Bölüm 174: Mümkün Olduğunca Gizle

avatar
7395 5

Tales of Demons & Gods - Bölüm 174: Mümkün Olduğunca Gizle


 

Çeviren: AllenWalker  Düzenleyen: Dunklesplatz 

 

Cennetin Yıldırım Serçesiyle birleşmiş olan Xiao Ning'er yukarıdan gururlu bir şekilde aşağıya bakıyordu.

 

Ne tür niteliklere sahipte Shen Fei gibi bir pislik benim kocam olmaya layık biri olsun? Xiao Ning'er'in aklına bir kişi geldi. Kalbinde çok gururlu birisiydi. Ne ailesinin ayarladığı anlaşmalara uyar ne de bir başkasının kulu olabilirdi. Sadece bir kişi vardı tüm kalbiyle o kişiye güvenebilirdi.

 

Shen Fei'nin başı kendisine çarpan yıldırımdan dolayı dönmeye başlamıştı. Kafasını sallayarak kalkmaya çalıştı fakat daha kalkamadan daha kuvvetli yıldırımlar ona çarptı.

 

Booom!! Booom!! booom!!!

 

Shen Fei'nin bedeninde sürekli yıldırımlar patlamaya devam etti. Onun Kızıl Siyah Kaplanı Cennetin Yıldırım Serçesiyle aynı seviyede değildi. Xiao Ning'er'in uzun yıllar boyunca biriktirdiği öfkesi sonunda patlamıştı. Shen Fei'ye karşı hoşgörülü olmaya hiç niyeti yoktu.

 

Shen Fei kendisine gelemeden yıldırımlar durmadan kendisine çarpıyordu. Çarpmadan dolayı oluşan acılar kendisinin nerede olduğunu bile unutturmuştu.

 

"Xiao Ning'er bana vurmaya nasıl cüret edersin? Aziz Ailem kesinlikle senin bu işten yakanı kurtarmana izin vermez." başlangıçtan bu yana Shen Fei sürekli konuşuyordu. Ancak durmadan çarpan yıldırımlardan sonra ruh gücü tamamen çökmüştü. Bu kadar acıya daha fazla dayanamadı.

 

"Bağışla beni! Beni öldürme!" Shen Fei ağlamaya başlamıştı. Aziz Ailenin öz torunu olmasından dolayı hayatı boyunca daha önce hiç böyle bir acı tatmamıştı.

 

Xiao Yi korkmuş bir ses tonuyla "Yeğenim Ning'er çabuk dur! Eğer devam edersen Bay Shen Fei kesinlikle ölecek!" dedi.

 

Xiao Yi'nin söylediklerini duyan Xiao Ning'er hala öfkeli olmasına rağmen aurası yavaş yavaş sakinleşmeye başlamıştı. Sonuçta Shen Fei'yi öldürmenin sonuçları onun için iyi olmazdı. Şu anda Shen Fei bir çok yaralanmadan dolayı acı çekiyordu, Eğer onu bu şekilde geri gönderirlerse Aziz Aile bu işin peşini kolay kolay bırakmazdı.

 

Bunları düşündükten sonra Xiao Ning'er'in yüzü beyazlaşmıştı. Az önce sinirden deliye dönmüştü. Şu anda düşünce yaptıklarının bedelini ödemek durumunda kalabilirdi.

 

Doğru! Nie Li! Nie Li bu sorunu çözebilir. Sadece Nie Li, Aziz Aileyle uğraşabilir.

Dn: Hemen Nie Li zaten ıq her işe bu adam koşuyor ya :/

 

Xiao Ning'er'in aklına gelen ilk kişi Nie Li olmuştu.

 

Shen Fei kafasını kaldırdı, bilinci yerine gelmişti fakat tüm bedeni yaralarla kaplıydı. Duyduğu bu yoğun acı hissi onu kendinden geçiriyordu. Aynı zamanda Kızıl Siyah Kaplanla olan birleşimi de iptal olmuştu. Hareket edemiyordu. Yerde yatmış ölümü bekliyordu. Nasıl olurda şu anki durumuyla bir şeyler söyleyebilecek gücü olabilirdi? Xiao Ning'er harekete geçtikten sonra herhangi bir acıma ifadesi göstermemişti. O, Xiao Ning'er'in gerçekten çıldırdığını düşünüp kendisini öldüreceğinden korkuyordu. Eğer böyle bir şey olsaydı Aziz Ailesi kendisinin intikamını alırdı ama öldüğü için alınan intikamın kendisine bir faydası kalmayacaktı. Fakat onun düşünüpte çözemediği tek bir konu vardı Xiao Ning'er nasıl olurda bu kadar güçlü olabilirdi?

 

Xiao Yunfeng ciddiyetle "Beyler, Bay Shen Fei'yi geri götürün." dedi.

 

Xiao Yi hızlıca "Durun! Shen Fei'nin çok fazla yarası var. Eğer yaralarını iyileştirmeden geri gönderirsek korkarım ki biraz uygunsuz gözükür. Eğer Aziz Aile bunun için bizi suçlarsa ...."

 

Xiao Yunfeng Xiao Yi'ye bakarak muhafızlara "Onu Aziz Aileye götürün!" diye emretti.

 

Bir kaç muhafız saygılı bir şekilde "Evet!" dedi.  Shen Fei'yi ölü bir domuz gibi kaldırıp götürmeye başladılar.

 

"Baba! Bir felakete mi sebep oldum?" Xiao Ning'er endişeli bir yüz ifadesiyle dedi. Cennetin Yıldırım Serçesiyle olan birleşimini iptal etmişti.

 

"Yeğenim Ning'er, Bunun Kanatlı Ejder Ailemize bir yıkım getireceğini biliyordun!" dedi Xiao Yi.

 

Xiao Yunfeng kafasını kaldırdı ve "Ning'er eğitimine devam et. Eğer gökler üstümüze düşse bile biz yaşlı bunaklar seni desteklemeye devam edeceğiz. Şu anda Aziz Aile, Kar Rüzgarı Ailesinin baskısı altında, bizim ailemize karşı herhangi bir aksiyonda bulunamazlar. Bekleyip durumların nasıl gelişeceğini hep birlikte göreceğiz." dedi.

 

"Tamam." dedi Xiao Ning'er. Kararını vermişti. Eğer Aziz Aile, Kanatlı Ejder Ailesine karşı harekete geçerse gidip Nie Li'yi arayacaktı. Nie Li kesinlikle bir çözüm yolu bulacaktır!

 

Xiao Yunfeng'de kararını verince diğer altı kıdemlinin söyleyecek sözü kalmamıştı. Onların yapacağı tek şey kalmıştı bu da Aziz Ailenin kendilerine karşı savaş açmamasına karşı dua etmekti.

 

Aziz Aile;

 

Shen Hong, Shen Fei'nin dayak yedikten sonra buraya getirildiğini öğrenince çok sinirlenmişti. Tüm salon Shen Hong'un öfkeli aurası tarafından çevrelenmişti. Bundan dolayı salondaki tüm muhafızlar korkmaya başlamışlardı.

 

"Sana biraz sakin durmanı söylemiştim ama sen benim sözlerimi dinlemedin ve Kanatlı Ejder Ailesinin mekanına gittin. Ölene kadar dayak yesen de bunların hepsi sana müstahak!" diye bağırdı Shen Hong Shen Fei'ye.

 

Shen Fei mutsuz bir şekilde "Baba, Xiao Ning'er benim nişanlım. O gidip başka bir adamı ayarttı, buna nasıl müsaade edebilirim. Kar Rüzgarı Ailesinin gözünün üzerimizde olması kötü bir durum fakat Kanatlı Ejder Ailesi gibi küçük bir aileyi ortadan kaldırmak bizi etkilemez bile. Ne zamandan beridir Aziz Ailemiz bu kadar korkakça davranıyor? Baba, görmüyor musun Xiao Ning'er'in beni nasıl dövdüğünü? Benim intikamımı almak zorundasın!" dedi.

 

"Siktirtme intikamını! Gidip bir karıyı bile dövemiyorsun ve gelmiş benden intikam istiyorsun! Şu anda Kar Rüzgarı Ailesinin gözü üstümüzdeyken benim Kanatlı Ejder Ailesiyle uğraşacak yeterli sayıda adamım yok. Böyle küçük meseleler için büyük planı bozamam. Kar Rüzgarı Ailesini yendikten sonra bile  Xiao Ning'er hala bizinle inatlaşacağını düşünüyor musun?" dedi Shen Hong Shen Fei'ye bakarak. Shen Fei'nin beklentilerini karşılayamadığı için kendisini biraz üzgün hissediyordu. "Er yada geç Kanatlı Ejder Ailesiyle hesabımızı göreceğiz fakat şu anda sırası değil." dedi Shen Hong.

 

"Ben..." Shen Fei'nin kalbi kırılmıştı. Xiao Ning'er'in Nie Li ile takılmasına deliriyordu. Fakat elinden bir şey gelmiyordu depresif bir ses tonuyla babasına "Tamam." dedi.

 

O bu kadar dayak yiyip acı çekmesinin boşa olduğunu anlamıştı fakat kendisinin Xiao Ning'er'e karşı yenileceğini hiç düşünmemişti. Kalbinde sadece öfke vardı.

 

Shen Fei'nin kırılmış halini gören Shen Hong'un gözleri sinirli bir şekilde parlamaya başladı. O, Nie Li'nin yanında yer alan Xiao Ning'er'in gelişiminin bu kadar iyi olacağını düşünmemişti. Görünüşe göre Nie Li'den kurtulmadıkları sürece  Nie Li Aziz Ailenin sonunu getirecekti.

 

Ye Ziyun'un avlusunda açan güzel kokulu ve güzel renkli çiçeklerden dolayı avlu çok huzurlu bir görünüşe sahipti.

 

Buradan kovulduktan sonra bile Nie Li bir kere daha geri gelmişti. Bu saatte sonra Ye Ziyun onu bir kere daha kovmaya çalışamazdı. Çünkü Ye Ziyun, Şehir Lordu Konağının Nie Li'siz pek bir şey yapamayacağını fark etmişti. Ve o etrafta olduğu sürece babası daha fazla gülümsüyordu.

 

Xiao Ning'er koşar adım içeri girdi.

 

"Ning'er, sen geldin." Xiao Ning'er'i gören Ye Ziyun'un dün akşamki hareketlerinden dolayı yüzü kızarmıştı. Kalbinde onun için biraz suçlu hissetse de duygular ile ilgili kuralları anlamıştı artık. Duyguları zorla değiştirmek hiç bir işe yaramayacaktı!

 

"En." Xiao Ning'er Ye Ziyun'a baktı ve yanıt olarak başını salladı. Nie Li'nin tek sevdiği kişi Ye Ziyun'du ve Xiao Ning'er'de bunu artık kabullenmeye başlamıştı. Kalbinde bu duruma karşı hiç kızgınlık yoktu sadece kaybetme hissi vardı. Sonuçta Ye Ziyun herhangi bir yanlış hareket yapmamıştı, O sadece Nie Li ile daha önce tanışıp onun dünyasına giremediği için pişman hissediyordu.

 

"Ning'er neden geldin?" Xiao Ning'er'i gören Nie Li gülümseyerek selam verdi.

 

"Nie Li, Shen Fei ailemin mekanına geldi ve benim tarafımdan yaralandı. Daha sonra babam onu Aziz Aileye geri gönderdi." dedi Xiao Ning'er gözlerinde biraz korku ifadesi vardı.

 

Xiao Ning'er'in söylediklerini duyan Nie Li biraz şaşırmıştı biraz düşündükten sonra "Shen Fei gerçekten de sıkıntılı bir çocuk. O daha önce benim tarafımdan dayak yediği için bana gücü yetmeyeceğini anladı ve bu seferde senin yanına mı geldi. onun gibi insanlar gerçekten de dayağı hak ediyor. " dedi Nie Li.

 

"Nie Li, Aziz Aile benim aileme kesinlikle bir sıkıntı çıkartır." Xiao Ning'er sert bir şekilde kaşlarını çatarak Nie Li'ye baktı. Böyle bir zamanda Nie Li'nin eğlenmesi onu sinirlendirmişti.

 

Xiao Ning'er'in endişeli halini gören Nie Li elini sallayarak "Bu durum için endişelenmene gerek yok. Aziz Aile şu anda kendilerini zor zekat savunabiliyorlar. Senin Kanatlı Ejder Ailene sıkıntı çıkaracak güçleri yok. Üstüne yakın bir zamanda onlara saldıracağız, çok endişelenme." dedi.

 

Aziz Aileye karşı harekete mi geçilecek? Xiao Ning'er bu sözleri duyunca çok şaşırmıştı. Sonuçta Aziz Aile Şanlı Şehrin en önemli üç ailesinden biriydi.

 

Fakat Nie Li'nin söylediklerini duyduktan sonra Xiao Ning'er biraz rahatlamıştı. O, Nie Li'nin kendisine yalan söylemeyeceğini biliyordu.

 

Birkaç günlüğüne Şanlı Şehir oldukça sakindi. Şehrin surlarındaki muhafızları artırmak dışında pek bir değişiklik olmamıştı. Önceki saldırıdan dolayı surlardaki muafız sayısını artırmak normal bir durumdu. Kimse bu durumu garip bulmazdı.

 

Sonunda o gün gelip çattı.

 

Akşam yaklaştıkça, Şehir Lordu Konağının ışıkları yanmaya başladı. Şehir Lordu Konağının misafirleri birbiri ardına gelmeye başlamıştı. Bir çok aileden uzmanlar geliyordu. Her ailenin uzmanlarının hepsi gelmişti, sonuçta Şehir Lordu Konağı daveti iletirken ailedeki bütün uzmanların gelmesini özellikle istemişti.

 

Aziz Aile beş veya altı kişiyle katılmıştı. Shen Hong etraftaki büyük sütunlara baktıktan sonra yüzü kararmış ve ciddi bir hal almıştı. Bu dev sütunların gücünü bizzat görmüştü.

 

Önceki Uçurum Şeytanı bu Kutsal Yıldırım Öldürücü Düzeni tarafından öldürülmüştü.

 

Shen Hong yanında duran yaşlı bir adamın kulağına bir şeyler fısıldadı. Yaşlı adam kafasını salladı ve kendisini Konağı içindeki evlerin çok olduğu yerlere attı ve saklandı.

 

Daha sonra Shen Hong'un ekibi uzun koridorlar boyunca yürümeye devam edip Şehir Lordu Konağının merkezine geldiler.

 

Şehir Lordu Konağının Ana Salonu;

 

"Nie Li, kıyafetlerim güzel mi?" Huyan Lanruo zarif bir elbise giymişti,  çok çekici gözüküyordu. Göğsündeki çıkıntılar güzel bir yay çiziyordu. Nie Li'nin önünde birkaç kere etrafında dönmüştü.

 

Etraflarındaki adamların ağzından salyalar akıyordu. Eğer Huyan Lanruo onlarla samimi bir muhabbete girseydi ve sonunda ölmek olsaydı yine de razı olurlardı.

Ç.N: Hmmm aklı bilmem neresinde deyiminin belirttiği insanlar insanlarımız..

 

Nie Li ifadesiz bir şekilde Huyan Lanruo'ya baktı ve "Güzel veya değil. Bundan banane. Madam Huyan neden beni takip ediyorsunuz? Benim yırtık pırtık kıyafetlerime bakın, açıkçası ben fakir bir çocuğum, Gözünüze ne çarptı da benimle ilgileniyorsunuz?"

Ç.N: Ye Ziyun'un laflarını başkasına satıyor bizimki.

 

"Senin nazarında normal bir insan ve fakir olsan da bana göre sen iyi bir adamsın. Ayrıca Şanlı Şehirde kim sana kötü yeteneklerin olduğunu söyleyebilir ki? Sen sinek gibi uçmaya çalışsan yine de efendilerden kat be kat daha iyisin." Huyan Lanruo göğsünü gurulu bir şekilde dikti ve "Birisini yargılamakta oldukça iyiyimdir!" dedi.

 

Nie Li gözlerini devirdi. Kendisinin hiç bir zaman bu kadar iyi olduğunu düşünmemişti. Depresif bir ses tonuyla "Madam Huyan, beni rahetsız etmeye devam edersen, birilerini arayacağım. Beni rahat bırakır mısınız? Yalvarırım." dedi.

 

"Nie Li, benim hangi kısmım iyi değil? Ben Huyan Ailesinin genç 'Lady'siyim. Kaç tane insan bana yakınlaşmayı diliyor fakat hiç birine bu şans verilmiyor? Bana kabul edilebilir olmadığımı söyleme sakın." dedi dişlerini sıkarak. İkiliyi çeviren çok sayıdaki insan Huyan Lanruo'nun  hangi kısmının kabul edilmediğini merak etmişti?

 

"Madam Huyan, size yalvarmadım mı? Bende ne görüyorsunuz? Söyleyin ona göre değişeceğim." dedi Nie Li.

 

Her ne kadar Huyan Lanruo biraz öfkelense de O kesinlikle Şanlı Şehirdeki ilk beş güzelden birisiydi. Kaç kişi onunla konuşmaya çalışmıştı? Fakat hiç birine bu şans verilmemişti. Huyan Lanruo gibi bir güzellik Nie Li'nin peşinden koşuyordu fakat Nie Li ise sürekli ondan kaçmaya çalışıyordu. Tüm bunlar bir çok çocuğun şaşırmasına sebep olmuştu.

 

Hepsi bu sahne karşısında biraz sinirlenmişlerdi. Neden Huyan Lanruo'nun peşinde koştuğu kişi kendileri değildi? Eğer Huyan Lanruo'yu bu kadar sert bir şekilde reddeden kişi başkası olsaydı ona güzel bir ders verirlerdi fakat rakipleri Nie Li idi. Kesinlikle onu sinirlendirmeye cesaret edemezlerdi. Nie Li, Aziz Aileye bile karşı çıkmış bir insandı.

 

"Nie Li, çok kabasın! Senden nefret ediyorum!" diye bağırdı Huyan Lanruo ve arkasını döndü koşarak gitti, Gözyaşları gözlerinden dökülmeye başlamıştı.

 

Huyan Lanruo'nun gidişini görünce Nie Li biraz rahatlamıştı. Tanrım, Huyan Lanruo gözlerini bir kere sana diktiğinde ondan kurtulmak çok zor! Nie Li'nin görüşüne göre Huyan Lanruo sadece hayatından gelip geçen birisiydi. Dahası Huyan Lanruo'nun kendisine karşı hissettikleri gerçek bile olmayabilir. Sadece merak bile olabilir. Nie Li ve Ye Ziyun'un önceki hayatında ölümü ve yaşamı birlikte yaşadıkları ve sonunda birbirlerine karşı hissettiklerinin yanından bile geçemezdi. Nie Li'nin Ye Ziyun'a karşı hisleri hiçbir zaman değişmeyecekti. Huyan Lanruo gibi birinden mümkün olduğunca saklanmaya çalışacaktı. Huyan  Lanruo onu aramadığı süre boyunca tanrıya şükredecekti.



Lütfen yorum yapıp bizi sevindirmeyi unutmayınız :D







Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44309 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr