Çeviren ve Düzenleyen: Arthas

İkinci gün sabahın erken saatlerinde Yue içinde Chi Yang, Liu Yan ve Wang Shuang’ın da bulunduğu grubu alarak cephaneliğe doğru yola çıktı. Bu sefer evi koruma işini Ji Qing Wu üstlenmişti. Cephanelik görüş alanlarına girince durdular ve arabalardan indiler. Yue, Chi Yang ve adamları, o cephaneliği yağmalarken arabayı korusunlar diye geride bıraktı. Yerde yatan mutant köpeklerin cesetlerini görünce rahatladığını hissetti. Eğer cesetler yenmemişse buralarda başka büyük canavar yok demekti. Yue dikkatlice ilerlemeye devam etti. Her açıdan kampı gözlemleyerek içeride saklanan bir canavar olup olmadığını anlamaya çalıştı. Hiçbir şey bulamayınca yoluna dikkatlice devam etti. Kampa yaklaşık yüz metre kala durdu ve taşıdığı 81 tip tüfeği çekerek kampın oradaki zombiye nişan aldı. Yıldırım sesi ile çıkan kurşunla birlikte zombi kafasında yeni kanlı bir delik kazandı ve ardından yere düştü. Silah kontrol yeteneği ile yıllarca titizlikle eğitilmiş bir asker ile kıyaslanabilirdi. Sese çekilen askeri üniforma giymiş düzinelerce zombi kampın içinde Yue’a doğru akın akın ilerlemeye başladılar. 81 tip tüfeğini tutan Yue ateş ederken geri çekiliyordu. Kurşunlar birbiri ardına zombilerin vücudunda delik açıyordu. Hareket eden hedefleri kafasından vurmak normal hedeflere göre çok daha zordu. Yue yirmi kere ateş etmişti ama sadece üç tanesini kafaya isabet ettirebilmişti. Kalan kurşunlar zombileri hep başka yerlerden vurmuştu. Silah kontrolüne çalışan Yue için bile sürekli olarak kafaya isabet ettirmek çok zordu. Hâlâ düzenli olarak bu yetenek üzerinde çalışmak zorundaydı. Tanrı ve Şeytan Sistemi tarafından güçlendirildikten sonra Yue birkaç dövüş becerisi elde etmişti ama bu beceriler çok stamnia ve spirit harcıyordu. Ek olarakta ateşli silahlar oldukça güçlüydü. Eğer çeşitli durumlarda hayatta kalmak istiyorsa bu yetenekte ustalaşmalıydı. Çünkü bu yetenek çok enerji harcamadan birilerini öldürmesini sağlıyordu. Yirmi kurşunu da ateşledikten sonra Yue İmitasyon Tang Kılıcını çıkardı ve zombilere doğru bir ok gibi atıldı. Zombilerin kafasını uçuran bir yıldırım gibi hareket ediyordu. Kılıcın bir parlaması ile zombilerin küçük bir grubu artık kafasızdı. Kirli kan her yere sıçramıştı. Nerdeyse hepsi ölene kadar Yue katliamında durmadı. Yue, zombilerden yirmi civarı Hayatta Kalma Parası topladı ve White Bones ile birlikte kampa girdi. Yue kampa girdiği anda mavi-yeşil bir hayalet onu yan tarafından aynı bir lazer gibi vurdu. Yue oldukça korkmuştu, vücudunu sadece yana yaslayabilirdi. Gölge Adımları yeteneğini hayalet pençesi ile onun kalbini sökmeden önce çalıştırması imkânsızdı. Mavi-yeşil hayaletin pençeleri altında Yue’nun koruyucu giysisi şekil değiştirmeye başladı. Bir kısmı Yue’nun zihin uçurumuyla etkileşime geçti ve fokurdamaya başladı. Açıkça pençenin kuvveti çok fazlaydı. Eğer Yue’nun 3. Derece Koruyucu Giysisi olmasaydı kalbi o daha canlıyken dışarı çıkartılmış olacaktı. Bu sefer de Yue’nun yanında duran White Bones acımasız bir biçimde baltasını hayalete doğru