmadığını fark ettim. Ben kraliyet ailesinin bir prensiyim ve o bir dükün kızı. Dengi dengine denebilir.

 

“Ama bununla bir problemin yok mu?” diye sordum.

“Şakasını bile yapma, dostum. Bir adamla evlendiğimi hayal edemiyorum bile. Ama er ya da geç bu olacak, dolayısıyla bunun için gerçekten hazırlanmalıyız, değil mi?”

 

“Adamım, ben seni asla o şekilde düşünmedim.”

“Whoa, çok kabasın. Ama dürüst olmak gerekirse hiç tanımadığım biriyle nişanlanmaktansa senle nişanlanmayı tercih ederim. Şu anki durumumu biliyorsun, zamanı gelince dramatik bir sahneyle tüm bu işi sonlandırırız.”

 

\\ Kafa basıyor. İleride iyi bir savaşçı olursa kimse evlenmesi için baskı yapamaz. Ama şuan böyle bir korumaya sahip değil. Plan iyi düzenbazlık puanım 7 :)

 

Ahh, burada da bir düzenbazlık var. Dürüst olmak gerekirse şimdiye kadar biriyle nişanlamayı hiç düşünmemiştim ama hanedanın geleceği olarak bu soru karşıma hiç çıkmasaydı gerçekten garip olurdu. Aramızda bir cinsel çekim söz konusu olmadığından Katia gibi biriyle nişanlanmam gerçekten uygun olur.

 

Yine de bir problem var.

 

“Hey, peki Sue konusunda ne yapacaksın?”

“Ah.”

 

Evet. Kız kardeşim Sue kimsenin bana yakın olmasına izin vermiyor. Katia’nın etrafında biraz daha rahat ama nişan söz konusu olursa ne yapacağını hiç bilemiyorum.

 

\\ Denizler kurur, dağlar un ufak olur. İnsanlık olarak buna hazır değiliz :D

 

“Evet,” dedi Katia, “Bunun yüzünden beni öldürebilir.”

“Abartıyorsun, değil mi?”

“…abartmıyor olabilirim.”

 

Sue bu tür kızlardan biri olacak şekilde büyüdü ama o kadar ileri gideceğini sanmıyorum.

 

Bu sırada, iki kişi daha bekleme odasına girdi. Bir adam ve bir genç kız. Katia ve ben o ikisini fark edince şaşkınlıktan ağızımız açık kaldı. Bu iki kişinin kulakları herhangi bir insandan çok daha uzundu.

 

“Prensim, Leydim ikinize de iyi günler,” dedi adam kayıtsız bir tonuyla. “Ben Potimus Hyphenas, bu ülkedeki elf büyükelçisiyim. Sizinle tanışmak büyük bir zevk. Burada olmanızın sebebi benim.”

 

Bir elfle ilk kez karşılaşıyorum. Elflerin var olduğunu biliyordum ama gerçek bir elf görmek bana fantastik bir dünyada yaşadığımızı hatırlatıyor.

Bize bakınca rahatsız edici garip bir dalgalanma hissettim. “Hmm! Gerçekten de sahipsin.” dedi.

 

“Oka,” dedi yanındaki kıza. “İkisinde de var. Gerisini sana bırakıyorum.”

“Peka~ala! Onları bana bırak~!” dedi kız neşeyle.

“Şimdi gitmem gerekiyor,” dedikten sonra arkasını döndü ve hızlı adımlarla uzaklaştı. “Yardımın için teşe~ekkürler!”

 

Potimus kapıyı kapattı ve şaşkın Katia ile beni arkasında bıraktı. O çıkmadan önce kendimizi tanıtacak kadar bile zamanımız olmamıştı. Kafam karışmış bir şekilde geride bıraktığı küçük kıza döndüm.

 

“Hmm, hmmm~! Kendimi tanıtayım. Benim… şu anki adım Filimes Hyphenas~! Tanıştığımıza memnun oldum~!”

 

Katia ve ben bakıştık. Bu garip küçük kız demin kendini tanıtmıştı ama bundan sonra neyin geleceği hakkında hiçbir fikrimiz yoktu.

 

“Öğretmeniniz demin kendini tanıttı, siz ikinizin kendinizi tanıtmaması kabalık oluyor gerçekte~en! Acaba hangilerisiniz?”

“Özür dilerim,” aceleyle konuştum. “Ben bu ülkenin dördüncü prensi, Slaine Zagan Analeicht.”

“Ben Anabald dükünün kızı, Carnatia Seli Anabald.”

“Hm, hm! Bir prens ve düşes! Olağan-üstü! Yanıyorum~!”

 

Sandalyemde gerildim. Bu değişik konuşma şekli, kelime seçimi ve davranışlar... tanıdığım birininkine çok benziyor. Yanımdaki Katia da aynı anda anladı ve ikimizin de gözleri genişledi.

 

“Olamaz, Oka?!” diye bağırdık.

“A~hem, öğretmeninizi Bayan Okazaki diye çağırmanız gerektiğini biliyorsunuz değil mi~? Ama haklısın!!”*

 

Karşımızdaki kişi Oka, daha doğrusu Kanami Okazaki. Önceki dünyada bizim sınıf öğretmenimizdi.