salladı. Mavi-yeşil hayalet güçlü bir rüzgar gibiydi ve biraz yana kayarak baltadan kurtuldu. White Bones’un saldırısından kaçınca hayalet Yue’yu pençelemeye devam etti. Yue acıyla dayandı ve Gölge Adımları yeteneğini aktif etti. Sonunda hızı mavi-yeşil hayaleti yakalayacak kadar artmıştı. Bedeni hafifçe yana yattı ve dizini ileri çıkararak hayaleti tekmeledi ve karşı duvara uçurdu. Mavi-yeşil hayalet bir top mermisi gibi direkt olarak birkaç düzine metre uçtu. Yue Zhong sonunda neredeyse canını alacak olan canavarı tamamen gördü. Görünüşü ortalama bir insandan daha kısaydı, mavi-yeşil bir deri tabakasıyla kaplanmıştı, bacakları geniş ve güçlü gözüküyordu, vücudunun hiçbir tarafı çürümemişti. Gözleri kanla dolmuştu. “Seviye 30 tip II, agility evrimli enfeksiyonlu S2. Hayaletimsi bir hıza sahip ve sahip olduğu enfeksiyon yaşayan bir canlıyı direkt enfeksiyonluya dönüştürebilir. Yue sesini kısarak “Lanet olsun! Tip 2 zombiye dönüşmüş bile! İnsanlar nasıl hayatta kalacak!” diye azarladı. İğne II tabancasını çıkardı ve nişanlayıp ateş etti. Yue ateş ettiği gibi S2 yeri tekmeledi ve başka bir tarafta parladı. Yıldırım sesi ile kurşun kamp duvarına çarptı ve yumruk büyüklüğünde bir delik açtı. S2’nin görüntüsü titredi ve şimşek gibi Yue’ya atıldı. S2’nin hızı çok fazlaydı. Yue’nun atış yeteneklerine rağmen zombiyi vurmak imkânsızdı. Yue’yu her zaman koruyan White Bones Yue’nun üstüne düşen bir ışık huzmesine dönüştü. Vücudunun her tarafını kaplayan yoğunlaştırılmış bir kemik tabakası ile kapladı. Göğüs zırhında bir kafatası vardı ve dizleri ve dirsekleri dışında her tarafı on santimetre kalınlığında bir zırhla kaplıydı. En kritik olan kafası bile bir kemik ile kaplanmıştı. Sadece gözleri ve nefes alacak boşluk bırakacak şekilde iki nokta boştu. Bir göz kırpma süresinde S2 zombi Yue’nun arkasına geçti ve pençesini kafasına doğru salladı. White Bones’un geçirdiği dudak uçuklatan değişim S2’nin atağının çoğunu durdurdu. Yue bin bir zorlukla dayandığı başında patlayan ağrıya rağmen dirseğini S2 zombiye doğru savurdu. Yue, Agility Katılaşması yeteneğini öğrendikten sonra S2 zombiden sadece bir iplik daha yavaştı. Yue’nun dirsek darbesi S2 zombinin karnına çarptı. Keskin kemik S2’nin karnına saplandı. S2 acı hissetmiyordu bu yüzden Yue’nun kafasına doğru vurmaya devam etti. Bu beş altı darbe Yue’nun kafasında kemik zırhına birkaç çizik bıraktı. Yue keskin kemiği S2’yi delmek ve onu yere düşürmek için kullandı ve bacağını kullanarak S2’ye baskı uygulamaya başladı. Ne kadar uğraşırsa uğraşsın o bacağın altından çıkamazdı. Belindeki İmitasyon Tang kılıcını çıkardı ve tereddütsüz bir biçimde zombinin kafasını uçurdu. S2’nin kafası yerde yuvarlandı. Büyük bir deneyim küresi Yue’nun içine girdi ve bedeni de bir yetenek kitabı, mavi bir hazine kutusu, iki beyaz hazine kutusu ve dört yüz Hayatta Kalma Parası çıktı. “19. Seviyeye yükseldiniz, lütfen stat puanlarınızı dağıtın.” “20. Seviyeye yükseldiniz, lütfen stat puanlarınızı dağıtın.” Tatlı bir ses Yue’nun beyninde yankılandı.

Önceki Bölüm

Sonraki Bölüm