 

Oka ismini verdiğimiz öğretmen oldukça acınası biriydi. Bir öğrenciyken, çok sevdiği bir mangadaki favori karakterini taklit etmeye başlamıştı. Bu işi o kadar uzun süre devam ettirmişti ki normal konuşması o karakterinkine benzemişti. Japonyanın savaşan devletler dönemi hakkında bir sürü manga okuduğundan çok prestijli bir üniversitenin tarih bölümüne girmeye karar verdi. Sonrasındaysa Ters Hikaru Genji* planını uygulamak için öğretmen olmaya karar vermişti. Gerçekten de acınası bir öğretmen. Ancak öğrenciler onun bu acınası kişiliğini çok sevdiğinden inanılmaz derecede popüler bir öğretmendi.

 

“Bayan Okazaki, bu ülkeye neden geldiniz?”

“Çünkü siz ikinizin burada olduğunu duydu~um. Her yerde sizden bahsediyorlar, bilmiyor musunuz? Analeicht Krallığında aynı anda doğan dahiler!!”

 

Bunca zaman sonra öbür dünyadaki öğretmenimizle karşılaşınca ikimizde Japoncaya geçtik ve eski isimlerimizi söyledik. Katia’nın gerçekte kim olduğunu duyunca gözleri genişledi ve ciyakladı, “Yanıyorum~!”

 

“Sadece bizi görmek için mi bunca yolu geldiniz?”

“Hayır, hayır, sadece bu deği~il. Kü~üçük bir elf kızı gibi görünebilirim ama hala sizin öğretmeninizim! Elbette sevgili öğrencilerimin güvende olduğundan emin olmak iste~edim! Tabii reenkarnasyondan sonra ‘güvenlik’ kelimesinin bir anlamı var mı bilemiyorum~!”

 

Şaka yapıyor gibi görünebilir ama bence bu konuda samimi. Buraya geldiğimden beri kendi hayatımdan başka bir şeyi düşünmedim. Asla sınıf arkadaşlarımı aramam gerektiğini düşünmedim.

 

“Bu dünya da Japonya’dan ço~ok daha tehlike~eli! Bilirsin, güvende olduğunuzdan emin olmak için sizi mümkün olduğunca hızlı geldi~im!”

 

Unuttuğum ya da alıştığım bir şeyi hatırladım. Bu dünyada canavarlar var! Güvende olduğumdan diğer sınıf arkadaşlarımın da iyi olduğunu varsaydım. Yapmanın kolay olduğu bir hata.

 

“Bayan Okazaki, bizi korumak için mi geldiniz?”

“Hayır, hayır! Böylesine yüksek bir pozisyondayken beni takip etmenizin imka~anı yok. Diğerleri normal insanlar, onların tek yapması gereken elf kasabasına sığınmak istediklerini bana söylemek~!”

“Bu, şimdiden diğerlerini bulduğunuz anlamına mı geliyor?”

“Eve~et! On iki arkadaşınız çoktan elf kasabasına geldi ve ikinizi de sayarsak beş öğrenciyle iletişime geçtim~ iki öğrenci daha bulmuş olabilirim, sizden sonraki durağım onların yanı ola~acak!”

 

Sınıfımızda yirmi beş öğrenci vardı. Dolayısıyla bu, altı öğrencinin yeri daha bulunamadı demek. Öte yandan bunun anlamı sadece altı kişinin yerinin bulunamaması demek. Böylesine devasa bir dünyada bu kadar çok kişiyi bulmak için ne kadar çabanın gerekeceğini hayal bile edemiyorum.

 

"Bayan Okazaki, bizim iyiliğimiz için çok çabalamışsınız,” dedim.

“Elbette çabaladım~, öğretmeniniz olarak bu benim görevim! Üstelik, öğrencilerin çoğu insan topraklarındaydı, bu yüzden düşündüğün kadar zo~or olmadı! ”

 

Öyle bile olsa Bayan Okazaki’nin bizim için yaptıkları kesinlikle  küçümsenemez. Önünde bir kez daha eğildim.

 

“Peka~ala,” dedi, “Konuşmak istediğiniz bir sürü şe-ey olduğuna eminim ama yakında buradaki akademiye kaydo~olacağım! O zaman ikinizden detaylı bir rapor alırım~!”

 

Katia ve ben en kısa zamanda akademiye kaydolacağız. Yeni hayatlarımız dolu dizgin geliyor.

 

*Hikaru Genji, Japon edebiyatının klasiklerinden olan Genji’nin Hikayesinin ana karakteridir. “Hikaru Genji Planı” ile kastedilen yetişkin bir adamın küçük bir kızı yetiştirip onunla evlenmesidir. Ters Hikaru Genji ise tahmin edeceğiniz gibi yetişkin bir kadının (öğretmen?) bir oğlanı yetiştirip evlenmesidir.

\\ Bunla ilgili bir anime vardı. O zamanda midem bulanmıştı. İnsanın yetiştirdiğin çocuğun kendi çocuğundan ne farkı olabilir ki?

*Bayan Okazaki he~er cümlesinin son hecesini uzatıyor. Okurken ba~aya zorluyor insanı! Elimden geldiğince tonlamayı korumaya çalıştı~ım!

\\ SS'i merak edenler vardır. Onu Epik Manga'nın bir çevirmenine devrettim. Yakında gelmeye başlar. Gelmeye başlamazsa geri alırım :D 

Sonraki Bölümün İsmi: Sıcaklığı Artır!

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43988 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr